Mahpusa tehdit: Memur her zaman devlette haklı
ÖHD ve İHD, Iğdır S Tipi Cezaevi raporunu kamuoyuyla paylaştı. Cezaevindeki bir memurun 'Hogır' adındaki mahpusa tehditleri raporda yer aldı: "Hiçbir şey yapamazsın. Memur her zaman devlette haklı."
DUVAR - Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Iğdır Temsilciliği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Iğdır Temsilciliği , Iğdır S Tipi Hapishanesindeki mahpuslar ve hapishane yönetimleriyle gerçekleştirdikleri görüşmelerin sonucunda hazırladıkları hak ihlalleri raporunu kamuoyuyla paylaştı.
S Tipi hapishanelerde de F Tipi Hapishanelerde olduğu gibi ağır tecrit koşulları yaşandığı vurgulanan raporda, çıplak arama, fiziki ve sözel taciz ile işkence, tekli hücrelerde tutulmak, kelepçeli muayene dayatmasının olağan hale geldiği belirtildi.
Bianet'te yer alan habere göre raporda yer verilen ihlallerin bir kısmı şöyle:
- Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinden Iğdır S Tipi Hapishanesine sürgün edilen Hogır Batu'nun çıkış hapishanesinden yanına eşyalarını almasına izin verilmemiş, eşyaların kargo ile kargo ücretinin karşılanması koşulu ile gönderileceği söylenmiştir. Yalnız 1 ay geçmesine rağmen kendisine halen de eşyaları verilmemiştir. Mahpus temel hijyen koşullarını dahi sağlayamamaktadır. (Havlu,terlik vb diğer ihtiyaçlar dahildir )
- Mahpus Iğdır S Tipi Hapishanesine saat 19:30 sularında giriş yaptığını ilk kabul kısmı arama noktasında gardiyanların kendisini arama odasına alıp soymaya çalıştığı, mahpusun direnmesi üzerine , mahpusun sırtına basmak suretiyle çırılçıplak yüzüstü yatırmak ve sırtına baskı uygulayarak işkence yapmak suretiyle arama yapıldığını aktarmıştır. Mahpusun bir odaya alındığı , gardiyanın elinde mahpusun üzerindeki tüm kıyafetlerin olduğu haliyle odadan çıktığı, kıyafetlerin X-ray cihazına alındığını, kıyafetlerin odaya verilmesinin ardından mahpusun sırt ağrısından dolayı belini tuttuğu ve ayakta durmakta zorlandığı haliyle Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/8983 soruşturma numaralı dosyaya eklenen kamera kayıtlarından alenen tespit edilmiştir. Mahpus odadan çıktıktan 15-20 dk sonra çıplak arama yapıldığına dair bir tutanak imzalattıklarını belirtmiştir.
- Mahpus Hogir Batu C-73 odasında bir gece bekletildikten sonra ertesi günün sabahında (24/12/2021 tarihi) A-102 odasına alındığını, yapılan çıplak aramanın onur kırıcı bir davranış olduğunu belirterek sorumlular hakkında suç duyurusu bulunup açlık grevine başladığını duyurmuştur. İdare tarafından kendisine ilk altı gün boyunca sadece tatlı, tuzlu su verildiğini, buna itiraz ettiğini ölüm orucunda olmadığını, 6.günün sonunda 3 adet piknik meyve suyu, 3 adet piknik bal (sürekli patlak gelmektedir. ) yaklaşık 400 gr şeker ve yaklaşık 250 gr tuz verilmeye başlandığını aktarmıştır. Açlık grevinin 27.gününde olan mahpus Hogir Batu 71 kilodan 66 kiloya düşmüştür.
- Mahpus açlık grevinin 4. gününde , 27 Aralık 2021 tarihinde sabah sayımına gelen personelin karşısında,' sayım sırasında esas duruşa geçmediğinden verdiği dilekçeleri almayacağını' belirten personele baş memur veya nöbetçi memur ile görüşmek istediğini belirtmiş yalnız onların mevcut olmadığı bahanesi ile görüştürtmeyen personelin dışında sayıma eşlik eden nöbetçi müdür veya başmemura sesini duyurmak için kapıya vurduğunu bunun üzerine aniden 15-20 gardiyanın odaya girip mahpusu yere yatırıp, başına sert bir cisimle vurduklarını, başının tepesinde derin ve geniş bir yara oluştuğunu , odada yerdeyken odaya gelen bütün gardiyanların kafasına, karnına, sırtına, beline, göğsüne tekmelerle vurduğunu sonrasında koridorda elleri arkadan tutularak, başına yere doğru baskı uygulamak suretiyle, yerde sürükleyip, süngerli odaya alındığını, o esnada iki kurum müdürünün ve cezaevi savcısı olarak kendini tanıtan kişinin de orda bulunduğunu,
- Süngerli odada mahpusun iki kolu iki ayağı ile ters bir şekilde kelepçelendiği, iki saatten fazla bir süre yarı baygın halde iki büklüm ve yüzüstü bekletildiği soruşturma dosyası kamera kayıtlarında mevcuttur. Bu haliyle süngerli odaya giren tüm gardiyanlar tarafından yerde tekmelendiğini belirtmiştir.
