Melih Cevdet Anday'ın 'Sözcükler’e girmeyen şiiri ortaya çıktı

Birinci Yeni’nin nev-i şahsına münhasır şairi Melih Cevdet Anday’ın Sözcükler’e girmeyen şiiri, sanki ömrünün son demlerini geçirdiği Milas’ın Ören’inde, ‘göçebe denizin üstünde’ ses vermiş gibi.

Google Haberlere Abone ol

Eskiler, bazı kimseler için ‘velut’ derler. Bu, yaptıkları işlerin peş peşe gelmesini, ortaya çıkan eserleriyle her dem yeniden doğduklarını imleyen entelektüel bir paye aslında. Türk edebiyatında hiç kuşku yok ki böylesi kalemler ziyadesiyle var. Fakat kimi isimlerin doğumları, belki de yazgılarının garip bir yazısı olduğundan, öldüklerinden sonra da devam ediyor. Bilhassa şairlerin vefatlarının ardından yayımlanmamış dosyaları, gazete ve dergilerde unutulmuş eserleri, her zaman heyecan verici. Pek tabii şairin hayatı, şiire dahil edildiğinden dünyayı kelimeleriyle yeni baştan yaratan kişiler için sonradan ortaya çıkan bu eserler, sahne arkasında da devam eden bir konuşma, bazen geri gelen bir mektup gibi.

İLK ROMANI DA 77 YIL SONRA ORTAYA ÇIKMIŞTI

Bu peşrevi, bir rastlantı sonrası (Tanpınar haklı, bizi bir tesadüf kurtaracak) haberdar olduğum Melih Cevdet Anday’ın ‘Ayıramıyorum’ şiiri için yaptım. Hikayeyi anlatmazdan evvel Garip Akımı’nın Orhan Veli ve Oktay Rifat’la beraber üstlenicisi ve son temsilcisi addedilen Melih Cevdet’in daha önce da Şevket Rado’ya (Tarih okumak insanın ömrünü geriye doğru uzatır) yazdığı bir mektuptan hareketle Eyüp Tosun tarafından yetmiş yedi yıl sonra ortaya çıkarılan ilk romanı 'Barem Kanunu’nu da hatırlatmış olayım. Şayet şair, ‘hem Mesih hem Barabbas’sa o zaman ‘hüzünlü bir akşam borusunun ezgisi için söz’leri bitmeyecek sanki.

YENİ BİÇEM'DE UNUTULAN ŞİİR!

Gelelim ‘son şiir’lerine… Malum Anday’ın ‘Bütün Şiirleri’ Sözcükler, 2008’de Sevengül Sönmez tarafından yayına hazırlanmış ve Everest Yayınları'nca neşredilmişti. Mezkûr edisyon, şairin Yaşasın Edebiyat’ta Kasım 1997’de imza ettiği ‘Şarap’ adlı şiiriyle bitiyor. Fakat şiirler burada bitmiyor. Tahtakale Buluşmaları-Bursa Konuşmaları vesilesiyle bir araya geldiğimiz, dün Yeni Biçem, bugün de Akatalpa adlarıyla şiir dergileri çıkaran Ramis Dara, Melih Cevdet Anday’ın son şiirlerinden birini de Haziran 1997’de Yeni Biçem’e yolladığını söyledi.

Dara’nın "Melih Bey’in son dönem bilgelik ürünleri arasında muhteşem bir şiir" diye hatırlattığı dizeler şöyle:

AYIRAMIYORUM

Yağmurun yıldönümüdür bu
Daha önce neden ölmedim

Şöyle ki ölüm hep gençleşir
Tanıdık beni gören bitki

Birazdan zamanın karanfilleri
Ay geldi sarmaşık ve böcek

Görmeli gözlerin gecelliğini
Burası deniz işte sonsuzluk

Ayıramıyorum kendimi

Velhasıl "Ben de her insan gibi gençliğimde şiir yazdım. Evet her insan gençliğinde şiir yazar. Sonra bırakır, unutur. Şiiri devam ettirenlere şair diyorlar" diyen Birinci Yeni’nin bu nev-i şahsına münhasır şairinin Sözcükler’e girmeyen şiiri, sanki ömrünün son demlerini geçirdiği Milas’ın Ören’inde, ‘göçebe denizin üstünde’ ses vermiş gibi.

Dileriz ‘Ayıramıyorum’, toplu şiirlerin yeni baskılarında kendine yer bulur.