Likya mirasına otoyol için ÇED raporu görüşüldü: Kurul karar verecek
Antik Likya bölgesini tehdit ettiği tartışmalarıyla gündeme gelen 74 kilometrelik Demre-Kaş otoyol projesi, Ankara’da İDK toplantısında görüşüldü. Şimdi gözler, kurulun vereceği ÇED kararında.
ANTALYA - Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Demre-Kaş güzergahına 74 kilometrelik otoyol projesi için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu, bugün Ankara’da İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısında görüşüldü. Demre Belediye Başkanı Gülsüm Cengiz, Kaş ve Finike belediyelerinden yetkililer, sivil toplum örgütleri ile bölge halkından temsilcilerin katıldığı toplantıda otoyol projesiyle ilgili görüşler belirtildi. Kurulun, ‘Akdeniz Sahil Yolu’ olarak adlandırılan proje ile ilgili görüş, öneri ve itirazları önümüzdeki günlerde değerlendirerek ÇED için nihai bir karar vermesi bekleniyor.
DEMRE VE FİNİKE’DEN REVİZE TALEBİ, KAŞ’TAN ONAY
Demre ve Finike’den yerel yöneticilerin projeyle ilgili eleştirilerini ve değişiklik taleplerini ilettikleri İDK toplantısında, Kaş Belediyesi yetkilileri ise otoyol planlamasına olumlu görüş verdiklerini açıkladı. Otoyol projesini yüklenen araştırma firmasının planlamanın detaylarını anlattığı toplantıda Akdeniz Üniversitesi’nden uzmanların sadece Kaş’ta yaşayan ‘Likya Orkidesi’ gibi endemik bitki türlerinin zarar görmeyeceği yönünde görüş verdikleri belirtildi. İnceleme Değerlendirme Kurulu’nun onay vermesi halinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ‘olur’ yazısı istenecek. Kurul, ÇED raporuna onay vermezse projenin iptali ya da revizesi gündeme gelecek.
KARAYOLLARI PROJEYİ ANLATTI, İTİRAZLAR SIRALANDI
Karayolları yetkilileri, otoyol projesinin yapımına, mevcut yolların fiziki ve geometrik standartlarının düşük olması, sürücü konforu, trafik güvenliği ve yoğunluğunu gerekçe gösterdi. Yapılan açıklamada, yolun ulaşımı kolaylaştırarak turizm, eğitim, sağlık alanında fayda sağlayacağı belirtildi.
Projeye karşı yapılan itirazlarda ise Kaş - Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Kaputaş 1. derece doğal sit alanı dahil olmak üzere toplam 9 doğal koruma alanının ve 11 arkeolojik sit alanının ya içinden ya da yakınından geçeceği belirtildi. Milyonluk bütçe ile yeni bir otoyol yapmak yerine, bölgenin tamamına hem sahilden hem de dağ köylerinden ulaşan mevcut yolların iyileştirilmesi istendi. 22’si endemik, 454 bitki cinsinin yayılım alanını olan otoyol güzergahında sadece Kaş’ta yetişen Likya Orkidesi, Kaputaş Andızotu gibi nesli tehlike altında olan endemik türlerin varlığından da bahsedilen toplantıda, projenin hem bu türlerin geleceğini hem de yaban hayatını geri dönülmez şekilde olumsuz etkileyeceği anlatıldı.
‘YOLUN ÖNEMLİ BÖLÜMÜ DİNAMİTLE PATLATILACAK’
Toplantıda projeye destek veren ve itiraz eden tüm taraflara söz verildiğini aktaran Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, “Her bölgeden yetkililer, meclis üyeleri ve arkadaşlarımız söz aldı. Herkese söz verildi, bu kıymetliydi. Üç ilçenin de temsilcileri, halihazırdaki güzergahların sit alanlarından, tarım alanlarından, zeytinliklerden geçtiğini söyledi. Yolun bazı kısımlarının arkeolojik sitlerin içinden, bazı kısımlarının da yakınından geçtiği vurgulandı. İnşaat aşamasında yolun önemli bir bölümü dinamitlerle patlatılacağı, bu durumun yeraltı su kaynaklarının yok olmasına ya da yön değiştirmesine sebep olacağı ve daha sonra oluşacak araç trafiğinin bu özel coğrafyada probleme sebep olacağı anlatıldı” dedi.
KARAYOLLARI: ‘LİKYA ORKİDESİ’Nİ BİZ KORUYACAĞIZ’
Akoy, proje sunumu sırasında bazı şaşırtıcı bilgiler de aldıklarını söyledi: “Projeyi anlatan yetkililer, otoyol yapımının bölgedeki doğal ve tarihi dokuya zarar vermeyeceği yönünde bazı kurumlardan ve uzmanlardan görüş aldıklarını söylediler. Akdeniz Üniversitesi’nden hocaların verdiği olumlu görüşü kurula sundular. ‘Likya Orkidesi’ni biz koruyacağız. Orkidelerin alanı bu projeden çok etkilenmeyecek’ dediler. Ancak Likya Orkidesi, nisan ayının ortasında çiçeklenen soğanlı bir bitki. O dönemde görünür, sonra yeniden görünmez olur. Dolayısıyla gerçekçi olmayan doğal yaşamı koruma taahhütlerinde bulunuldu. Biz de bu konularda itirazlarımızı dile getirdik. Kısacası hepimiz yolun geçmekte olduğu güzergahın Türkiye’nin en değerli alanlarından biri olduğunu anlatmaya çalıştık.”
