Mersinli kadınlar: Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula

İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararıyla tek taraflı çıkılmasını protesto eden Mersinli kadınlar Özgecan Aslan Barış Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasında, “Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula” dedi.

Google Haberlere Abone ol

Sıla Tekin

MERSİN - Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına yönelik eylemler ülke genelinde devam ediyor. Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanı'nda toplanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, Türkiye Komünist Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

'NAHİDE OPUZ'UN MÜCADELESİ SÖZLEŞMEYE İLHAM OLDU' 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri adına konuşan Başak Keskin, İstanbul Sözleşmesi’nin bir mücadelenin sonucu olduğuna vurgu yaparak, “Biz kadınlar olarak fesih kararını kabul etmediğimizi söylerken devlet yetkilileri Ankara Sözleşmesi’nden bahsediyor. 2009'da AİHM tarihinde bir ilk yaşanmış, ilk kez bir devletin vatandaşını ev içi şiddetten koruyamadığı için mahkum edilmesine kanaat getirilmiştir. Nahide Opuz'un mücadelesinden vazgeçmemesi, İstanbul Sözleşmesi'ne de ilham olmuştur. İstanbul Sözleşmesi, nice kadının yaşam mücadelesinin bir sonucudur” ifadelerini kullandı.

İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmayı ve yerine getirilmesi planlanan Ankara Sözleşmesi’ni kabul etmediklerini dile getiren Keskin, “İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı evli olduğu erkeğin kardeşinin tecavüzüne uğradıktan sonra şikâyet için gittiği karakolda Kürtçe bilen bir memur olmadığı için ifadesi alınamayan ve evli olduğu erkek tarafından öldürülen Fatma Altun Makas yaşıyor olacaktı. Sevtap Şahin 60 defa şikâyetinin bulunmasına rağmen evine elini kolunu sallayarak gelen evli olduğu erkek tarafından öldürülmeyecekti. Ayşe Tuba Arslan'ın 23 kez suç duyurusunda bulunduğu eskiden evli olduğu erkek ile uzlaştırılmaya çalışılmayacak ve satırla öldürülmeyecekti. Nadira Kadirova'nın bir milletvekilinin evinde milletvekilinin silahıyla ölmüş halde bulunmasına rağmen etkin soruşturma yürütülmemesi ve ölümünün şüpheli bırakılması mümkün olmayacaktı. Aleyna Çakır'ın soruşturmasında Ümitcan Uygun’un DNA örneğinin alınması için başka bir suçla ilgili tutuklanması beklenmeyecekti” dedi.

'KADINLARIN CAN KORKUSU UMRUNUZDA DEĞİL'

Türkiye Komünist Partisi Basın Sözcüsü Eylem Özer ise, AK Parti’nin ilk imzacısı olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilmesini, “Aileyi güçlendireceğiz diye bir oldu bitti ile kadınların şiddetle mücadelesinde önemli bir kazanım olan İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdılar. Çünkü gericiler ve yobazlar için, kadının yaşam hakkı ‘kutsal aile’den sonra gelir. İçinde şiddet varmış, istismar varmış, kadın her gün can korkusuyla yaşıyormuş, umurlarında değil” sözleriyle değerlendirdi.
AK Parti iktidarının sadece kadınlara saldırmadığını da vurgulayan Özer, “AK Parti bir türlü kuramadığı ‘Yeni Türkiye'sini’ tescillemek için önünde engel olarak gördüğü herkese saldırıyor. Anayasa’dan laikliği çıkarmaya çalışıyor, her sesini yükselteni baskı ve şiddetle susturabileceğini sanıyor, halkın siyaset hakkını gasp ediyor, yıllardır emekçilerin ve kadınların kazanımlarına saldırıyor. Ancak bir kez daha ilan ediyoruz: Kadınlar AK Parti Türkiye'sine sığmaz! Emeğini değersizleştirdiğiniz, yaşamını savunamadığınız, her fırsatta aşağıladığınız kadınlar dün olduğu gibi bugün de susmayacak” diye konuştu.

'SÖZLEŞME MİLLETİN İRADESİ YOK SAYILARAK FESHEDİLEMEZ'

Sabaha karşı Resmi Gazete’de aniden alınan fesih kararını kabul etmeyen binlerce kadının aynı gün sokakları doldurduğunu söyleyen CHP Mersin İl Kadın Kolları Başkanı Gülşah Yıldırım Genç, “Meclis’te oy birliğiyle kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler alanındaki sözleşmeler TBMM kararıyla; yani kanunla alınır. Bu karar açıkça Anayasamızı da yok saymaktır. Kadın cinayetleri politiktir. Biz, Erdoğan’ın TBMM’yi ve hukuku yok sayarak aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz, tanımayacağız” dedi.

Sözleşmeden çıkıldıktan sonra ülke adına karanlık bir güne uyandıklarının altını çizen Genç, “Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için devlete sorumluluk yüklemektedir. Biz kadınlar korkmuyoruz, sinmiyoruz, zalimlere itaat etmiyoruz, geri durmuyoruz. Onlar korku yaymaya çalıştıkça, bizim örgütlü gücümüz her geçen gün büyüyor. Onlar dallarımızı budamaya çalıştıkça, bizim köklerimiz güçleniyor” sözlerini kullandı.

ÇEVİK KUVVET DAĞILMALARINI İSTEDİ

Basın açıklamasının ardından oturma eylemine başlayan kalabalığa bir süre sonra çevik kuvvet sözlü uyarıda bulundu. Pankartlar ve sloganlar eşliğinde seslerini duyurmak için alanda bulunan platform üyeleri ve vatandaşlara uyarıda bulunan çevik kuvvet, eylemin 1 saatten uzun sürmesi üzerine “Yapacağını yaptınız, fazla uzatmayın” diyerek eylemi bitirmelerini istedi. Oturma eyleminde İstanbul Sözleşmesi’nin maddeleri okunduğu sırada uyarılan kalabalık bir süre daha maddeleri okumaya devam etti. Kadınlar maddelerin okunmasının ardından dağıldılar.