LGS'de başarı oranı düştü: Sadece test çözen mutsuz çocuklar yetişiyor
LGS’nin yeni nesil sorulardan oluşması, öğrencilerin başarı düzeyini düşürüyor. Uzmanlar, bu durumun bir piyasaya dönüştüğünü, öğrenci ve veli üzerinde maddi yük oluşturduğunu söylüyor.
DUVAR - Zorunlu olmamasına rağmen 2 Haziran’da yapılacak Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava 1 milyondan fazla sekizinci sınıf öğrencisi girecek. Milli Eğitim Bakanlığı, son yıllarda LGS’de ağırlıklı olarak mantık yürütme ve yorumlama becerilerini ölçen yeni nesil soru tekniğini kullanıyor.
Fakat eğitimciler, okulda alınan eğitimin sınavdaki yeni nesil soru tipiyle uyumlu olmadığı için öğrencilerin soruları çözmekte zorlandığını belirtiyor. Öğrencilerin soru çözmek için dershanelere, etüt merkezlerine ve kaynak kitaplara yönelmesi ise bu alanda yeni bir piyasa oluşturuyor.
TEOG GİTTİ, YENİ NESİL SORULAR GELDİ
LGS’den önce Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavı vardı. 2017’de TEOG kaldırılarak yerine öğrencilerin mantık yürütme ve yorumlama becerilerini ölçen soruları içeren LGS getirildi. ‘Nitelikli okul’ kapsamındaki fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu Teknik Programları ve proje uygulayan ortaöğretim kurumlarına yerleşmek için yarışan öğrenciler, LGS’de bir senaryo üzerinden sorunun doğru yanıtının bulunmasını gerektiren yeni nesil sorularla karşılaşıyor. Son yıllarda sınavın tamamını bu soru tipi oluşturuyor. Ancak öğrenci, eğitim hayatı boyunca mantık yürütme ve yorumlama becerisini kazandıracak bir müfredatla yetişmiyor. Yani öğrencinin karşısına söylenenin ve uygulamanın tam tersi sorular çıkıyor. Bu da öğrenci başarısının düşmesine neden oluyor.
Okul eğitiminin yetersiz kalması nedeniyle öğrenciler ve aileler, özel ders, dershane desteği, yeni nesil sorular içeren kaynak kitapları almaya yöneliyorlar. Ailelerin maddi durumları doğrultusunda alacakları özel ders ve dershane desteği ile okul eğitiminin yetersizliğini kapatmaya çalışmaları eğitimin ticari bir yapıya bürünmesine neden oluyor. Bu maddi desteği sağlayabilen ve sağlayamayan veli ve öğrenciler arasında eğitimde fırsat eşitsizliği oluşturuyor.
‘SORULAR NEDENİYLE LGS’DE ÖĞRENCİ BAŞARISI İKİ KAT AZALDI’
Matematik öğretmeni ve Eğitim İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Özgür Demirdaş, TEOG’a göre LGS’de öğrencilerin başarı düzeylerinin düştüğünü belirtiyor. Okullarda yeni nesil soru çözümüne yönelik eğitim verilmediğini belirten Demirdaş, “TEOG için kullandığımız kitapların aynısını LGS’de de kullanıyoruz. Ders işleyişinde herhangi bir değişiklik olmadı. Matematikte TEOG’da 20 soruda 11 net oluyordu ama şu anda LGS’de 2 veya 3 civarında net ortalama çıkıyor. LGS, TEOG’dan üç kat daha zor bir sınav” diye konuşuyor.
TEOG, bilgi ve kavrama düzeyinde bir sınavdı. LGS, çözümleme ve yorumlayarak fikir oluşturması gereken bir sınav. LGS’nin üst düzey bilgiye ve beceriye sahip olması gerektiren sorular içerdiğini belirten Demirdaş, her öğrencinin sınava girmemesi gerektiğini söylüyor. Piyasada artık nasıl hazırlandığı belli olmayan çok fazla kaynak kitabın olduğuna dikkat çeken Demirdaş, “Ciddi bir ekonomi dönüyor. Bir kaynak kitap 400-500 liralardan başlıyor. Bir öğrencinin sınava hazırlanabilmesi için sadece matematikten 5-6 kaynak kitap alması gerekiyor. Bir piyasa oluşuyor ve veliye de öğrenciye de yük oluyor” diyor.
‘LGS ODAKLI ÇALIŞMA OKULLARI DERSHANE MANTIĞINA İTİYOR’
Öğrenci başarısının LGS ile doğru değerlendirilmediğini belirten Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, konu tarama sorularının artırılması, yeni nesil soruların azaltılmasıyla öğrenci seçiminin yapılmasının daha uygun, daha doğru bir ölçme sonucunu göstereceğini ifade ediyor.
Erdem’in sınava yönelik bir diğer eleştirisi ise şöyle: “Ayrıca sayısal 2 dersten 40, sözel 4 dersten 50 soru sorup puanlama sisteminde sözel derslerin puanını düşük tutmak, sözel zekaya sahip fakat becerisi yüksek olan öğrencilerin gelecek eğitim hayatına ket vurmaktadır. Çünkü bu tip öğrencilerin, bu becerileri ile sınavla öğrenci alan okullara girme şansı neredeyse yok gibi.”
LGS’ye girebilmenin şartlarının olması gerektiğini belirten Erdem, zorunlu olmamakla beraber bütün çocukların 5. sınıftan itibaren LGS odaklı çalışmasının bütün okulları ve öğretmenleri dershane mantığına ittiğini söylüyor. Erdem, “Öğrenci başarısının kaç net yaptığı, okul başarısının ise kaç öğrenciyi nitelikli okula gönderdiğiyle ölçülen bir ortamda, milli eğitimin temel ilkelerine ulaşılması hayal olacaktır” diyor.
‘SADECE TEST ÇÖZEN MUTSUZ ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYORUZ’
İsmini vermek istemeyen bir öğretmen, okul kitapları ile sınavın birbiriyle uyumsuz olduğunu söylüyor. Bu yıl bakanlık tarafından ana derslerden gönderilen çoktan seçmeli soruların olduğu kaynak kitaplar çoktan bitmiş. Odsgm.meb.gov.tr adresine her ay düzenli olarak yüklenen örnek sorular da bu yıl dönemlik olarak sadece iki kez yüklenmiş.
İsmini vermek istemeyen Türkçe öğretmeni, LGS'de çıkan soruların bir kısmının okuldaki müfredat ile doğrudan bağlantısı olmadığını söylüyor. Özellikle sözel mantık ve muhakeme soruları ile tablo ve grafik yorumlama sorularının... Okulda dil bilgisi konuları ağırlıklı çalışılırken, sınavda bu konulardan çok az sayıda soru çıkıyor.
Kaynak kitap aldırmak zorunda kaldıklarını belirten öğretmen, fiyatların yüksek olması nedeniyle velilerin zorlandığını söylüyor. 8. sınıflar için okulda açılan hafta sonu kurslarının devamsızlık nedeniyle bir süre sonra kapatıldığın söyleyen öğretmen, “Dershane ile sorunu çözmeye çalışıyorlar. Sanki bilerek onlara zemin hazırlıyorlar. Sadece test çözen mutsuz çocuklar yetiştiriyoruz. Hayalleri olmayan çocuklarla karşı karşıyayız” diyor.