Merkez Bankası yıl sonunda faizi indirirse ne olur?
Aralıkta sembolik olsa bile bir politika faizi indirimine gidilirse, bugüne kadar içtiğimiz acı ilacın tedavi edici etkisi sıfırlanacak, bunu öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
ALTINA 'HİPERSONİK' DESTEK
ABD seçimlerinin ardından borsalarda yaşanan yükselişlerin etkisiyle, 9,000 puanı geçebilen BIST 100 endeksinin yukarı yönlü hareketini destekleyecek başka bir etken, ancak TCMB’nin sembolik de olsa politika faizini indirmesi olabilecek gibi görünüyor. Yoksa durgunluk ve bilançoların performansı sebebiyle, borsada yukarı yönlü bir hareket ihtimalinden söz etmek mümkün değil. BIST 100 endeksi, en düşük 9,023.38 ve en yüksek 9,550.63 puanı gördükten sonra geçen haftayı, önceki hafta kapanışının yüzde 1.71 üzerinde 9,549.89 puandan tamamladı. Altına gelince... ABD seçimlerinden bu yana düşüş eğiliminde olan ons altın, hipersonik silahların devreye girmesiyle kızışan Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı gerilimin etkisiyle yeniden yükselişe geçti. Ons altın, geçen hafta 2,717 dolar seviyelerine kadar yükseldi. 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 5.49 artışla 3,005 TL'ye, cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 5.41 yükselişle 20,350 TL'ye çıktı. Geçen hafta sonu 4,764 TL olan çeyrek altının satış fiyatı yüzde 5.48 artarak 5,025 TL'ye yükseldi. ABD Doları yüzde 0.39 değer kazanarak 34.5500 TL'ye çıkarken, Euro ise yüzde 0.80 azalışla 36.0330 TL'ye geriledi. Görünen o ki, Donald Trump’ın zaferinden sonra dolarda yaşanan yükseliş eğilimi biraz daha sakinleşerek sürecek. Yatırım fonları geçen hafta yüzde 0.55 ve emeklilik fonları yüzde 0.56 değer kazandı. Yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 4.89 ile 'kıymetli maden' fonlar oldu. Kripto varlıklar ise zirveleri zorluyor. Bitcoin, 100,000 dolarına doğru ilerliyor. Halihazırda 96,000 dolar civarında seyrediyor. Elon Musk'ın desteklediği Dogecoin'in yıldızının daha da parlayacağını da unutmamak gerek.
SEKİZ AYDIR SABİT TUTULAN POLİTİKA FAİZİ TEK BAŞINA BİLE BİR SORUNU İŞARET ETMEZ Mİ?
Herhalde böylesi bir ekonomik ortamda, sekiz ay boyunca politika faizini sabit tutan bir merkez bankasına pek rastlanmamıştır. Kasım ayında da TCMB’nin tercihi, beklentiler doğrultusunda politika faizini yüzde 50’de sabit tutmak oldu. Piyasalar, karar metnindeki ifadelerden faiz indirimlerinin yaklaştığı mesajını aldı. Bu mesaj alma meselesi niyetle çok alakalı onu belirtelim. Neredeyse altı aydır piyasa aktörlerinin bir bölümü TCMB’nin politika faizini indirmesini bekliyor. İktidarın bir kanadı da bu konuda baskı yapıyor gibi görünüyor. Karar metninde, ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlendiği, son çeyreğe ilişkin göstergelerin de yurtiçi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiği saptaması yapılıyor. Göreli bir düşüşten söz etmek mümkün, ancak beklentilerin çok gerisinde olduğunu da hatırlatmak gerek. Tabii bu verilerin TÜİK verileri olduğunu da unutmadan!.. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonunda iyileşmeye dair sinyallerin belirginleştiği bir diğer saptama... Hizmet enflasyonunun inatçı olduğu ortadaydı, bir ölçüde düşüş eğilimi gözleniyor. Gıda enflasyonu için ise aynı şeyi söylemek mümkün değil, ki TCMB de bunu teyit ediyor. Sonuçta, TCMB enflasyon beklentilerinin ve fiyatlama davranışlarının iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğinin altını çiziyor. Metinde dikkat çeken bir bölüm daha var. O da para politikalarının maliye politikalarıyla desteklenmesi gerektiği... Bunu neredeyse seçimlerden bu yana, ekonomi yönetimi göreve geldiğinden beri konuşuyoruz. Ancak, maliye politikalarının para politikasını desteklemediği ve birkaç göstermelik tasarruf tedbiriyle sınırlı kaldığını görüyoruz.
