'Metan emisyonlarının azaltımıyla Türkiye enerji güvenliğini artırabilir'

'Metan Emisyonlarının Rolü ve Türkiye için Politika Önerileri' raporuna göre, metan emisyonlarının azaltımıyla Türkiye enerji güvenliğini artırabilir, hava kirliliğini azaltabilir.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Daktilo 1984 ve Climate Union iş birliğinde hazırlanan 'İklim Değişikliğiyle Mücadelede Metan Emisyonlarının Rolü ve Türkiye için Politika Önerileri' raporu İKV (İktisadi Kalkınma Vakfı) ev sahipliğinde bugün bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Rapor, Türkiye’nin metan emisyonları mevcut durumunu, metan emisyonlarının olası azaltım stratejileri ve bu azaltım politikalarının faydalarını ele alıyor.

Rapora göre, metan emisyonlarının azaltımıyla Türkiye enerji güvenliğini artırabilir, hava kirliliğini ve buna bağlı sağlık sorunlarını ve ölümleri azaltabilir. Aynı zamanda tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde faaliyetlerde verimliliğin ve inovasyonun artması sağlanabilir, diplomatik ilişkilerin geliştirilmesine katkı sunulabilir, biyolojik olarak parçalanabilen atıkların zengin gübre ve biyogaza dönüştürülmesi mümkün olabilir ve pirinç ekiminde su tüketiminin azaltılmasına olanak sağlanabilir.

Basın toplantısında yapılan sunuma göre, metan emisyonlarının Türkiye’deki toplam sera gazı emisyonları içindeki payı yüzde 11-12 civarında. Ülkemizde metan emisyonlarının temel kaynakları ise sırasıyla şöyle: Yüzde 61,4 ile tarım, yüzde 19,3 ile enerji, yüzde 19,3 ile atık ve 0,03 ile endüstri. Tarım sektöründe açığa çıkan metanın çok büyük bir kısmı hayvancılık ve pirinç üretiminden kaynaklanırken, enerji sektöründe başta kömür, sonrasında petrol ve doğal gaz metan salımından sorumlu.

Raporun ortaya koyduğu başlıca politika önerileri ise şöyle:

- Türkiye, kilit sektörler olan enerji, tarım ve atık sektörlerinden kaynaklanan metan emisyonlarını azaltmak için ulusal bir strateji oluşturabilir. Metan emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve modellenmesi için veri toplama ve yönetimi iyileştirilmelidir.

- Türkiye'de doğal gaz, kömür ve petrolün çıkarılması, işlenmesi, dağıtımı ve nakliyesi sırasında açığa çıkan metan sızıntılarının tespit edilip yakalanarak enerji kaynaklarının israf edilmesinin önüne geçilebilir ve enerji arzı artırılabilir.

- Tarımda çiftçilerin ileri teknolojileri benimsemesi için sübvansiyonlar tasarlanabilir, yem alternatifleri geliştirmek için Ar-Ge faaliyetleri ve yem verimliliğini artırmaya yönelik politikalar geliştirilebilir.

- Geviş getiren hayvanların yem verimliliğinin artırılması ve hayvan sağlığı uygulamalarının hayata geçirilmesi ile hayvancılık sektöründe verimlilik artırılabilir.

- Pirinç üretiminde, alternatif yetiştirme yöntemlerinin benimsenmesi için çiftçilere teknik destek sağlanması, pirinç tarlalarındaki su tüketimini azaltırken metan salımının azaltılmasına yardımcı olabilir.

- Belediyelerdeki atık yönetim sistemlerinin geliştirilmesi, gıda ve diğer organik atık maddelerin zengin gübre ve biyogaza dönüştürülmesini kolaylaştırarak sentetik gübrelerin yerini alabilir, aynı zamanda hem enerji üretebilir hem metan emisyonları önemli ölçüde azaltılabilir.

'METANIN ROLÜ GÖZ ARDI EDİLDİ'

Climate Union’un Kurucusu ve raporun yazarlarından Dr. Akın Çilekoğlu metan gazının gezegeni ısıtma gücüne dikkat çekerek, iklimle mücadelede metanın gözden kaçırılmamasının önemine değindi:

“Metan, karbondioksite kıyasla 20 yılda 80-86 kat, 100 yılda ise 28 kat daha güçlü bir ısınma etkisine sahip ve alınacak önlemlerle nispeten daha kolay çözülecek bir problem aslında. Ancak iklim politikalarının tasarımında karbondioksite kıyasla çok daha geri planda kalmış durumda idi ve son yıllara kadar metanın rolü göz ardı edildi. Bu raporla Türkiye’nin metan emisyonlarını azaltma konusunda atabileceği adımları ve bu politikalar sayesinde elde edeceği fırsatları ortaya koymayı hedefledik.”

Çilekoğlu, fosil yakıtlı sektörlerde metan emisyonlarının azaltılmasının en etkili seçenek olduğunun altını çizdi ve “Mevcut teknolojilerle mümkün olduğu için metan konusunda en hızlı atılabilecek adım fosil yakıt sektöründe. Yalnızca metan sızıntısının tespiti ve onarımı zorunluluğu ile birlikte havalandırma ve alevlendirmeye kısıtlamalar getirilmesiyle bile büyük bir adım atılmış olur. Bu sayede fosil yakıtlı enerji ithalatının azaltılmasına, enflasyonun düşürülmesine etki edilebileceği gibi ticaret açığının da daralmasına katkı sağlanabilir” dedi.

'2050 HEDEFİ İÇİN METAN EMİSYONLARINI DÜŞÜRMELİYİZ'

Daktilo1984’ün iklim politikaları birimi Asterisk2050 proje koordinatörü Selim Yıldırım ise raporu şöyle değerlendirdi:

“Bu raporla birlikte Türkiye’de önemli bir tartışma başlatmak istiyoruz. Zira, raporla ilgili çalışmalarımızı yürütürken metan emisyonlarıyla ilgili Türkiye’de oldukça kısıtlı veri ve literatürün olduğuna şahit olduk. Kamusal alanda bu denli az tartışılan bir konunun politik iradeye dönüşmesi de oldukça güç olur.

2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak istiyorsak metan emisyonlarında düşüşü sağlamamız gerekiyor. Türkiye’nin metan emisyonlarını düşürmede ortaya koyacağı politik irade ona küresel iklim politikalarında da avantaj sağlayacaktır. Ayrıca, bu konuda alınacak önlemler ekonomik getiriler sağlıyor, insan sağlığı ve iş verimliliği açılarından da pozitif değer üretiyor.” dedi.