Mavi Bilet: Feminist bir distopya

Sophie Mackintosh'un ikinci romanı 'Mavi Bilet', Can Yayınları tarafından yayımlandı. Erkek egemen bir dünyada kadının ve kadınlığın tartışıldığı 'Mavi Bilet', okuru zamansız bir gelecek toplumuna götürüyor, ancak bu gelecek hayli karamsar ve öjenik bir akılla yönetiliyor.

Google Haberlere Abone ol

1988 yılında Güney Galler’de doğan Sophie Mackintosh, Sally Rooney gibi genç yaşta dünyaya açılmayı başarmış kadın yazarlardan biri. Biz Mackintosh’la 'Su Kürü' romanıyla tanıştık. 2019 yılında, Can Yayınları etiketi ve Begüm Kovulmaz çevirisiyle okuduğumuz 'Su Kürü', 2018’in Booker listesinde yer alıyordu. Erkek egemen dünyada üç kızını “özenle” yetiştirmeye çalışan bir babanın kızlarıyla kuruduğu iletişimi konu edinen bu roman, modern dünyadaki “kadın ve korku” ilişkisini de çok yönlü şekilde irdeliyordu.

Geçtiğimiz günlerdeyse yine Can Yayınları etiketiyle ve yine Begüm Kovulmaz’ın özenli çevirisiyle Mackintosh’un ikinci romanı okur karşısına çıktı. 'Mavi Bilet' adını taşıyan bu romanda Mackintosh’un eli daha fazla arttırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz sanıyorum.

ÖJENİK BİR TOPLUM

“Bana ait olmayan bir nesne gibiydi hayatım, başka türlü olmasını dilemek en iyi olasılıkla bir yanılgıydı, en kötü olasılıkla hainlik.”

'Mavi Bilet', zamansız bir gelecek toplumuna götürüyor okuru, ancak bu gelecek hayli karamsar ve öjenik bir akılla yönetiliyor. Bu toplumda erkekler görece özgür yaşayıp rutinlerini sürdürebilirlerken kadınlar büyük bir baskı altında ve her daim kontrol altında tutuluyorlar. Hem de ta çocukluktan itibaren. Zaten 'Mavi Bilet'in sırrı da işte burada devreye giriyor. Sürekli kontrol altında tutulan ve doktor gözetimi altında büyüyen kız çocukları fizyolojik - psikolojik olarak bir dizi teste tabi tutuluyorlar ve her şey ilk âdetlerini gördükten sonra başlıyor.

Âdet gören kızlar en güzel kıyafetlerini giyip ebeveynleriyle beraber ilgili kliniğe gidiyorlar ve bir makinenin karşısına geçip bütün hayatlarını belirleyecek olan o bileti bekliyorlar. O güne kadar derlenen raporlar, yapılan testler sonucundaysa renkleri belirleniyor. Sadece iki renk ve iki seçenek var. Beyaz bilet sahipleri aile kurup anne olmak zorunda kalırken, mavi bilet sahipleri bunun tam tersi bir hayat yaşamaya zorlanıyorlar; evliliğin olmadığı, çok eşli ve elbette çocuksuz, “özgür” bir hayat.

NASIL YAŞAYACAĞINA KARAR VEREMEZSİN

“Hayatının küçük ateşiyle izin verilenden başka bir şey yapmak istemenin düşünülemez bir şey olduğunu biliyordum ama işte buradaydım ve yapıyordum o şeyi. Yasa dışı hamile kalan kadınlara ne yaptıklarını bilmiyordum ama başkalarının da olduğunu tahmin ediyordum, ben yalnız olmazdım. Annelik emirle durdurulabilen, keşfedince içinizden söküp alabilecekleri bir şey miydi?”

'Mavi Bilet', Calla’nın ilk âdetinden önce, 14 yaşlarında olduğu sırada başlıyor ve şansına mavi bilet düşmesinin ardından, otuzlu yaşlarındaki haliyle devam ediyor. Calla bir kimyager, bütün mavi biletli kadınlar gibi yaşıyor; kariyere ve hazza odaklı. Ancak günün birinde biletinden ve hayat sorgusundan daha fazla kaçamıyor ve imkânsız görülen, “günah” sayılan, büyük cezalara sebep olan bir karar alıyor ve anne olmaya karar veriyor.

