Mahkemeler ‘göreve başlatın’ diyor, YÖK duymuyor
Mahkemelerin iade kararına rağmen 30 günlük yasal süreç içerisinde görevlerine başlatılmayan ‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyenler, ilgili kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
ANKARA – OHAL döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle görevlerinden ihraç edilen ‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyenlerin yaklaşık 7 yıldır verdikleri mücadele devam ediyor. OHAL Komisyonu’nun yıllarca başvurularını raflarda bekletmesinin ardından yargı yolu açılan, idare mahkemelerinin göreve iade kararı verdiği akademisyenler bu kez de görevlerine başlatılmama uygulamasıyla karşı karşıya.
Yargı kararının 30 gün içerisinde üniversiteler tarafından uygulanması kanuni zorunlulukken 45 günü bulan süreler geçmesine rağmen görevlerine başlatılmayan akademisyenler söz konusu adımı atmayan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladı.
Üniversite yönetimlerinin yargının iade kararının hemen ardından yürütmeyi durdurma başvuruları da yaptığı süreçte akademisyenlerin talebi bir an önce görevlerine başlamak ve öğrencileriyle yeniden bir araya gelmek.
‘HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI BİLE GERÇEKLEŞMİYOR’
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden ihraç edilen ‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyen Mustafa Kemal Coşkun hakkında Ankara 19’uncu İdare Mahkemesi göreve iade kararı verdi. Yargının 8 Haziran’da kararını tebliğ etmesinin üzerinden 30 günden fazla zaman geçmesine rağmen görevine başlatılmayan Coşkun’a üniversite yönetiminin verdiği yanıt, “Dosyanızı YÖK’e gönderdik, yönetim kurulunun onaylaması gerekiyor” oldu.
Yargı kararına rağmen görevine başlatılmayan ve sürecin “keyfilikle” sürdürüldüğünü belirten Coşkun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorumlu kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Kolayca atılacak adımların yerine getirilmediği durumda “hukuktan” söz edilemeyeceğini ifade eden Coşkun şunları söyledi:
“Ülkede hukukun siyasallaşması artık başka bir şeyken, bunu bile tartışmıyorken, hukuk kurallarının uygulanması bile gerçekleşmiyor. Bir idare mahkemesinin aldığı karara zamanında uyulmuyorsa ortada hukuk diye bir şeyin olmadığını gösterir. Kimse de bundan korkmuyor. Suç duyurusunda bulundum. Savcının bunları arayıp, başlatmayan kimse ‘Neden başlatmıyorsunuz, bunun cezası var’ demesi lazım. Bunlar artık işlemiyor. En önemli sorun bu.”
'HER GEÇEN GÜN BİZİM ÖĞRENCİLERİMİZLE BULUŞACAĞIMIZ GÜNÜ UZATIYOR'
YÖK Yönetim Kurulu’nun mahkemenin verdiği iade kararına karşı bir adım atamayacağını, Ankara Üniversitesi’nin gönderdiği dosyayı onaylaması gerektiğini ifade eden Coşkun, ancak bunun yapılmamasına tepki gösterdi. Coşkun, “YÖK yönetim kurulunun hepsi Menzil tarikat liderinin cenazesine katıldı. Hepsi. Bari tarikat liderinin cenazesinde toplanıp karar alsalardı. Bir türlü bir araya gelip bizim kararımızı onaylamıyorlar. Bunun özellikle yapıldığını ve keyfi olduğunu düşünüyorum. Her geçen geçen gün bizim öğrencilerimizle buluşacağımız günü uzatıyorlar” diye konuştu.
‘KÖTÜ NİYET’
Akademisyen Coşkun gibi yargının iade kararı verdiği fakat 45 gün geçmesine rağmen görevine başlatılmayan bir diğer ‘Barış Bildirisi’ imzacısı isim de Eğitim- Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Mutlu Arslan. Ankara Üniversitesi’ndeki öğretim görevlisi kadrosundan ihraç edilen, Ankara 19’uncu İdare Mahkemesi’nin iade kararına rağmen görevine başlatılmayan Arslan’ın aktardığına göre benzer durumda olan akademisyen sayısı 9.
Ankara Üniversitesi’nin süreci geciktirdiğini, iade kararlarının ardından akademisyenleri göreve başlatmaktan önce istinafa itiraz ettiğini ifade eden Arslan, YÖK Yönetim Kurulu’nun toplanıp kadro atamasını yapmamasına tepki gösterdi ve sürecin “kötü niyetle” yürütüldüğünü belirtti.
Mahkeme kararının iade olarak çıkmasının da tek başına süreci sonuçlandırmadığını ve belirsizliklerin devam ettiğini ifade eden Arslan, “Mahkeme kararları kesin değil ve sürekli üst mahkemeye itiraz ediyorlar. Kimisi yürütmeyi durdurma kararı veriyor her şey sıfırdan başlıyor. Mahkeme kararı çıktı, rahatladık durumumuz yok ama işe dönmenin kendisi altı yıl sonra haklılığımızın bir şekilde mahkeme tarafından da onaylanması anlamına geliyor. İş yerine döndüğümüzde bu sevinci iş yerindeki arkadaşlarımızla paylaşmış olacağız” diye konuştu.