Medyada LGBTİ+'lar: Özne değil üzerine konuşulan bir ‘sorun’
Kaos GL’nin 2021 Medya İzleme Raporu’na göre LGBTİ+’lar medyada özne olarak görülmüyor, ancak bir nefret saldırısı ya da ayrımcılığa maruz bırakıldıklarında gazete sayfalarında yer alabiliyor.
DUVAR - 14 yıldır medyada LGBTİ+ temsilini izleyen Kaos GL, yazılı basında LGBTİ+’larla ilgili haber, köşe yazısı ve söyleşileri inceledi. Raporun bulguları düzenlenen bir toplantıyla paylaşıldı. Rapora göre, incelenen 4011 metnin yüzde 57’sinde LGBTİ+’ların temel hakları ihlal edildi, LGBTİ+'lar nefret söylemine ve ayrımcı dile maruz bırakıldı. LGBTİ+’ları konu edinen metinlerin yüzde 43’ü ise (1707) hak haberciliği kapsamında değerlendirildi.
Araştırmayı Ali Özbaş yürütürken, raporu derneğin Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar kaleme aldı. LGBTİ+’ların ancak bir nefret saldırısı ya da ayrımcılığa maruz bırakıldıklarında gazete sayfalarında yer alabildiğine dikkat çeken Tar, LGBTİ+ örgütlerinin çalışmalarının ve görüşlerinin yazılı basında kendisine yer bulamadığını söyledi. Öte yandan başarı hikayelerinin de gazete sayfalarına yansımadığını belirtti.
“2017 yılından beri araştırmamızda değişmeyen bir veri olarak karşımıza çıkan bu sonuç, araştırmanın diğer sonuçlarıyla birlikte değerlendirildiğinde medyada LGBTİ+’ların özne olarak yer alamadığını, olumlu ya da olumsuz temsil fark etmeksizin ancak ve ancak haberin konusu olarak yer alabildiğini gösteriyor. Medya, LGBTİ+’ları, hayatlarını, fikirlerini, mücadelelerini temsil etmiyor. Onun yerine LGBTİ+’lar hakkında konuşmayı tercih ediyor. Bu durum da medyada LGBTİ+’ların insandışılaştırılması anlamına geliyor. LGBTİ+’lar medyada hayatları, iradeleri ve hakları olan özneler olarak temsil edilmek yerine; deyim yerindeyse üzerine konuşulan bir ‘sorun’ olarak yer alıyor.”
‘LGBTİ+ KARŞITLIĞI YAYIN POLİTİKASINA DÖNÜŞTÜ’
LGBTİ+’lar hakkında üretilen içeriklerle ilgili en son akla gelen LGBTİ+’ların kendisi ya da örgütlenmeleri oldu. Raporu yazan Tar, “LGBTİ+’ları hedef gösteren yayıncılığın aslında bir yayın politikası olduğunu, haber merkezlerinin sistematik olarak LGBTİ+ karşıtlığını bir yayın politikasına dönüştürdüğünü gözlemedik” diye konuştu.
2021’de Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Sözleşmesi protestoları, LGBTİ+’lara yer verilen iki önemli örnek oldu. Rapora göre siyasi aktörler ve medya eşgüdümlü olarak hareket etti. Tar, bu durumu “Roller değişse de her daim birbirleri arasında bir tür direktif ilişkisi olduğunu bu yıl da görmüş olduk” diye özetledi.
‘LGBTİ+’LARA MİKROFON UZATILMIYOR’
2021 yılı boyunca incelenen metinlerin 2 bin 175 tanesi haber, bin 605 tanesi köşe yazısı iken sadece 87’si söyleşiydi. Yıldız Tar, bu durumun LGBTİ+’ların sesinin medyaya taşınmadığının önemli bir göstergesi olduğunu belirtti.
“Bildiğiniz üzere köşe yazıları, çoğu durumda köşe yazarının kendi fikirlerini kamuoyuyla paylaştığı bir mecradır. ‘Haberin kaynağı kim?’ diye sorduğumuzda, en çok köşe yazarlarının kaynaksız bir şekilde kendi fikirlerini mutlak doğruymuş gibi yayınladığını görüyoruz. Haberler ise kişilerin kendi sözlerini çok daha az aktarabildikleri alanlardır. Söyleşiler, medyada LGBTİ+’ların özneleşip özneleşmediğine bakmak için özellikle dikkat ettiğimiz bir alan. Ancak 4 haneli rakamlardan 2 haneli rakamlara düşen bir durum var. Bu durumda LGBTİ+’lara mikrofon uzatılmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.”
Araştırma, LGBTİ+’lar içerisinde hangi kimliklerin nasıl temsil edildiğini de inceliyor. Buna göre haberlerde en az yer alan grup, interseksler. Öte yandan önceki yıllardan farklı olarak 2021’de haberlere en çok konu olan topluluk ise lezbiyenler. Yıldız Tar, bu durumun nedenini şöyle anlattı: “Her yıl en çok habere konu olan gruplar, trans kadınlar oluyordu. Bu haberlerin büyük çoğunluğu seks işçisi trans kadınlara polis operasyonlarına ilişkin ‘fuhuş operasyonu’ başlığı ile verilen haberlerdi. 2021’de bu tablo değişti, en çok haber olan grup lezbiyenler oldu. Bu lezbiyenlerin medyadaki temsilinin iyileşmesiyle ilgili değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Lezbiyen, mezbiyen yok öyle bir şey’ açıklaması bütün gazetelerde haber oldu. Ardından lezbiyenlerin hedef gösterildiği bir yıl geçirdik. Haliyle rakamların artması olumlu bir gelişme değil, nefret söylemi ve ayrımcılığın lezbiyenlere yöneldiğinin bir göstergesi.”
Yerel basındaki LGBTİ+ temsilini de konu edinen araştırmaya göre 2021’de LGBTİ+’lar en çok İstanbul yerel basınında yer aldı. İstanbul’u Bursa ve Trabzon takip etti. İstanbul yerel basınında çıkan haberler incelendiğinde bunların yüzde 64’ünün nefret söylemi ya da ayrımcı dil içerdiği görüldü. LGBTİ+ haklarını ihlal etmeyen haberlere bakıldığındaysa bu haberlerin tamamının çeviri haber olduğu görüldü.
İyi örneklerin başında ise İzmir yerel basını yer aldı. Haberlerin yüzde 83’ünde LGBTİ+ haklarına saygılı bir yayın politikası izlendi. Tar, bunun az görülen bir örnek olduğunu belirterek şöyle dedi: “İzmir basını medyada çok rastlamadığımız bir alışkanlığa sahip. LGBTİ+ örgütlerini ve etkinliklerini haberleştiriyor, LGBTİ+ örgütlerine mikrofon uzatıyor.”
Tar’a göre İzmir yerel basını, LGBTİ+ haklarını gözeten habercilik anlayışıyla bütün yerel basına ve yaygın medyaya örnek olabilecek bir gazetecilik pratiği sergiledi.