Meral Akşener'den ekonomi önerileri: Damadı affederek olmaz
Meral Akşener'den iktidara 2021 için ekonomi önerileri: KÖİ’lere zam yapılmasın, Varlık Fonu’nun tasfiye edilsin, beş müteahhit sevdanızdan vazgeçin...
ANKARA - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bütçe görüşmeleri sonrası Meclis tatil olunca 2021 yılına dair görüş, değerlendirme ve önerilerini Youtube kanalından paylaştı.
“2020’de iktidarın bizleri düşürdüğü çukurdan çıkabilmemiz için, 2021’de acilen atılması gereken bazı adımlar var” diyen Akşener, aralarında kamu bankalarının sorumluluk taşıdıkları sektörleri desteklemesi, KÖİ’lere zam yapılmaması, Varlık Fonu’nun tasfiye edilip, şirketlerin Hazine’ye devri, Kısa Çalışma Ödeneği'nden yararlananların emeklilik primlerinin yatırılması gibi önerilerde bulundu.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun toplantı tutanaklarını açıklanmasını isteyen Akşener, “Böylece, şu anda da görevde olması muhtemel kamu görevlilerinin, o dönemde nasıl bir tutum aldıkları ortaya çıksın. Gerekirse Millet Meclisi’nde bir komisyon kurun” çağrısı yaptı. Akşener ayrıca bir kez daha Türkiye’nin çıkışının, "İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" olduğunu söyledi.
Meral Akşener'in açıklamaları özetle şöyle:
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE: Mazide bıraktığımız bir zihniyetin temsilcisi, eski bir bakan çıkıyor, başörtülü hakimlerimiz hakkında densizce konuşuyor; sonra sayın Erdoğan çıkıyor, torunu yaşındaki genç bir kadın siyasetçiye, sırf CHP’de siyaset yapıyor diye, utanmadan “Vitrin Süsü” diyor. Al birini vur ötekine! Aynı vesayetçi zihniyetin farklı düzlemdeki temsilcileri… Kadını ve başındaki örtüyü siyasi malzeme yapmaktan çekinmeyen bu zihniyet, siyaseten icap ettiğinde, hiç utanmadan o örtüyü ayağının altına almaktan da çekinmiyor. Siyasetini, sıkıştıkça sarıldığı “Başörtülü bacım” sözü üzerine bina edenlerin, “Vitrin süsü” sözüyle geldikleri nokta, tek kelimeyle ibretlik. Demek ki mesele, kızlarımızın, kadınlarımızın başındaki örtü meselesi değilmiş. Demek ki mesele, “ya Ak Partilisin, ya da hainsin” meselesiymiş. Demek ki mesele, her zamanki gibi, siyasi rant meselesiymiş.
TÜRKİYE’YE BANGLADEŞ VİZYONU ÇİZMEYE UTANMIYOR MUSUNUZ? Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, yabancı yatırımcıya bir çağrı yapıyor, “Gelin Türkiye’de yatırım yapın” diyor. Türkiye’nin sunduğu fırsat olarak "Nitelikli ve uygun maliyetli iş gücünü” gösteriyor. Türkiye gibi yüksek potansiyeli olan bir ülkeye, Bangladeş olma vizyonu çizmeye utanmıyor musunuz? Kendi milletinize, üçüncü dünya ülkesi vatandaşı muamelesi yapmaya utanmıyor musunuz? Tank Palet’i, Katar ortaklı şirkete, Şeker fabrikalarını, Cargill’e peşkeş çeker gibi, Türk Milleti’nin emeğini, yabancı şirketlere peşkeş çekmeye utanmıyor musunuz?
DAMAT ELİNİ YIKAYIP GİTTİ, KAYINPEDER ORTALIĞI TOPLAYACAK: 2020 yılında, kayınpeder-damat ekonomisinin, Türkiye’yi karşı karşıya bıraktığı, ekonomik tablonun bedelini, millet olarak hep birlikte ödedik. Tıpkı Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi gibi, “Faiz sebep, enflasyon sonuç.” diye ucube bir teoriyle, ekonomiyi duvara toslattılar. Damat elini yıkayıp çıktı, gitti. Şimdi sözüm ona, kayınpeder ortalığı toplayacak…
MERKEZ BANKASI PPK TOPLANTI TUTANAKLARINI AÇIKLAYIN: Eski Damat Bakan ile Eski Merkez Bankası Başkanı döneminde, Türkiye’nin yaklaşık 130 milyar dolarlık rezervi yanlış ve şaibeli politikalar nedeniyle eritildi. Bu dönem aydınlatılmadan, yeni yönetimin şeffaflık ve hesap verebilirlik ile ilgili yaptığı açıklamalar eksik kalıyor. Öncelikle, Türkiye’ye, milli gelirinin yaklaşık yüzde 20’sine mal olan, bu şaibeli dönemin sorumlularının anlaşılması için, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun toplantı tutanaklarını açıklayın. Böylece, şu anda da görevde olması muhtemel kamu görevlilerinin, o dönemde nasıl bir tutum aldıkları ortaya çıksın. Gerekirse Millet Meclisi’nde bir komisyon kurun. Bu karanlık dönemi aydınlatmak için, gereken her türlü desteği vermeye hazırız.