‘KAŞ ÇOK KISA BİR ZAMANDA ‘BODRUM’LAŞIR
Otoyol projesinin Demre Havalimanı ile ortak bir proje olarak hayata geçirilmek istendiğini ifade eden Akoy, otoyol projesiyle ilgili şu uyarıları gündeme getirdi: “Özellikle Kaş Sahili, bu iki projeyle birlikte bir turizm alanı olarak yapılandırılırsa ki yapılandırılacaktır, bu aşamada bölgedeki nüfusu yönetemeyiz. Kaş’ın temel gelir kaynağı turizm. Antalya’daki diğer bölgelerden farklı olarak kitle turizmi değil, ekoturizm diyebileceğimiz butik bir turizm türü uygulanıyor burada. Yapılacak yol, Kaş’ın turizm girdisine, turist profiline de zarar verecek. Kaş, çok kısa bir zamanda Bodrum’laşır ve bir değerimizi daha tüketmiş oluruz. Kaş’ın da çok nitelikli bir alan olduğundan ve yoğun betonlaşmanın tahribat boyutunun da olağanüstü olacağından bahsettik.”
TÜRKİYE’NİN TANITIM YÜZÜ KAPUTAŞ’A KÖPRÜ
Daha önce mahkeme kararıyla iptal edilip yeniden projeye eklenen Kaş-Kalkan otoyol etabında, Türkiye’nin tanıtım yüzü olarak kullanılan Kaputaş Sahili’nin üzerine köprü yapılacağını hatırlatan Akoy, “Biz, coğrafyaya çok zarar verecek ve bölgeye ek yapılaşma getirecek bu yolun iç kısımlara taşınmasını istedik. Demre’de de zaten üç şeritli yolların olduğu, böyle büyük bir bütçe ayrılarak yenisinin yapılmasına ihtiyaç olmadığı dile getirildi. Ekonomik açıdan sıkıntıda olan bir ülkenin böyle projelere ihtiyacı olmadığını vurguladık. Projenin maliyetini düşürecek bir yol izlenerek, olan yolların düzenlenmesini önerdik. Halihazırdaki yolların iyileştirilerek gayet verimli hale getirilebileceğine değindik” diye konuştu.
220 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE TOPRAK KAYBI
Projenin Kaş-Kalkan etabında işlevsiz hale gelecek tarım alanı, mera, zeytinlik gibi kıymetli toprak kaybının 125,5 hektar yani 220 futbol sahası büyüklüğünde olduğuna vurgu yapan Akoy, bu kaybın, bölgedeki çiftçilik ve hayvancılığa büyük bir darbe, ardından da köylülerin ata topraklarını terk etmeleri anlamına geldiğini söyledi. Proje raporunda otoyol güzergahındaki sadece 26,75 hektar ormanlık alanda 66 bin 73 ağacın kesileceğinden bahsedildiğine dikkat çeken Akoy, “Proje uygulanırsa 118 hektar tarım alanı, 57 hektar toplam orman alanı, 44 hektar zeytinlik alan ve 95 hektar makilik olmak üzere toplam 321 hektar alan tahrip olacak. Kıymetli tarım topraklarının olduğu üretim alanlarından, hayvancılık ve çiftçilikle geçinen dağ köylerinden, halkın ata toprakları ve evlerinin üzerinden geçerek doğal ve sosyal hayatı bir bıçak gibi ikiye bölecek” dedi.
Ne Olmuştu?
Antalya Valiliği’nin Kaş – Kalkan Otoyolu için 2017 tarihli ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı için iki ayrı dava açılmıştı. İlk dava otoban projesi için verilen ÇED kararına, ikincisi ise Kalkan güney yamaçları ve Kaputaş Plajı 1’nci derecede sit alanından geçen 2 bin 842 metrelik güzergahta Antalya Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu’nun verdiği izne karşı açılmıştı. 2018 yılında Antalya 4. İdare Mahkemesi, ‘kesin inşaat yasağı bulunan 1’nci derece doğal sit alanında geri dönülemez tahribata sebep olabileceği’ ifadesine yer vererek yürütmeyi durdurma kararı vermişti. 2019 yılında ise Antalya 2. İdare Mahkemesi, bilirkişi raporuna dayanarak Antalya Valiliği’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etmişti. 2020 yılında da Danıştay kararı onaylamıştı. Karayolları Genel Müdürlüğü bu karar üzerine Finike – Demre hattını, Kaş- Kalkan hattı ile birleştirerek 2021’de ÇED toplantısı yapma kararı almış, Finike halkının tepkisi sonucu Finike ÇED toplantısı iptal edilmiş, Kaş’ta Akbel Mahallesi’nde ÇED toplantısı yapılmıştı. Toplantıya yoğun katılım gösteren halk, Kaş – Kalkan otoyoluna karşı çıkmıştı.