Levent Tüzel: Emekçiler açısından değişen bir şey olmayacak
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, "Gaye Erkan gitti yerine Fatih Karahan geldi. Emekçiler açısından değişen bir şey olmayacaktır" dedi.
DUVAR - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, istifa kararı aldığını açıklamış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erkan'ın istifasının ardından Merkez Bankası Başkanlığına Fatih Karahan atanmıştı. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Erkan'ın istifasıyla ilgili, "Şimşek ve Erkan'ın isimleriyle anılan ekonomi politikası da bir piyasa programıdır, sermaye programıdır. Şu ya da bu isimden de bağımsızdır. Gaye Erkan gitti yerine Fatih Karahan geldi. Emekçiler açısından değişen bir şey olmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"Esas olan emekçi sınıfların ihtiyacına uygun bir ekonomik politikanın ancak emekçilerin mücadelesiyle ve kendi çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda örgütlenmeleriyle mümkündür" diyen Tüzel, şu ifadeleri kullandı:
"Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan dün yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanına referans vererek "görevden affı"nı talep etti. "İstifa etme" iradesi bile kalmayan bürokratlar tek adam rejiminde ancak görevden affını talep edebiliyor.
Hafize Gaye Erkan'ın yerine hızlıca Fatih Karahan atandı.
Mayıs 2023 seçimlerinin ardından girilen tüm burjuva düzen partilerinin alkış tuttuğu 'yeni ekonomik politikalar'ın Mehmet Şimşek'le birlikte en önemli figürlerinden biriydi Gaye Erkan. Ancak son zamanlarda Merkez Bankası başkanlığına ilişkin iktidar bloğu içindeki kimi rahatsızlıklar basına yansımıştı. Son olarak Erkan'ın babası tarafından bir personelin işten atıldığı aile üyelerinin banka ofislerini adeta çiftliğe dönüştürdükleri iddiaları kamuoyunda da tartışılmıştı. Bu haberler Hafize Gaye Erkan'ın döneminin kapanacağına işaretti.
Tek adam rejiminde her skandalda yapıldığı gibi Gaye Erkan da "Her bir karış toprağı için bedel ödenmiş bu topraklarda doğmuş ve büyümüş" olduğunu hatırlatıp kolay "para" ettiğini düşündüğü "kan", "vatan" ve "millet" edebiyatı ile iddialara yanıt vermişti.
Ortak alındığı belli olan Erkan'ın kararını, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kişisel bir karar olarak nitelendirdi, "Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen ekonomi programı"ndan vazgeçilmeyeceğini vurguladı. Zamanında Şimşek'i "Faiz lobisinin adamı" olarak tanımlayan, faizler %19 iken "enflasyona neden oluyor" diyen, 'nas var nas' diyerek politika faizini %8,5'a düşüren ve tüm dengeleri alt üst eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizleri %45'e çıkartan yeni programa önderlik ettiğini iddia eden Şimşek, aslında Türkiye'deki ekonomi yönetiminin halk düşmanı yüzünü ortaya koymaktadır.
Şimşek ve Erkan'ın şahsında temsil edilen bu politika şimdiye kadar enflasyonun sebebi olarak işçi sınıfının, emekçilerin ve emeklilerin "tüketimi"ni, sözde artan ücretleri gösterdi. Tam da bu nedenle işçilere ve emeklilere enflasyonun altında yapılan zam, daha ilan edilir edilmez açlık sınırının altında kalan ücretler dayatıldı.
Enflasyonu düşürmek adına faizleri %45'e kadar çıkartan, emekçilerin gelirlerini adaletsiz vergilerle, yüksek faizlerle daha da küçülten iktidar bloğu, iki buçuk yıldır yüksek enflasyonun yükünü nasıl emekçilerin sırtına yüklediyse enflasyonu düşürme iddiasıyla ortaya çıkan faiz ve vergi yükünü de emekçilerin sırtına yüklemektedir.
Tek adam rejiminde faizler düşüyor, yükseliyor, ama kaybeden hep emekçiler oluyor. Sermayenin önce bir kesimi, sonra diğeri kayırılıyor ama toplamda kazanan hep sermaye oluyor. Patronlar, para babaları ve multi-milyarderler servetlerine servet katarken, bu ülkenin emekçileri daha da yoksullaşıyor, ağır çalışma ve yaşam koşullarına mahkûm ediliyor.
Şimşek ve Erkan'ın isimleriyle anılan ekonomi politikası da bir piyasa programıdır, sermaye programıdır. Şu ya da bu isimden de bağımsızdır. Gaye Erkan gitti yerine Fatih Karahan geldi. Emekçiler açısından değişen bir şey olmayacaktır.
Son gelişmeler tekrar göstermiştir ki esas olan emekçi sınıfların ihtiyacına uygun bir ekonomik politikanın ancak emekçilerin mücadelesiyle ve kendi çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda örgütlenmeleriyle mümkündür. Emekçiler hayat pahalılığına, enflasyonla ücretlerinin erimesine, faizle soyulmalarına dur dedikçe, bir araya geldikçe ve halkçı bir ekonomi için mücadele ettikçe aydınlık bir gelecek kurulabilecektir."