Levent Artüz: Müsilaj olduğu gibi duruyor ama şekli farklı
MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog Artüz, 28 Ağustos’ta başlayan ve 4 Eylül’de sonlanan araştırmasına göre müsilajın olduğu gibi Marmara Denizi’nde durduğunu ama şeklinin farklı olduğunu söyledi.
Pelin Akdemir
DUVAR - Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı bünyesinde yürütülen, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen Marmara İzleme Projesi (MAREM), 8 Ocak 2021 tarihinden bugüne, Marmara Denizi genelinde toplam 200 istasyon ve 450 farklı noktada deniz çalışması sürdürüyor.
Son olarak 28 Ağustos’ta başlayan MAREM kapsamındaki “Kütlesel Müsilaj Oluşumunun Durumu ve Marmara Denizi Ekosisteminde Bıraktığı Etkiler” isimli alt başlıklı deniz çalışması, 4 Eylül’de sonuçlandı. Tekirdağ’ın Mürefte limanından başlayan çalışma hakkında konuşan Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi’nin lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, müsilajın olduğu gibi Marmara Denizi’nde durduğunu ama şeklinin değiştiğini belirtti. Artüz, “Müsilajın deniz ortamı içinde çok farklı safhaları var, kamuoyu su üzerinde örtü halindeki hali ile ilgilense de müsilaj, büyük miktarlarda bütün Marmara Denizi’nde halen mevcut” dedi.
‘İŞ MÜSİLAJ SORUNUNU ÇOK AŞMIŞ DURUMDA’
Çalışmalar sırasında vahim ve çarpıcı sonuçlar elde ettiklerini kaydeden Artüz, sonuçları test edeceklerini ve yanılmayı umduklarını ifade etti. Artüz, “İlk ölçüm ve gözlemlere göre iş müsilaj sorununu çok ama çok aşmış durumda. ‘Bu seneki manzarayı arayacağız, bundan sonraki felaket bunu aratacak nitelikte olacak’ demiştim, sanırım o duruma geldik. Şimdilik bunları söyleyebilirim, analizler sonuçlandığında geniş kapsamlı olarak durumu kamuoyuna duyuracağız” diye konuştu. Müsilajın ufak bir kısmının bakteriolojik olarak ayrışmaya başladığını söyleyen Artüz, ayrışmanın hızlanması için ortamda yeterli çözünmüş oksijenin mevcut olmadığını aktardı.
‘KARADENİZ'İ KAYBEDECEĞİZ’
Ergene deniz deşarjına değinen Artüz, “2013 senesinde ‘deşarj gerçekleşirse’ diye yaptığımız modelleme ve Türkiye Barolar Birliği’nde buna bağlı sunumda belirttiğimiz unsurlar, ne yazık ki çıkıyor. Marmara Denizi’nin büyük bir bölümü gri renge bulandı. Suda çözünmüş oksijen seviyeleri deşarj etki alanı içinde dibe vurmuş durumda. Canlı çeşitliliği ise ancak ‘yok’ kelimesi ile anlatılabilir. Marmara’yı bu hale soktuk ancak Ergene deşarjı ile çok kısa bir süre sonra Karadeniz’i kaybedeceğiz, Kuzey Ege Denizi’ni çok ama çok büyük bir risk altına sokacağız” şeklinde konuştu.