Mestûre Mahşeref Erdelanî ve 'Erdelan Tarihi' kitabı
Mestûre Erdelanî’nin 'Erdelan Tarihi' kitabı, Nûbihar Yayınları tarafından okurlarına Türkçe olarak sunuldu. Mesture Mahşeref’in kitabını diğer tarih kitaplarından ayıran özelliklerden biri, yazarın bizzat saraydan biri olması, olayı detaylarına kadar bilmesinde yatıyor.
Ömer Faruk Feyat
Kürt tarihi, genel veya özel olsun birçok kişi tarafından yazıldı. Kimisi geleneksel yöntemlerle, kimisi akademik disiplin ile Kürt tarihini kaleme aldı. Yalnız bu tarih kitaplarından ve tarihçilerden biri var ki diğerlerinden ayrılıyor: Mestûre Mahşeref Erdelanî.
Mestûre hanım, Kürt tarihini kaleme alan ilk kadın olarak tarih sayfasına adını yazdı. Yalnız sadece Kürt tarihi özelinde değil; kendisi İslam tarihinin de bilinen ilk kadın tarihçisi unvanını taşıyor.
Son zamanlarda üç Kürt yayınevi (Sîtav, Nûbihar ve Avesta) Mestûre Erdelanî’nin 'Erdelan Tarihi' kitabını bastı. Sîtav ve Avesta Yayınları bu eseri Kürtçe, Nûbihar Yayınları ise Türkçe olarak okurlarına sundu.
Erdelan Mirliği, 1169 yılında bugünkü İran’ın batısında Senendec’de hüküm sürdü. Tarihi boyunca yaklaşık 698 yıl hüküm süren bu mirlik, çoğu tarih kitabında yerini aldı. 'Şerefname', 'Zübdetü’t Tevarih', 'Tarih-i Kurd', 'Tarih-i Ümera-yı Erdelan', 'Lubbu’t-Tevarih', 'Siyer’ül Ekrad', 'Hadika-i Nasıriyye', 'Tuhfe-i Nasırî' gibi kitapları buna örnek verebiliriz. Bunun dışında bir de Mestûre Mahşeref Erdelani’nin 'Erdelan Tarihi' kitabını es geçemeyiz.
YAZAR, BİZZAT SARAYDAN BİRİ
Mesture Mahşeref’in kitabını diğer tarih kitaplarından ayıran özelliklerden biri, yazarın bizzat saraydan biri olması, olayı detaylarına kadar bilmesinde yatıyor. Elbette saraydan olması hiçbir kaynaktan yararlanmadığı anlamına da gelmiyor. Mestûre hanım, 'Tarih-i Erdelan’ı yazarken kendiden önce yazılan 'Zübdetü’t Tevarih' ve 'Lubbu’t Tevarih' kitaplarından da alıntılar yapmış, atıfta bulunmuş. Yalnızca bununla kalmamış, aile büyüklerinden de duyduğu olayları kaleme almış. Oldukça edebî bir üsluba sahip olan Mestûre hanım, ayrıca bu üslubuna ek olarak şairane ruhunu da esere yansıtmış. Zira Mestûre hanımın 'Divan'ının da olduğunu unutmamak gerekiyor. Bundan ziyade Mestûre hanım, eserlerinde birçok defa ayetlere ve hadislere yer vermiş, dini kimliğini de göstermiş. 'Divan'ı ve tarih kitabı dışında ayrıca küçük bir fıkıh kitabı olan 'Şer’iyat Risalesi’ni de kaleme aldığını belirtelim.
Peki, Mestûre Erdelanî neden Erdelan üzerine yazılan bu kadar tarih kitabı varken ayrıca bir tarih kitabı yazma ihtiyacı hissetmiş diye düşünebilirsiniz. Kendisi Muhammed Şerif Kadı’nın 'Zübdetü’t Tevarih' adlı eserini okurken eserde bazı kısımların eksik olduğunu farketmiş ve bunu yazma ihtiyacı hissetmiş:
“Kürtlerin ve bu vilayetin tarihiyle ilgili eserlerin olduğunu müşâhade ettim. Araştırma yaptıktan ve yazmaya başladıktan sonra bu vilayetin vâlilerinin hâl ve ahvalleriyle ilgili bazı şeylerin yazılmış olduğunu gördüm ve onları okudum. Gerçi ayrıntılı bir şekilde yazılmışlardı ancak bazı hususlara temas edilmemişti. Mezkur konularda izahata ihtiyaç duyulan kısımlar vardı. Eleştirel bir yaklaşımla ve açık zihinle eksik kısımları tamamlamayı görev bildim ve bu birkaç satırı yazmaya yöneldim.”
Mestûre hanım bundan sonra 1813 ve 1825 arasında gerçekleşen olayları Muhammed Şerif Kadı’nın bıraktığı yerden yazmaya devam etti ama bunu yarıda bıraktı. Bu eseri tamamlamayı yarıda bırakması Erdelan tarihini yazmasına vesile oldu.
'Tarih-i Erdelanî'yi yazmaya başlayan Mestûre, eseri kendisinden 2 yaş büyük olan amcası Mirza Abdullah Revnak’a hediye etti. Ama eseri amcasına hediye edince bir nüshasını da yanında bulundurmak isteyen Mestûre hanım, aynı eseri bir daha kaleme aldı. Böylece bu eserinin iki nüshası olmuş oldu. Nûbihar Yayınları’ndan çıkan 'Erdelan Tarihi'nde bu iki nüsha da yer almakta.
MESTÛRE ERDALANÎ
Mestûre hanımın hayatından bahsetmeden de bu yazı elbette bitmeyecek. Mestûre Erdelanî, Hicri 1120 (Miladi 1805) yılında Senendec’de dünyaya geldi. Kendisi anne ve baba tarafından nüfuzlu bir aileye mensup. Ataları Hemedan şehrinden Senendec şehrine yerleşmişler. Dedesi Muhammed Ağa Nazır Kadirî, 6 Erdelan mirinin hükümeti boyunca bölge güvenliğinden ve hazineden sorumlu oldu.
Erdelan miri Emanullah Han’ın yerine yönetime geçen oğlu Hüsrev Han-ı Nakam, Rus-İran Savaşı'nda Ruslara yardım eden, kendisini yönetimden indirmek isteyen bir kısım kişileri ve bunlar ile beraber Mestûre Mahşeref Erdelanî’nin babası, amcası ve amca çocuklarını da hapse attırdı. Bir süre sonra Mestûre hanımın babasının, amcasının ve amca çocuklarının suçsuz olduğu ortaya çıkınca, Hüsrev Han-ı Nakam, Mestûre’nin babası Ebu’l Hasan Bey’in gönlünü almak maksadı ile kızıyla evlendi. Mahşeref Erdelanî, Hüsrev Han ölene dek yanında kaldı ve ölümünden sonra da başkası ile de evlenmedi, çocukları da olmadı. Mestûre Mahşeref Erdalanî, Hicri 1264 (miladi 1847) yılında da Hakk’ına rahmetine kavuştu.