- Mahpus kurum birinci müdürünün kalemi olarak görevli, saçı kel veya kazıtılmış halde olan personelin mahpusu süngerli odaya geçirirken ' Seni böyle haşat ederiz. Bunlar senin iyi günlerin. Sen burda öleceksin.' dediğini "Bu kişi dışında işkenceci olan bir başgardiyan makatıma elini sokup, biz burda siyasilere böyle davranırız. Bize itaat etmezsen seni s..z " dediğini aktarmıştır.
SÜNGERLİ ODA İŞKENCESİ
Mahpus süngerli odada sırtına baskı uygulayarak ellerini arkadan kelepçeleyen ve bu baskının sırtında ağrılara sebep olan personelin de olduğunu belirtmiş yalnız kameralı süngerli odada kamera açısını kapatacak şekilde duran personelin kasıtlı hareketi sebebiyle henüz tespit edilemeyen ve mahpusun üzerine oturmak suretiyle baskı uygulayan personelin de ayrıca tespit edilmesi ve soruşturulması gerekmektedir.
- Mahpus süngerli odadan çıkarılıp revire götürüldüğünü, plastik kelepçelerden dolayı elini çevirip döndüremediğini, bel ağrısı olduğunu, kafasında ön kısmında derin ve geniş bir yara oluştuğunu, revirde hastaane sevkinin yapılmasını istediğini,yalnız yapılmadığını, öğlen gibi odaya döndükten sonra midesinde yanma olduğunu, ağzından kanlı tükrük aktığını butona basıp revire çıkmak istediğini ambulans çağrılması gerektiğini belirtmesine rağmen personelin bu talebini cevapsız bıraktığını, Saat 16.00- 16.30 saatleri aralığında gözlerini hastahanede açtığını doktorun kendisini tanıttığını nasıl bayıldığını hatırlayıp hatırlamadığını sorduğunu,
- Mahpusa hastanede eşlik eden Ömer isimli cezaevi sağlık personelinin mahpusun odasına girdiklerinde yerde yüzüstü kolları açık bir şekilde baygın olduğunu, ilk olarak oksijen ve kolonya verildiğini hastane doktoruna anlattığını ancak kurum idaresinin bu durumun soruşturmaya konu edilmemesi için sevk yazısında hasta mahpusun bilinci açık şekilde hastahane talebinde bulunduğunu yazdığını , mahpus bu durumun doğru olmadığını hastane sevk talebinin kabul edilmediğini ancak nasıl baygınlık geçirdiğini hatırlamamakla birlikte baygınlıktan sonra gözlerini hastahanede açtığını belirtmiştir.
( Bu durumu 27/12/2021 tarihli Iğdır Devlet Hastahanesinde saat 15.24 te giriş yapılan ve saat 16.10 'da hazırlanan epikriz raporu doğrulamaktadır. Şöyle ki, doktor; hastanın getirildiği zaman nefes darlığı nefes almada zorluk baygınlık geçirme şikayeti ile geldiğini, bilicinin açıldığında hastanın darba uğradığını kendisine belirttiğini ve baş bölgesinde 2*3 cm büyüklüğünde abazyon mevcut olduğunu yazmıştır.)
- Mahpus akşam 20:00 ile sabah 07:00 arasında her saat başı kontrol amacı ile rahatsız etmek maksatlı ışığı açıp kapattıklarını,
- Emin E. isimli personelin sayıma veya aramaya geldiğinde 'Hogir sen hala yaşıyor musun, intihar etmedin mi?' diyerek ve ayrıca 'sen hiçbir şey yapamazsın, memur, her zaman devlette haklıdır' diyerek psikolojik baskı yapıldığını,
- Psiko- sosyal servis raporu olarak tutulan raporda açlık grevinin etkileri anlatılıp grevden vazgeçirme ikna çabalarının olduğunu belirtmişlerse de öyle bir durum olmadığını 'Görüşmenin müdürün odasında olduğunu, kendisi ayakta konuşmak istemediğini , Rasim ismindeki ikinci müdürün 'memurlar ayakta duruyorsa sen de duracaksın' söyleminde bulunduğunu, ilk geldiği gün çıplak aramaya maruz bırakıldığını , yatak malzemelerini elden teslim almadığını personelin aşağılayıcı bir şekilde yerden pislik içindeki yatak malzemelerini almasını istediklerini , müdürün sen benim personelime iftira atıyorsun, benim personelim elden teslim eder dediğini,
- Ocağın ikinci haftasından itibaren mahpusların bütün arama ve sayım işlemlerinde bir kamera ile gelindiğini kameranın ses kaydedici özelliğinin de olduğunu odaya geldiğinde kamera açık halde personelin ‘Günaydın, nasılsın’ diyerek ilgili olduklarını alınan bu kamera ile göstermeye çalıştıklarını,
YENİ GELENLERE ÇIPLAK ARAMA
