Memur ve emeklilerden zam isyanı: 'Ayçiçek yağı kadar değerimiz yok'
Memurlar ve memur emeklileri devam eden toplu iş sözleşmesine dair taleplerini sıraladı. Kamu emekçilerinin sendika yöneticileri, taleplerinin 45 bin lira olduğunu söyledi.
Emirhan Durmaz - Cihan Başakçıoğlu
İZMİR - Kamu emekçileri ve emeklileri, gözlerini 2024-2025 toplu iş sözleşmesine çevirmiş durumda. Ekonomik krizin etkileri günden güne daha da derinleşirken, kamu emekçileri gidişata dair tepkilerini gösteriyor.
Bazı kamu çalışanları sendikaları İzmir'de düzenledikleri eylemde memur ve memur emeklilerinin taleplerini dile getirdi. Kamu emekçileri, mevcut koşullara ve yeni dönem taleplerine dair açıklamalarda bulundu.
'45 BİN LİRA ALTI, KAMU EMEKÇİSİNİ YOKSULLUĞA MAHKUM EDER'
“Altı TİS sürecidir kamu emekçileri ve emeklileri bu sözleşmelerden kayıplarla yoksullaşarak çıkıyor. Artık gerçekten emekçilerin taleplerinin masada görüşülebileceği bir sendika yasası istiyoruz” diyen Büro Emekçileri Sendikası (BES) İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven, kamu emekçilerinin taleplerinin 45 bin lira olduğunu söyledi. Güven, “En düşük memur maaşı 22 bin lira deniliyor ancak mayıs ayında 22 bin lira bin 200 dolardı. Temmuz ayında 22 bin lira 800 dolara düştü. Yani talep edildiğinden itibaren 400 dolar düştü. Zam gelmeden elimizden alındı zaten. Dolayısıyla 22 bin lira daha gelmeden anlamsızlığa düştük. Bugünkü rakamlara baktığımızda yoksulluk sınırı 40 bin lirayı aşmış durumda. Bizim talebimiz 45 bin liradır. 45 bin lira altında bir rakamla kamu emekçisi yoksulluğa sefalete mahkum edilmiş olur” diye konuştu.
Tüm Bel-Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Fatma Kılınç ise “Öncelikle iki yılda bir toplu pazarlık olarak adlandırılan bu sistemin değişmesini istiyoruz. Gerçek anlamda Uluslar arası normlara ILO sözleşmesine uygun olarak grevli toplu sözleşme hakkının gerçekleşmesini istiyoruz. Hem ekonomik hem sosyal haklarımız çok eksik. İnsanca yaşanacak bir ücret olmazsa olmazımızdır” dedi.
'2000 YILINDAN BERİ ÜCRETLERİMİZ ERİYOR'
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali Sekreteri Hüseyin Çoban ise hayat pahalılığına dikkat çekerek, “Ülke gerçekleri ortada, geçinemiyoruz. 2000 yılından beri ücretlerimizde erime söz konusu. Zam yaptıklarını söylüyorlar ancak ben zam istemiyorum. 2000 yılında kaç kilo bulgur, ekmek, pirinç, yağ alabiliyorsam onları alabilmek istiyorum. Bu ülkede hiç kimsenin ayçiçek yağı kadar değeri yok. Pazara girmeye dahi korkar olduk. Sezonunda dahi gidemiyoruz. Bizim asıl istediğimiz şey emeğimizin karşılığını alabilmek ve değer görebilmek. Geçinebilmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
SES İzmir Şube Eşbaşkanı Nursel Yücesoy da kamu emekçileri ve sağlık emekçilerinin taleplerini sıralayarak, “Bir an önce koşullarımızın düzeltilmesi, sağlık emekçilerinin daha güvenli ortamlarda güvenceli istihdamla çalıştırılmasını istiyoruz. Normal standartların çok altında sayılarda sağlık emekçisi hizmet üretiyor. Sağlık emekçisi sayısı hastaların sayısının çok çok altında. Bunların bir an önce düzeltilmesi gerekiyor” diye belirtti.