Kuzey Ege kıyılarının geleceği bilirkişi keşfi ile belli olacak

Çanakkale ve Balıkesir bölgesi kıyılarını sanayi ve turizm yatırımlarına açma tehlikesi barındıran projenin bilirkişi incelemesi başladı. İncelemenin üç günde tamamlanması planlanıyor.

Bilirkişi keşfinin üç günde tamamlanması planlanıyor.
Google Haberlere Abone ol

Seçkin Sağlam

ÇANAKKALE -  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Balıkesir-Çanakkale bölgesinin kıyı şeridi ve kıyılarını yapılaşmaya açılmasını öngören 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’na karşı açılan davanın bilirkişi keşfi, bugün başladı.

Plana karşı toplam 10 dava açılırken keşiflerde, ilk gün Çanakkale bölgesindeki 5 dava dosyasının incelemesi yapılacak. Sonraki 5 dosyanın incelemesi kalan iki günde tamamlanacak. Üç gün sürecek keşifler sonunda bilirkişi heyetinin hazırlayacağı rapor mahkemeye sunulacak.

KEŞİF, ÇANAKKALE ADLİYESİ’NDE TOPLANTI İLE BAŞLADI

Söz konusu Bütünleşik Kıyı Alanları Planı 18 Eylül 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile onaylanmış, askı süresinde yapılan itirazların ardından planın iptaline yönelik davalar da açılmıştı. TEMA Vakfı, Bozcaada Belediyesi, Edremit Belediyesi, Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği, Çanakkale ve Balıkesir Mimarlar Odaları, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği gibi kurum ve kitle örgütleri tarafından açılan davanın bilirkişi keşfi, Çanakkale Adliyesi’nde yapılan ön toplantı ile başladı.

PLAN NELER GETİRİYOR?

Plan kapsamında, Çanakkale-Balıkesir kıyıları ve Gökçeada-Bozcaada ile Gelibolu Yarımadası yedi bölgeye ayrıldı. 1. Bölge Bandırma Bölgesi, 2. Bölge Karabiga Bölgesi, Çanakkale Merkez Bölgesi, 4. Bölge Bozcaada Bölgesi, 5. Bölge Edremit-Körfez Bölgesi, 6. Bölge Ayvalık Bölgesi ve 7. Bölge Gelibolu Tarihi Yarımada Bölgesi olarak adlandırıldı. Plana göre, önemli tarihi ve doğal değerlere sahip olan, "Kuzey Ege" veya "Güney Marmara" olarak adlandırılan, Balıkesir-Çanakkale kıyı şeridi, Gelibolu Yarımadası ve Bozcaada ile Gökçeada’da, mega yat limanlarından dış ticarete yönelik RO-RO taşımacılığına, yolcu iskelelerinden tersaneler ve çekek yerlerine, endüstriyel yük limanlarından turizm tesisleri, yat limanları ve balıkçı barınaklarına kadar birçok yatırımı öngörüyor.

NELER YAPILACAK?

İtirazlarda, 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nda, Bandırma-Gönen-Biga-Lapseki bölgelerinin maden ve sanayi alanı, Kazdağları’nı da içine alan geniş bir yelpazedeki alanlar maden alanı ilan edilmişti. Bilirkişi keşfi yapılan 1/50.000 ölçekli Kıyı Düzeni Planı’nda ise bu bölgelerin, sahil ile bağlantısının kurulduğu, yani sanayi ve maden alanlarında çıkan ürünlerin, deniz yoluyla hızla, uluslararası naklinin sağlanmasına hizmet edecek limanların kurulması planda öneriliyor. Plan, bunların dışında turizm konusunda sahil ve kıyı yatırımları ile marina, yat limanı, kurvaziyer limanı, feribot iskelesi diğer kıyı yatırımlarına yönelik önermelerde bulunuyor.

‘KIYI EKOSİSTEMİNİN KORUNMASI SAĞLANAMIYOR’

Bilirkişi keşfine katılan Mimarlar Odası Çanakkale Şube Başkanı Sevil Ural, planda uygulamaya yönelik de eksiklikler bulunduğunu ifade etti ve sürdürülebilir gelişmeye dikkat çekti. Planın kıyı ekosisteminin korunmasını sağlayamadığını söyleyen Ural, “Kıyı alanlarında, yetkili kurum ve kuruluşlar, yerel yönetimler ve yatırımcıların planlama, proje ve uygulamalarını dikkate almamıştır. Özellikle de tabiat parkı, sit alanları ile askeri alanlar vb. koruma statüsündeki alanlar dikkate alınmamış. Bölgenin depremselliği ve doğal ve tarihi değerlerinin göz ardı edildiğini planda görebiliyoruz” dedi.

‘KORUMA ALANLARI GÖZ ARDI EDİLDİ’

Şehir Plancıları Odası Çanakkale Temsilcisi Cihan Sarı, Çanakkale Boğazı’nın korunmasına yönelik kaygılarının bulunduğunu, Saroz Özel Çevre Koruma alanı, Bozcaada ve Gökçeada gibi bölgelerdeki koruma alanlarının göz ardı edildiğini ifade etti. Sarı, “1/100000’lik Çevre Düzeni Planı referans alınarak oluşturulmuş bir plan. Yani Çevre Düzeni Planı’nda turizm alanı ilan edilmişse, bunun etkileşiminde kalan kıyı kesiminde de buna uygun tesisler; balıkçı barınağı, tersane, turizm tesisleri gibi tesisler öngörülmüş. Ancak bunların dışındaki diğer her şey göz ardı edilmiş. Örneğin 1. Dünya Savaşı’ndan kalma batıklar, koruma alanları gibi… Bu noktada itirazlarımız var” diye konuştu.