Meslektaşlarına destek için eylem yapan gazeteciler hakim karşısına çıktı

Diyarbakır'da meslektaşlarına yapılan operasyonu protesto etmek isteyen ve polis saldırısına uğrayan 6 kadın gazeteci hakim karşısına çıktı. "Meslektaşlarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz" dediler.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci meslektaşlarına dönük operasyonlara karşı yaptıkları protesto nedeniyle yargılanan 6 kadın gazeteci, hakim karşısına çıktı. Gazeteciler, "Kürt meslektaşlarımızı savunmaya devam edeceğiz" dedi.

Diyarbakır'da gazetecilere yönelik operasyonları protesto etmek için 29 Nisan 2023'te Kadıköy’de bir araya gelen ve darp edilerek gözaltına alınan gazeteciler Eylem Nazlıer, Serpil Ünal, Yadigar Aygün, Pınar Gayıp, Zeynep Kuray ve Esra Soybir hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazetecilerin 6 aydan 3 yıla kadar hapsini istiyor.

MA'nın haberine göre, "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak, ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla açılan davanın duruşması, Anadolu Adliyesi'ndeki 22’nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Gazeteci Esra Soybir dışındaki tüm gazeteciler duruşmada hazır bulunurken duruşmayı basın ve hukuk örgütlerinden çok sayıda isim de takip etti. 

PINAR GAYIP: POLİS ŞİDDETİNE MARUZ KALDIK

Savunma yapan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gayıp, eylem öncesi görüştüğü polis amirinin herhangi bir yasak kararı olmadığını kendisine söylediğini aktardı. Eylem alanında yasak kararını öğrendiklerine dikkat çeken Gayıp, “yol kesme” gerekçesiyle engellendiklerini anlattı. Polis şiddetine maruz kaldıklarını belirten Gayıp, "Yasak nedeni, Kürt gazetecilerle dayanışma çağrımızdır. Çünkü ana akım medya o dönem gazeteci arkadaşlarımızı ‘terörist’ olarak ilan etti” dedi. 

ZEYNEP KURAY: MESLEKTAŞLARIMLA DAYANIŞMAKTAN GURUR DUYUYORUM

Gazeteci Zeynep Kuray, "Polis, bilerek toplanmamıza izin verdi ve bizi gözaltına aldı” dedi. Mesleki dayanışmanın suç olmadığının altını çizen Kuray, "Eylem yapacaktım. Pınar bana ‘yasak’ olduğunu söyledi. O sırada polis etrafımızı sardı. Ben meslektaşlarıma sahip çıkmak için oraya gittim. Bu yasakları kabul etmiyorum ve ‘Özgür basın susturulamaz’ pankartını da açtım” dedi. Kuray, Kürt basını ile dayanışmanın krimanilize edildiğini vurguladı.

Gazetecilerin darp edildiğini belirten Kuray, “Herkes gazeteciler için bir basın açıklaması yapabilir. Bu niye bize yasak? Biz de ‘FETÖ’ döneminde hukuksuzluklara karşı karşıya kaldık. Onlar şu an içeride. Biz her defasında aynı hukuksuzluğu yaşıyoruz. Ben gurur duyuyorum meslektaşlarımla dayanışmaktan. Onlarla dayanışmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Burada bir suçlu varsa kolluktur, emniyettir” diye belirtti.

YADİGAR AYGÜN: KÜRT GAZETECİLERİ SAVUNACAĞIZ 

Gazete Patika muhabiri Yadigar Aygün, kalp hastası olduğunu belirttiği halde ters kelepçe yapıldığını söyledi. Aygün, “AKP, seçim öncesi Kürt basınını hedefe koydu ve bu yüzden Kürt basınına yönelik operasyonlar yaptı. Bu gözaltı keyfiydi. Halen orada eylemler yapılıyor, kimse karışmıyor. Bir de karar çok ani bir şekilde alındı. Tacize maruz kaldım, yüzüme tokat atıldı. Biz her zaman Kürt basınındaki gazetecileri savunacağız. Birçoğu cezaevinde, onları savunmaya devam edeceğim. Asıl suçlu haksız ve hukuksuz yere bu davayı açanlardır” dedi.

EYLEM NAZLIER: POLİS 'SUSMAYI ÖĞRENECEKSİN' DEDİ

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ünde yargılanmalarının tesadüf olmadığına dikkat çeken Evrensel gazetesi muhabiri Eylem Nazlıer, “Gözaltına alınırken ters kelepçe yaptılar. 'Ters kelepçe yapamazsın' dediğimde 'Susmayı öğreneceksin' dedi ve beni araca fırlattılar. O olaydan sonra da merdiven çıkarmıyorum. İlk beni gözaltına aldılar, ben diğer arkadaşlarımın darp edilerek araca getirildiğini gördüm.

