Mahfi Eğilmez’den emekliye ve asgari ücretliye zam formülü
"İnanılmaz bir kamu israfı var. Ben Hazine Müsteşarı olduğumda benim arabam Renault’ydu. Ben de buna niye biniyorum, Mercedes isterim falan gibi düşünceler asla aklıma gelmedi."
DUVAR - Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın programına telefonla bağlanan iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, "Yanlış ekonomi politikası izliyoruz" dedi. Öncelikle gerçek rakamların açıklanmasını isteyen Eğilmez, düşük ücretli için zam formülünü de verdi. "Kasamızın durumu müsait değil diye bu insanlar sırtımızı dönemeyiz" diyen Eğilmez, "Bunu nasıl yaparız? Kamu israfını keserek. İnanılmaz bir kamu israfı var. Kamu israfını keserek bu işe kaynak bulunabilir" dedi.
Eski Hazine Müsteşarı, iktisat uzmanı, akademisyen ve yazar Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisine dair tespit ve önerilerini canlı yayında paylaştı. Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın programına telefonla bağlanan Eğilmez, "Yüzleşmemiz gereken ekonomik gerçekler" konusunda dikkati çeken açıklamalar yaptı. Türkiye'nin çözüm olarak "IMF'e gidip sistemi düzeltmesi gerektiğini" anlatan Eğilmez, bunun da yeterli olmayacağını ve yabancı sermaye çekmek için izlenmesi gereken rotayı bir kez daha çizdi.
Dr. Mahfi Eğilmez'in açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:
“Her şeyden evvel yanlış bir ekonomi politikası izliyoruz. Enflasyonumuz yüksek. Gerçek olan enflasyon bunun çok üzerinde. Bunu düzeltmemiz lazım. Gerçek enflasyonumuz neyse bunu kabul etmemiz lazım. Yüzde 60’lık enflasyona göre uyguladığınız politika başka, yüzde 120 enflasyona göre uyguladığınız politikalar başka olur. Ben enflasyona mücadele edildiğine inanmıyorum. Biz büyümeyle uğraşıyoruz. Maliye politikamız gevşek, kamu israfı inanılmaz boyutlarda. Böyle bir yerden parlak şekilde çıkmamız mümkün değil.
Biz gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) belirlerken piyasadaki mal ve hizmetlerin fiyatlarını topluyoruz. Bunu Türk lirasıyla tespit ediyoruz. Bunu yıllık ortalama dolar kuruna bölerek dolar karşılığını buluyoruz. Biz Merkez Bankası'yla bastırıp dolar kurununu düşük tutarsak bu gerçek bir rakam olmaz. Sığınmacıların katkısını alıyoruz, bunu katıyoruz GSYH’ya. Ama nüfusa bölerken onları yok sayıyoruz. Dolayısıyla kişi başına gelirimiz de yüksek çıkıyor. Bunu görmemiz lazım. Görmezsek uyguladığımız politikalar da eksik kalır. Ve öyle de oluyor maalesef.