BU KARAR METNİNDEN FAİZ İNDİRİMİ OLACAĞI SONUCU NASIL ÇIKAR?
Peki ekonomi yönetimiyle gerek cumhurbaşkanlığı gerekse bakanlar kurulu arasında bir sorun mu var ki, maliye politikaları para politikalarını destekleyecek biçimde şekillenmiyor? Cevabı ortada gibi! Karar metninden devam edelim... Para politikasındaki kararlı duruşun yurtiçi talepte dengelenme, Türk Lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceğini ve dezenflasyon sürecini güçlendireceğini belirten TCMB, maliye politikasının artan eşgüdümünün de bu sürece önemli katkı sağlayacağını belirtiyor. TCMB aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini de vurguluyor. Peki nasıl oluyor da, aralık ayında politika faizinde indirime gidileceğini bu kesinlikle iddia edebiliyor bazıları?.. Yani bu metinden böyle bir sonuç çıkarmak fazla iyimser değil mi? Politika faizinin seviyesinin, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğinin altını çizmiyor mu TCMB? Yoksa bundan sonra faiz indirimine gidilip, sadece kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda, parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla mı yola devam edilecek? Sadece makroihtiyati tedbirlerle ve düzenlemelerle böylesi bir enflasyonla nasıl mücadele edilebilir? Tabii hedef söylendiği gibi enflasyonu yüzde 5’e indirmekse... Eğer ki enflasyonla mücadele büyümeye kurban edilecekse o ayrı mesele! Aralıkta sembolik olsa bile bir politika faizi indirimine gidilirse, bugüne kadar içtiğimiz acı ilacın tedavi edici etkisi sıfırlanacak, bunu öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Umalım ki, böyle bir şey olmasın!
PİYASALARIN GÖZÜ BU VERİLERDE OLACAK
Bu hafta açıklanacak veriler gerek ekonominin gerekse ekonomi yönetiminin önlemlerinin sonuçlarını daha iyi anlamak açısından ufak açıcı olacak. Pazartesi ‘reel kesim güven endeksi’, kapasite kullanımı, salı sektörel enflasyon beklentileri, perşembe Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantı tutanakları, ‘ekonomik güven endeksi’, dış ticaret dengesi, cuma büyüme ve 'TCMB Finansal İstikrar Raporu' takip edilecek. Borsa da yakından izlenecek. Uzmanlar, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9,600 ve 9,650 puanın direnç, 9,400 ve 9,300 seviyelerinin destek konumunda olduğunu belirtiyor. BIST 100’ün hızlı bir yükseliş sergilemeyeceğini söylemek mümkün. Yurtiçinde bunu destekleyecek pek bir veri yok. Küresel ölçekte ise Rusya-Ukrayna savaşının tırmanmasının etkisiyle altına yönelişin devam edeceği söylenebilir. Dolardaki yükseliş eğiliminin ise durakladığı gözlemleniyor. Merakla izlenen bir diğer yatırım aracı ise kripto varlıklar. Bu hafta gözler Bitcoin’de olacak yine... Bitcoin’in bu hafta olmasa bile, kısa süre içerisinde 100,000 dolar hedefini yakalaması büyük bir ihtimal gibi duruyor. Tüm bu verileri yakından izleyecek olanlar, ne yazık ki Türkiye nüfusunun çok küçük bir kısmı. Asgari ücretliler için tek merak konusu zam oranı ve bu konuda yapılan tartışmaları izliyorlar. Dar ve orta gelirli vatandaşların tek izleyebildikleri ise marketlerdeki ve çarşı-pazardaki etiketler. Bu etiketlerde yukarı yönlü hareket istikrarlı biçimde sürüyor!