Mavi Bilet, Sophie Mackintosh, Çevirmen: Begüm Kovulmaz, 248 syf., Can Yayınları, 2020

Düzenli olarak görüştüğü partneri R, bunun için ideal bir aday. Korunmasız ilişkileri, Calla’nın spiralini “illegal” olarak çıkarmasıyla kısa zamanda sonuca ulaşıyor ve Calla hamile kalıyor. Calla bir yandan bedenini tanımaya çalışırken, bir yandan da rutinini aksatıp dikkat çekmek istemiyor. Her zamanki içki dükkânına gidip yine içki alıyor ama eve gelince hepsini döküyor. Yakalanırsa başına gelecekleri az çok tahmin ediyor.

'Mavi Bilet', Calla’nın bu kararından sonra başlıyor aslında; romandaki gerilim yükselirken, başta aşk olmak üzere, dostluk, aile ve devlet farklı boyutlarıyla tartışmaya açılıyor.

DİSİPLİN TOPLUMU

“Korkularımız ve sırlarımız coğrafi olarak takip ediliyordu. Onları bir haritanın üstünde işaretleyebilirdiniz.”

'Mavi Bilet'in en dikkat çeken taraflarından biri yarattığı disiplin toplumunun işleyişinde saklı. Erkek egemenliğinin öjeni boyutunda işlediği, kadınların nasıl yaşayacağına, hangi genin soyunun sürdürüp hangisinin yok olacağına karar veren bu gelecekteki kontrol mekanizması kendine sınırsız bir meşruluk hakkı tanımış durumda. Ancak bu mekanizma hantal makinelerin insanları gözetlediği, korkutucu mimarinin egemen olduğu, zırhlı arabalarının, silahlı birliklerin sürekli boy gösterdiği bir güç pornosu sunmuyor okura. Daha “modern” bir sistem var karşımızda. Güç ve şiddet elbette bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor fakat gizlenerek yapıyor bunu, Tanrı gibi, gizlendikçe etki alanı genişliyor.

Bu yanıyla Foucaultcu iktidarın işleyişini çağrıştıran 'Mavi Bilet' toplumunda, beyaz ve mavi bilet sahipleri coğrafi olarak da birbirlerinden ayrılmış durumdalar. Mackintosh, okuru mavi biletlilerin sokaklarında gezdirdiği için burayı daha ayrıntılı olarak anlatıyor. Bu coğrafyada hemen her şey hazza yönelik tasarlanmış. Seks her yerde meşru ancak üremeyle ilgili hemen her şey yasaklanmış, unutturulmuş. Öyle ki kimse ortalıkta bir bebek görmüş bile değil, şans eseri görenlerse bunu garipsiyorlar. Bu da yetmezmiş gibi çocuk doğurmanın ne kadar “iğrenç” bir şey olduğuna yönelik belgesellerin gösterimleri yapılıyor sinemalarda, kan revan içinde doğumlar gösteriliyor. Hangi bilete sahip olunursa olunsun, o biletle ilgili bir dizi propagandaya maruz kalınıyor ve her kesim en doğrusunun, en çok mutluluk verenin kendi bileti olduğunu düşünüyor; dahası bu şekilde düşünülmesi isteniyor.

Kadınların doktor kontrollerine rutin şekilde devam etmeleri de iktidar mekanizmalarından biri. Böylelikle gözetim “sağlık” adı altında sürdürülürken olası hatalarla karşılaşıldığında ya cerrahi yoldan ya da ihbarcılıkla sorunun önüne geçilmeye çalışılıyor. Yasa dışı hamile kalanlarsa yaşadıkları toplumdan uzaklaştırılıyor, hem fiziken hem ruhen “arındırılmakla” korkutuluyorlar. Ancak Calla’nın doktoru Doktor A, Calla’yla böylesi hiyerarşik bir ilişki kurmuyor. Ona başına gelecekleri bir bir söylüyor ve önündeki iki seçeneğin yaratacağı etkileri anlatıyor ve seçimi Calla’ya bırakıyor.

'Mavi Bilet', tıpkı Su Kürü gibi erkek egemen bir dünyada kadının ve kadınlığın tartışıldığı bir roman. Mackintosh, anneliği bayat bir duygusallık üzerinden değil, bir özgürlük meselesi olarak irdelendiği bu romanında işin hakkını veriyor ve yazacağı diğer romanları daha şimdiden merak ettiriyor.