Lider, para, cenaze namazı: Gülen'den sonra ne olacak?

Avrupa'dan Afrika'ya, Amerika'dan Asya'ya yayılan yapılanmanın kurucusu Fethullah Gülen arkasında, ''Örgütün yeni lideri kim olacak, parası nerede, cenaze namazı kılınır mı?" sorularını bıraktı.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - İlkokul mezunu bir vaizin Afrika'nın en ücra köşesinden Latin Amerika'ya, Orta Asya steplerinden, tropikal bölgelere kadar her yerde temsilcisi ve üyesinin bulunduğu bir yapılanmayı kuracağını, 20. yüzyılın başında söyleseler kimse inanmazdı. Ancak 1960'lı yıllardan sonra başlayan hikaye, imkansız denilenin gerçek olabileceğini gösterdi. Önce Komünizmle Mücadele Derneği'nde aktif oldu. İlerleyen süreçte yaşanan 12 Eylül 1980'deki askeri darbenin ardından önünde açılan otobanda son sürat ilerleyen Fethullah Gülen ve yapılanması 1980 ve 1990'lı yılları, gerek bürokrasi ve yargıda gerekse de emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) kendisine biat eden kadroları yetiştirmekle geçirdi.

EN İHTİŞAMLI GÜNLERİ AK PARTİ DÖNEMİNDE

1999 yılında Türkiye'yi terk ederek Amerika Birleşik Devletleri'nin Pensilvanya Eyaleti'ne yerleşen Gülen, 3 Kasım 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından en 'ihtişamlı' günlerini yaşamaya başladı. Devlet erkanının dahi ismini anarken 'Hocaefendi' demeden geçemediği, bürokrasi, yargı, emniyet ve TSK'de müritlerinin en kritik pozisyonlara geldiği dönemi AK Parti iktidarıyla birlikte yaşayan Gülen'in örgütü, 2007'de başlayan Ergenekon soruşturmalarıyla, toplumun bir kesiminin sempatiyle baktığı, bir kesiminin ise Türkiye'deki gerçek tehlike olarak gördüğü bir yapılanma haline geldi.

28 ŞUBAT'IN DESTEKÇİSİ

Gülen'e sempatiyle bakan kesimin büyük çoğunluğunu, yolu eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kurucusu olduğu Milli Görüş geleneğinden geçen siyasiler ve o siyasilere gönül verenlerden oluşuyordu. Oysa Gülen, Erbakan'ın Başbakanlık'tan istifa etmesine yol açan postmodern darbeye destek vermiş, 28 Şubat Muhtırası'nı "Asker demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi" diyerek yorumlamıştı. Ancak Milli Görüş gömleğini çıkaran AK Parti ve destekçileri, Gülen'le birlikte yol yürümekten çekinmedi.

15 TEMMUZ GERİ DÖNÜŞ YOLUNU KAPATTI

AK Parti ile o dönem 'Hizmet Hareketi' olarak kendisini tanımlayan Fethullah Gülen cemaatinin uzun yolculuğundaki bilinen ilk sendeleme, 7 Şubat 2012'deki MİT Krizi'yle yaşandı. O günden sonra çekilen kılıçlar bir daha hiç kınına girmedi. Önce dershane krizi yaşandı. Daha sonra yaşanan 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları, 'büyük aşk' için sonun başlangıcıydı. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi ise, geri dönüşü olmayan bir son oldu.

17-25 Aralık süreci yaşanana kadar, iktidarın temsilcileri, bürokratlar ve yakın kimi gazeteciler için düzenlenen Pensilvanya turlarından paylaşılan fotoğraflar, birer övünç kaynağıydı. Bürokraside, siyasette, medyada yükselmenin yolunu Pensilvanya gezilerinde arayan bazı isimler, bugün "İyi bilmezdik" mesajı paylaşıyor.

ESKİ YOL ARKADAŞI: BÖYLE BİRİNİN CENAZE NAMAZI KILINIR MI?

Gülen, en güçlü olduğu dönemde bazı yol ayrımları da yaşadı. En önemli ayrılıklardan birisi, kamuoyunda yapılanmanın iki numarası olarak bilinen ve Gülen'in sağ kolu olduğu belirtilen Nurettin Veren'leydi. 1966 yılında bir camide tanışan ikili neredeyse 40 yıl birlikte yürüdü. Bu birliktelik, 2005'te Veren'in Gülen'e Türkiye aleyhine çeşitli faaliyetlerde bulunma ve CIA ile işbirliği yapma suçlamalarını yöneltmesiyle son buldu. Televizyon programlarında, yazdığı yazılarda kendi penceresinden Fethullah Gülen'i anlatan Veren, eski yol arkadaşının ölüm haberinin ardından Gazete Duvar'a konuştu.

Veren'e göre, devlet Gülen'e ve yapılanmasına karşı bir başarı kazanamadı. Bu fikrini, "Felsefeyi yok edecek ne yapıldı? Diyanet İşleri Başkanlığı, akademisyenler bu örgüte karşı ne yaptı? Devlet, bunlarla yeterince mücadele etmedi" sözleriyle destekleyen Veren, "Fethullah Gülen'in felsefesi İslami ve Kurani değildir. Vatikan'ın kardinal ilan ettiği birisi için şimdi cenaze namazı konuşuluyor. Böyle birinin cenaze namazı kılınır mı?" ifadelerini de kullandı.

'KURUP BÜYÜTENLER KİMİ İSTERSE, BAŞINA O GEÇER'

Henüz ne zaman defnedileceği, mezarının nerede olacağı gibi soruların cevabı yok ama sağlık durumuna ilişkin haberler yayılmaya başladığından beridir, Gülen yapılanmasının bölündüğü, sahibi olduğu belirtilen milyarlarca dolarlık sermayenin akıbetiyle ilgili tartışmalar, sosyal medya platformlarında paylaşılıyordu. Örgüt şemasında 'Kainat İmamı' olarak en tepede yer alan Gülen'in ölmeden önceki sağ kolu Cevdet Türkyolu, para kasası olarak bilinen Mustafa Özcan gibi isimler, yapılanmanın yeni lider adayları olarak gösteriliyor.

Fethullahçı polis ve yargı üyelerinin kumpası olduğu belirtilen Balyoz davalarında yargılanan, 5 yıl hapis yatan isimlerden biri olan Ahmet Zeki Üçok, örgütün başına getirilecek isme ilişkin görüşlerini paylaştı. Gülen'in yapılanmasının başına kimin geçeceğine yönelik tartışmaya değinerek söze başlayan Üçok, "ABD, İngiltere, İsrail, Almanya gibi ülkelerin ortak katkısıyla kurulmuş bir yapının başına kimin geçeceğine yönelik hazırlık yapılmıştır" dedi.

Gülen'in 160 ülkede hem siyasi hem de ticari faaliyetlerinin olduğuna vurgu yapan Üçok, "Kimse böyle bir oluşumdan vazgeçmek istemez. Yapılanmanın başına, yakını, doktoru, akrabası değil, kurup büyütüp bugüne getirenler kimi isterse o gelir" ifadelerini kullandı. Fethullah Gülen'in sembolik bir kişilik ve fenomen olduğunu da sözlerine ekleyen Üçok'a göre, cenazesi Türkiye'ye getirilmemeli. Üçok, "Dirisi başımıza dünya kadar dert açtı. Bir de ölüsüyle uğraşmayalım" diyor.