Gözaltına alınan 6 kadın gazeteci darp edilip, sinkaflı küfürlere maruz kaldık. 8 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bizi gözaltına alan polislerin hepsi bizi tanıyordu. Bu yüzden de polisin büyük bir öfkesi vardı. Ve o hınçla bizi aldılar, araç içinde darp ettiler. Bütün eylemlerde elimizden geldiğince hak ihlallerini, polisin işkencesini görünür kılıyorduk çünkü.

5 dakika sürecek bir açıklamaydı. Savaş alanına çevirdiler orayı. Sadece gözaltına alınan arkadaşlarımızın, gözaltına alınma gerekçelerinin mesleki faaliyetler olduğunu ve gazeteciliğin yargılanamayacağını söyleyecektik. Maalesef bunları dile getiremeden gözaltına alındık.

'METİN GÖKTEPE'NİN GAZETESİNDEN ÇALIŞIYORUM'

Duymuşsunuzdur gazeteci Metin Göktepe’yi. 8 Ocak 1996’da gözaltında işkenceyle katledildi. 90’ların karanlığında katlediliyorduk, şimdi de gözaltı, tutuklamalarla sindirilmeye çalışılıyoruz. Ben Metin Göktepe’nin çalıştığı gazetede çalışıyorum. Bedel ödeyen bir gazetede. Bunun ağırlığını çok iyi biliyorum. Bunu bildiğim için o gün o eyleme katıldım. Biz Gazeteci Metin Göktepe’nin geleneğinden geliyoruz. Savunmamın başında polisin bana söylediği ‘susmayı öğreneceksin’ cümlesini kabul etmiyorum. Meslektaşlarımı, mesleğimi savunmaya devam edeceğim.”

SERPİL ÜNAL: İŞKENCEYLE GÖZALTINA ALINDIK

Mücadele Birliği gazetesi muhabiri Serpil Ünal, “Çok ciddi bir işkenceyle gözaltına alındık. Beni yukarı çekmeye çalışırlarken yere kapaklandım. Arkadaşlarım müdahale edince onlara da saldırdılar. Onlardan şikayetçi olduk. Ters kelepçelerin sıkılığı nedeniyle ellerimiz morardı. Biz Kürt gazetecilerin serbest bırakılması için yaptık eylemi. Çünkü onlar haber yaptıkları için gözaltına alındılar” ifadelerini kullandı.

BERAAT TALEBİ

Gazetecilerin avukatlarından Ümmühan Kaya, uluslararası sözleşmeler ve anayasadaki maddeleri hatırlatarak, müvekkillerinin suç işlemediğini vurguladı. Kaya, "Polisle görüşmüşler, polisler herhangi bir sorun olmayacağını söylemiş. Ama son dakika arkadaşlarımızı gözaltına almışlar. Müvekkillerimizin bu şekilde darp edilerek gözaltına alınması beni korkutuyor. Polisler bu kadar hukuksuzca nasıl davranıyorlar? Gazeteciler bu kadar yoğun ve işkenceye maruz kalmalarına rağmen bugün burada yargılanıyorlar. Müvekkillerimizin beratını talep ediyorum” diye belirtti.

DURUŞMA ERTELENDİ

Avukatlar, gözaltı görüntülerinin ve Kadıköy Valiliği’nin “yasaklama” kararının dosyaya konulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini kabul ederek, duruşmayı 16 Nisan'a erteledi.

SÖZERİ, ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ'NDE HAKİM KARŞISINA ÇIKTI 

Öte yandan Çalışan Gazeteciler Günü'nda Evrensel gazetesi ile yazarı Ceren Sözeri'nin yargılandığı davaya devam edildi.

Sözeri'nin 2019'daki yerel seçim yazısı ile ilgili yargılandığı dava bir kez daha ertelendi. Dört senedir devam eden davanın 11. duruşması 11 Eylül 2024 tarihinde görülecek.

Doç. Dr. Ceren Sözeri "11. duruşma 11 Eylül'e ertelendi. Dört sene geçti, yeni bir yerel seçim olacak, ben hala bir önceki seçim yazısından yargılanıyorum” dedi.

Bünyesinde Sabah, Takvim, ATV, A Haber gibi iktidara yakın yayın yapan gazete ve televizyonlar bulunan Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanvekili Serhat Albayrak, Doç. Dr. Ceren Sözeri’ye dava açmıştı. Davanın gerekçesi ise Sözeri’nin 31 Mart seçimleri sonrasında kaleme aldığı “AKP’ye kim oy kaybettirdi?” başlıklı yazısıydı. (HABER MERKEZİ)

 

Etiketler gazeteci dava