Megalodon: Okyanuslar arası bir süper yırtıcı

Bu tarihöncesi devasa ‘süper yırtıcılar’ yaklaşık 68 ton ağırlığa ulaşabiliyor ve bir katil balinayı beş ısırıkta kolayca yiyebiliyordu.

Fotoğraf: J. J. Giraldo
Google Haberlere Abone ol

Harry Baker

Yeni bir araştırmanın ortaya koyduğu kadarıyla, megalodon köpekbalığı o kadar büyük ve güçlüydü ki, yalnızca birkaç ısırıkta bir katil balinayı yutabiliyordu ve okyanuslarda yüzen en hızlı köpekbalığıydı. Eldeki bulgular, uzun süredir soyu tükenmiş olan köpekbalığının fosilleşmiş dişlerinden ve omurlarından elde edilen verilere dayanan yeni bir 3 boyutlu model sayesinde açığa çıktı ve bu, bilim insanlarına, kötü şöhretli ‘süper yırtıcının’ boyutuna, süratine ve beslenme biçimine dair şimdiye kadarki en isabetli bakış imkânını sunuyor.

ANTİK DENİZLERİN EFENDİSİ

Megalodon (Otodus megalodon), Dünya’daki okyanuslarda yüzen en büyük köpekbalığıydı. İlk kez günümüzden yaklaşık 23 milyon yıl önce ortaya çıktı ve muhtemelen büyük beyaz köpekbalıklarının ortaya çıkması yüzünden yaklaşık 2.6 milyon yıl önce soyu tükendi. Megalodon da modern köpekbalıkları gibi kolay kolay fosilleşmeyen kıkırdaklı bir iskelete sahipti, bu nedenle antik leviathan* hakkında bildiklerimizin büyük kısmı, yaklaşık 15 santimetre uzunluğundaki fosilleşmiş dişlerden ve birkaç iyi korunmuş omurdan kaynaklanıyor. Netice itibariyle, aslında bilim insanları bu zirvedeki avcıya ilişkin sınırlı bilgiye sahipler.

Araştırmacılar, yeni yayınlanan çalışmalarında, Belçika’da ortaya çıkarılan son derece iyi korunmuş haldeki bir vertebral kolondan ve ABD’de bulunan bir grup dişten elde edilen ölçümleri bir araya getirerek, megalodon iskeletinin kaba bir görüntüsünü oluşturdular. Bunun ardından, ekip boşlukları doldurmak ve megalodonun kemiklerini saran yumuşak doku miktarıyla ilgili tahminler yürütmek amacıyla bir büyük beyaz köpekbalığının (Carcharodon carcharias) vücut taramalarını kullandı. Ardından, bilim insanları bu verileri araştırmacıların bu devasa canavarın gizli yaşamına göz atmak için kullanabilecekleri şekilde, dijital ortamda yeniden yapılandırılmış bir 3 boyutlu megalodon yaratmak amacıyla birleştirdiler.

Araştırmacılar, Science Advances dergisinde 17 Ağustos günü yayınlanan makalelerinde, bu modele dayanarak, “Yetişkin bir O. megalodonun günümüzde yaşayan herhangi bir köpekbalığı türünden daha yüksek mutlak hızlarda yüzebileceğini ve modern zirve avcılarının avını tamamen tüketebileceğini tahmin ediyoruz” diyorlar: “Ulaştığımız sonuçlar, O. megalodonun okyanuslar arası bir süper yırtıcı olarak büyük bir çevresel rol oynadığını ortaya koyuyor.”

DEVASA BOYUTLARA SAHİPTİ

Üç boyutlu model, megalodonun büyük ihtimalle yaklaşık 16 metre uzunluğa ulaştığını açığa çıkardı. Karşılaştırmak için, dünyadaki en büyük yaşayan köpekbalığı olan balina köpekbalığı (Rhincodon typus) normal koşullarda yaklaşık 10 metre uzunluğa ulaşabilir ve büyük beyaz köpekbalıkları yaklaşık 5 metre uzunluğa kadar büyür. Araştırmacılar, daha önceki tahminlerin, megalodonun yaklaşık 20 metre maksimum uzunluğa ulaşabileceğini düşündürdüğünü ve bunun hâlâ mümkün olabileceğini dile getirdiğini aktarıyorlar.

