Mehmet Ceyhan emekli oluyor: Devletler yapacağız dedi ama yapmadı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sosyal medya hesabından emekli olacağını duyurdu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sosyal medya hesabından paylaşımda bulunarak emekli olacağını açıkladı. 

"50 yıllık serüvenin sonu" ifadelerini kullanan Ceyhan, "Tam 50 yıl önce öğrenci olarak kapısından girdiğim Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevimi genç arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla bırakıyorum" dedi. Ceyhan paylaşımının devamında şunları kaydetti:

 "Onlar bu bayrağı çok daha ileriye taşıyacaklar. Beyninizi yükleyen bilgi ve deneyim uykularınızı kaçırıyorsa, farklı bir noktadan başlayıp devam etmek kaçınılmaz oluyor. Zamanı uygun olan dostları beklerim."

'GÖREVİ BIRAKIYORUM, MESLEĞİMİ DEĞİL...'

Posta gazetesi yazarı Murat Çelik'e konuşan Ceyhan şunları söyledi: 

Ben görevimi bırakıyorum, mesleğimi değil. Mesleği bırakmak mümkün değil. Elbette çalışmaya devam edeceğim. Eve çekilip oturmak yapabileceğim bir şey değil. Bunca yılın bilgi ve birikimiyle, farklı pozisyonlarda bu toplum ve ülkeye katkı vermeyi sürdüreceğim.

İnsanlar COVID-19 dönemini biliyor ama ben aslında daha önceki pandemilerde de hep aktif görev aldım. Bilim kurullarında, Sağlık Bakanlığı’nın komisyonlarındaydım. Hatta ‘domuz gribi’nde sözcülük de yaptım ama onlarda sokağa çıkma yasağı ve açık oturumlar olmadığı için insanlar pek hatırlamıyor.

Kariyerim boyunca bulaşıcı hastalıklar, salgın hastalıklar ve aşılar konusunda çok emek verdim. Bizim Amerikalı hekimler gibi, bir virüs seçip sadece onunla ilgilenmek gibi bir lüksümüz yok.

'SALGIN UNUTULUYOR...'

Ağırlıklı olarak aşılar ve enfeksiyon kontrolüyle uğraştım. Hemen hemen her dönem bu mücadelelerin içinde bulundum.

Maalesef şunu da gördüm bu süreçlerde… Devletler, kurumlar hep “Eskisi gibi olmayacak, şunları yapacağız, tedbirleri yavaşça kaldıracağız, yapısal reformları yapacağız” dediler ama yapmadılar.

Salgının, deprem gibi, şöyle bir özelliği var. Sanki bir daha hiç gelmeyecekmiş gibi unutuluyor. Ama deprem gibi yeni salgınlar da muhakkak yine gelecek. Depremin de, salgının da sadece zamanını bilemiyoruz.

Salgınları, bitince unutmak hazırlıksızlık durumunun devamı demek. Hazırlıksızlığın devamı da, yeni bir pandemi gelse aynen son pandemide yaşadığımız sorunları yaşayacağız demek.

'BUNA ÜZÜLÜRÜM: BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN UĞRAŞIP DA DEĞİŞTİREMEMİŞ OLMAYA...'

Salgın sürecinde, Türkiye’nin ekonomik anlamda çok büyük kayıpları oldu. Çok ciddi bir maliyet doğdu. Oysa, insanları hastanede tedavi etmekle övünmek yerine, çok daha düşük bir bütçe ayırıp insanların hastaneye gitmesinin önüne geçilebilir. Hastalık ilerlemeden yapılabilecek çok şey var ama bunu bir türlü başaramadık.

İşte buna hep üzülürüm. Bir şeyleri değiştirmek için uğraşıp da değiştirememiş olmaya… Bizde maalesef bir şeyleri değiştirmek için illâ ki politik bir yanınız, bir bağlantınız olması gerekiyor. Benim hiç olmadı."

(HABER MERKEZİ)