BANKALAR SORUMLULUK TAŞIDIKLARI SEKTÖRLERİ DESTEKLESİN: Ziraat Bankası’nın önceliği çiftçiye, Halkbank’ın önceliği ise esnaf ve KOBİ’ye finansman sağlamaktır. Ama kullandırdıkları kredilere baktığımızda, bu bankaların, bu sektörlerin dışına çıktıklarını görüyoruz. Bir an önce, kamu bankalarının, kredi kompozisyonlarını değiştirmelerini sağlayın. Bırakın, ekonomideki fantastik maceralarınızı, finanse etmek yerine, öncelikli olarak, sorumluluk taşıdıkları sektörleri desteklesinler.
KÖİ’LERE ZAM YAPMAYIN: Yapılandırma talep eden firmalara, kredi kullandırma faizleri üzerinden yapılandırma faizi uygulayın. Konu ile kararları da ilgili sektör temsilcileri ile birlikte alın. Enflasyonla mücadelenin, sadece sıkı para politikasına bırakılması, kabul edeceğimiz bir yaklaşım değil. Biz diyoruz ki; enflasyonu üretim ve istihdam kaybı olmadan düşürmenin yolu, verimliliği artırıcı politikaları uygulamaktır. İşgücü ve toplam faktör verimliliğini arttırıcı politikaları hayata geçirmek, enflasyonu kalıcı olarak düşürecektir. Örneğin, otoyol ve köprü gibi KÖİ’lere yapılan, enflasyonun çok üzerindeki zamlar, enflasyonu arttırıcı bir etki yaratacak. O nedenle, KÖİ’lere zam yapmayın.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ EYLEM PLANI DEVREYE ALINSIN: Enflasyonu kalıcı olarak düşürmenin yolu, tarımda yapılacak yapısal reformlardan geçer. Biz diyoruz ki; kapsamlı bir tarım reformunu hemen hayata geçirin, böylece enflasyon düşsün, vatandaşımızın satın alma gücü artsın. Bu sırada, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini daha fazla hissetmeden, konuyla ilgili geniş katılımlı bir eylem planını da devreye alın.
GELİN 5 MÜTEAHHİT SEVDANIZDAN VAZGEÇİN: KÖİ projelerine dair de, derhal bir çıkış yolu belirlenmesi gerekiyor. Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde hareket edip, milyarlarca dolarlık haksız kazancı belgeleyerek, daha fazla kamu zararının oluşmasının önüne geçmek mümkün. Gelin 5 müteahhit sevdanızdan vazgeçin, milletin kanını emen bu parazitlerden kurtulalım.
VARLIK FONU’NU ACİLEN TASFİYE EDİN, ŞİRKETLERİ HAZİNE’YE DEVREDİN: Milli Piyango ikramiyelerine bile göz koyan, sayın Erdoğan’ın şahsi şirketi konumundaki Türkiye Varlık Fonu’nu, acilen tasfiye edin, fonda yer alan şirketleri de Hazine’ye devredin. Milletin denetiminden kaçmak için tutulduğunuz, korsan hazine sevdanızdan artık vazgeçin.
KÇÖ’DEN YARARLANANLARIN EMEKLİLİK PRİMİNİN YATIRILMASINI SAĞLAYIN: Yıllardan beri benimsediğiniz, “istihdamsız büyüme” modelini artık terk edin. İşgücü verimliliğini ve istihdamı önceleyen bir istihdam stratejisini, partiler üstü bir yaklaşımla uygulamaya koyun. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan milyonlarca çalışanımızın, emeklilik için gerekli olan, uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmiyor. Bu yanlışı hemen düzeltin. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan vatandaşlarımızın emeklilik primlerinin de yatırılmasını sağlayın.
DAMADI AFFEDEREK OLMAZ, ÇIKIŞ PARLAMENTER SİSTEMDE: Damadı affederek olmaz... Bu bir sistem sorunu. Türkiye’nin çıkışı, "İYİ'leştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem"dedir. Yargının bağımsız, kuvvetler ayrılığının var olduğu, iktidarın ve tüm kurumların şeffaf çalıştığı, millet adına denetlenebildiği, demokrasinin tam ve kamil olarak uygulandığı, insanının zengin, mutlu ve huzurlu olduğu bir Türkiye’nin anahtarı işte budur. (DUVAR)