- 29/12/2021 tarihinde TBMM İnsan Hakları Komisyonuna ve Adalet Bakanlığına genel hapishane koşullarına ilişkin mektup yazdığını ancak mektubun çıkarılmadığını aktarmıştır. Iğdır S Tipi Hapishanesine Diğer Hapishanelerden farklı tarihlerde gelen mahpusların aktarımları ise şöyledir;
- Mahpuslar her yeni gelen mahpusa çıplak arama yapıldığını,
- Tutuklu olan mahpusların süreli hapis cezası olmasına rağmen tekli odada tutulduklarını, hiçbir gerekçe sunulmadığını,
- Mahpuslar kendilerine 'yıkım timi' ismi verdiklerini duydukları bir personel ekibinin mahpuslara işkence uyguladığını,
- Aralık ayının son haftasında yapılan işkenceye karşı odayı yakma suretiyle bir adli mahpusun kendine de zarar verdiğini, psikolojik tedavi görmesi gereken mahpusların tedavi edilmediğini,
- Ayakta sayım , odadan çıkma durumlarında duvar dibinden soldan nizami yürüme, ayakkabı çıkarma dayatmalarının yapıldığını,
- Maddi imkanı olmayanlar için berber bile verilmediğini, tv verilmediğini,tek tipleştirme usulu ile sadece saçlarını sıfır yapabilecekleri tıraş makinesi verildiğini,
- Ailelerinden uzak olduklarını ailelerinin görüşlerine gelemediklerini, görüşe gelen ailelere personel baskısı olduğunu, ailelere ince arama yapıldığını, mahpusun ailesi ile oturduğu masanın iki ucunda iki personelin oturduğunu, görüş odasının içinde kamera olduğunu, aileden gelen iki kişi ise 15'er dakika tekli görüştürüldüğünü, toplamda 30 dakikalık görüş olabildiğini,
- Mahpusların aynı suç tipi ile yargılananların birlikte kalması gerekirken, ve bu durumun adlilere uygulanmasına rağmen siyasi mahpuslara uygulanmadığını, çoklu odada kalmak için bile tarafsıza geçme iradelerini belirtmeleri gerektiğini , bütün taleplerinin cevapsız kaldığını,
- Resmi kurumlara hapishane şartlarını anlattıkları dilekçe, mektuplarının işleme konulmadığını belirtmişlerdir.
HİYYEN SORUNU
Mahpus Faysal Çiçek 23/12/2021 tarihinde Diyarbakır D Tipi Hapishanesinden , Iğdır S Tipi Hapishanesine getirildiğini, kuruma getirildiğinde ilk bekleme salonunda 1 -1,5 saat bekletildiğini, sandalyenin olmadığını,tekli hücrede tutulduğunu, kendisine temizlik malzemesi verilmediğini, kendi imkanlarıyla gazete küpürleriyle odayı temizlediğini, odanın çok kirli olduğunu,
- Mahpus Fırat Gerekli, 26/08/2021 tarihinde Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinden Iğdır S Tipi Hapishanesine sevk edildiğini, girişte çıplak arama yapıldığını, aramanın , üzerine bir muşamba verilerek yapıldığını, direndiği için sözlü şiddete maruz kaldığını, personellerin bağırarak iletişim kurduğunu, kendilerine terörist diye hitap ettiklerini, 8 aydır kurul kararı tekli hücrede tutulduğunu, traş olamadığını berber ihtiyacının karşılanmadığını, yemekler az miktarda yetersiz, kahvaltıda bir adet küçük paket reçel verildiğini, karşı çıkıldığında da odalarının diğer arkadaşlarından uzaklaştırıldığını, arkadaşları alıp nereye götürüldüğünü bilmediğini, ayakta sayım ve duvar dibinden yürütüldüğünü belirtmiştir.
KELEPÇELİ MUAYENE
- Mahpus Ruken Yıldız, kalp kapakçıklarında çürümeye yakın romatizma, yüksek tansiyon, rahminde kist , kan pıhtılaşması bozukluklarından dolayı hastahane tedavi sürecine girmesi gerektiğini ancak hastahanede kelepçeli muayane dayatıldığı için muayene olamadığını ve tedavilerinin geciktiğini, odanın içini gören kameraların mevcut olduğunu aktarmıştır.
- Mazhar Metin , 09/04/2021 Şırnak'tan sevk ile getirildiğini, Çıplak aramaya maruz kaldığını, tekli odada tutulduğunu, üçlü odaya geçmek için dilekçe verdiğini yalnız rededildiğini, mektupların fakslarının dışarıya iletilmediğini, cumhuriyet başsavcılığına yaptığı suç duyurusu dilekçesi için personelin, şikayetini geri çekerse odaya alınacağını söylediğini, spor aktivitelerinin olmadığını, yemeklerin az ve besin değerlerinin yetersiz olduğunu, verilen tıraş makinesinin ya bozuk çıktığını, ya da sadece bir numarasını kullanabildiklerini , kendileri de maddi imkansızlıktan dolayı satın alamadığını, idarenin tüm taleplerini cevapsız bıraktığını aktarmıştır.