MESEM’de ölen Alperen Enes Ural davası: 'Çalışmaması gereken günde çalışırken öldü'

MESEM kapsamında stajyer olarak çalışan 17 yaşındaki Alperen Enes Ural’ın ölümüne ilişkin davada mahkeme yeni bilirkişi raporu ve tanık dinlenmesi talebini reddetti. Dava ertelendi.

Gazete Duvar
Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Manisa’nın Soma ilçesinde Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında stajyer olarak çalışan 17 yaşındaki Alperen Enes Ural’ın inşaattan düşerek yaşamını yitirmesine ilişkin açılan dava görüldü.

Soma Adliyesi 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Ural’ın anne ve babası ile avukatları katılırken, sanıklar işyeri sahibi ve usta öğretici duruşmaya katılmadı. Öte yandan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Suat Özçağdaş ile CHP’li Soma Belediye Başkanı Sercan Okur da duruşmayı izledi. Davada hakimin değişmesi dikkat çekerken, olaya ilişkin bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığı belirtildi.

YENİ BİLİRKİŞİ RAPORU TALEP EDİLDİ: ‘ÇELİŞKİLİ’

Ural ailesinin avukatı Akkız Kardeşler, mahkeme aşamasındaki bilirkişi raporu ile soruşturma aşamasındaki raporun çeliştiğini belirterek, rapora itiraz etti. Ural’ın çalışmaması gereken bir günde çalıştığını dile getiren Kardeşler, Ural’ın balkon demirlerinin çürük olduğuna dair uyarıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını düşündüklerini söyledi. Uyarılmış olmasının ise balkon demirlerinin çürük olduğunun bilindiği ancak önlem alınmadığı durumunu kanıtlayacağını söyleyen Kardeşler, yeni bilirkişi incelemesi talebinde bulundu. Kardeşler, ayrıca olaya şahit olan ev sahibinin de tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Sanık avukatları da müvekkillerinin aleyhine olan hususları kabul etmediklerini belirterek, yeni bilirkişi raporu alınmasını istedi. Duruşma savcısı, bilirkişi raporu konusunda “Taktir mahkemenindir” dedi.

MAHKEME TÜM TALEPLERİ REDDEDEREK DURUŞMAYI ERTELEDİ

Talepler hakkında kararını açıklayan mahkeme, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğunu belirterek, avukatların bu talebini reddetti. Yine tanık dinlenmesinin yargılamaya katkı sağlamayacağını ifade eden mahkeme, bu talebi de kabul etmedi.

Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı ise sanıklar hakkında “Taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan ceza istedi.  Dava, avukatların mütalaaya karşı süre talep etmesi üzerine ertelendi.

‘ÇALIŞMAMASI GEREKEN BİR GÜNDE ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ’

Duruşma sonrası CHP’li Suat Özçağdaş adliye önünde açıklamalarda bulundu. Duruşmada Milli Eğitim Bakanlığı’ndan kimsenin bulunmadığına dikkat çekti. Özçağdaş, “Milli Eğitim Bakanlığı’na emanet edilmiş bir çocuğumuz hayatının baharında yaşamını yitirmişken, bu konuyla ilgili hiçbir sorumluluk hissetmeyen bakanlık tek bir temsilcisini dahi göndermedi” dedi. İki bilirkişi raporu alındığını ve bu raporlar arasında çelişkiler olduğunu dile getiren Özçağdaş, şöyle devam etti:

“Bu çelişkilerin giderilmesi istendi. Üstelik hukuk açısından ilginç bir şekilde her iki taraf da bunun giderilmesini istedi ancak reddedildi. Sonuç olarak Alperen çalışmaması gereken bir günde, cumartesi gününde çalışırken öldü. Alperen eğer 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na uygun olarak iş öğreniyor olsaydı bir paraşüt emniyet kemeri, bareti olacaktı. Daha önemlisi o işi o yapmıyor olacaktı. İçerde olacaktı, dışarıda olmayacaktı. Usta öğreticisi yanında olacaktı. Her türlü tedbir alınmış olsaydı bugün bu duruşmaya da gerek olmayacaktı. Öyle bir ülke düşünün ki çalışmaması gereken bir günde olmaması gereken bir yerde hiçbir emniyet tedbiri olmadığı için hayatını kaybetti. Maalesef sayın savcı bilinçli taksirle değil taksirle ölüme sebebiyet vermekten ceza istedi. Hakime hanım da taleplerin tamamını reddetti”

‘BU DAVALAR BAŞKA ALPERENLER ÖLMESİN DİYEDİR’

Ülkenin dört bir yanındaki MESEM’lerde çocukların öldüğünü belirten Özçağdaş, “MESEM’lerde gencecik evlatlarımız yaralanıyor, sakat kalıyor ölüyor. Alperen’i bir daha geri getiremeyiz ama bu davalar başka Alperenler ölmesin diyedir. Bir ülkenin hukuk sistemi, Milli Eğitim Bakanlığı bu kadar duyarsızlaşmışsa, bir ülkede yaşam bu kadar önemsiz hale gelmişse vay bu ülkenin geleceğine. Davaların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Hukuk camiasına da sesleniyorum. Bilirkişi raporlarında ‘Kendilerine söylenilmişti’ diyerek gencecik çocuklarımızı suça ortak edecek bir yaklaşım var. Bunu asla kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.