Bu modele göre, megalodonun tahmini kütlesi, yaklaşık 10 Afrika filine eşdeğer biçimde 67.9 ton idi. Model, bunun yanı sıra dev köpekbalığının ağzının büyük ihtimalle 1.7 metre genişliğe ulaştığını ve çenesini ne kadar geniş açtığına bağlı olarak ısırığının büyüklüğünün 1.2 ilâ 1.8 metre arasında olduğunu ortaya koydu.

Araştırmacılar, megalodonun boyutunu ve kütlesini inceledikten sonra, ne kadar süratli yüzebileceğini tahmin etmek amacıyla onu 28 canlı köpekbalığı türü ile karşılaştırdılar. Ulaştıkları sonuçlar, megalodonun teorik olarak herhangi bir canlı köpekbalığından daha hızlı biçimde, saatte 5 km civarında ortalama bir yüzme hızında yol alabileceğini ortaya çıkardı. Buna karşın, en yüksek hızının ne olabileceği henüz belli değil.

Megalodonun boyutlarını tahmin etmeleri, araştırmacıların devasa yırtıcının beslenme biçimini daha isabetli biçimde anlamalarını sağladı. Araştırma ekibi, eğer megalodonun midesi günümüzün büyük beyazları gibi besin zincirinin tepesindeki köpekbalıklarının mideleriyle benzer bir oranda vücudunu kaplıyorsa, behemoth’un** midesinin yaklaşık 9,605 litre hacme sahip olabileceğini düşünüyor ve bu büyüklük yaklaşık 60 banyo küvetinin hacmine denk.

KATİL BALİNALARI ‘ATIŞTIRIYORDU’

Hâl böyleyken, megalodonun aç karnına yiyebileceği en büyük av, muhtemelen yaklaşık 8 metre uzunluğa dek büyüyebilen ve yaklaşık 6.6 ton ağırlığa sahip olan günümüzün katil balinalarına (Orcinus orca) benzer bir şey olabilirdi. Araştırmada aktarıldığı kadarıyla, megalodonun devasa ağzının boyutları hesaba katıldığında, devasa avcı bu denli büyük bir avı beş ısırıkta hızlıca yiyebilirdi.

Hatta megalodon daha büyük avları da yakalamış olabilir; eğer avladıysa, yemeğinin tamamını yiyemeyeceği için sadece en besleyici kısımları yemeyi tercih etmiş olabilir. Daha eski araştırmalar, megalodonun bir hayvanın tamamını yemekten ziyade, mesela sperm balinalarının yüzlerinden ısırıklar almış olabileceğini savunuyor. Bununla birlikte, megalodonun böylesi büyük öğünleri çok sık yemek zorunda kalması da pek muhtemel görünmüyor.

Araştırmacılar, büyüklüğüne ve yüzme hızına bakarak, megalodonun her gün yaklaşık 98 bin kalori tüketeceğini düşünüyorlar; bu miktar, bir büyük beyaz köpekbalığının ihtiyaç duyacağından neredeyse 20 kat fazla. Bu, çok fazla yiyecek gibi görünse de aslında düşündüğünüz kadar değil. Megalodon büyük ihtimalle ağırlıklı biçimde enerji açısından zengin yağ birikimleri barındıran deniz memelileri ve yüzmelerine yardımcı olan büyük ve yağlı karaciğerlere sahip olan diğer köpekbalıklarıyla beslendi. Araştırmaya göre, bu yüzden, bir katil balina gibi büyük bir şey yemek, megalodona yaklaşık iki ay boyunca ihtiyaç duyacağı enerjinin tamamını ve belki de daha fazlasını sağlıyor olmalıydı.

Bilim insanları, bu seyrek ama büyük öğünlerin, yüksek yüzme hızı sayesinde rekor zamanlarda tamamlayacağı devasa okyanuslar arası göçler sırasında megalodonu hayatta tutabileceğini düşünüyorlar. Araştırmacılar, dünya çapındaki bu büyük yolculukların büyük ihtimalle devasa köpekbalıklarının antik okyanuslara hâkim olmasını sağladığını belirtiyorlar.

*Leviathan, Tanah’ta yer alan Eyüp Kitabı, Yeşaya Kitabı ve Amos Kitabı’nda ismi geçen deniz canavarıdır. Eyüp Kitabı’nda bahsedilen Leviathan, Antik Kenan mitolojisinde tanrı Baal Hadad tarafından mağlup edilmiş ilkel bir canavar olan Lotan’dan etkilenmiştir.

**Behemoth, dinozorla timsah arası özelliklere sahip olan, en çok da su aygırına benzeyen mitolojik bir yaratıktır. Kemikleri bronzdan daha sert, bacakları kalın demir borular gibidir.


Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)