Metaverse’te gerçekten bir şeyin 'sahibi' olabilir misiniz?
Metaverse insanlara gerçek dünyada sahip olunan şeylerin sanal benzerlerini vaat etse de, yasal mevzuat sanal evrendeki mülkiyet haklarını korumaya henüz hazır değil.
João Marinotti
2021 yılında bir yatırım şirketi, yaklaşık 4 milyon ABD doları karşılığında 2 bin dönümlük gayrimenkul satın aldı. Normal koşullarda bu haber manşetlere taşınmazdı ama söz konusu olan arazi sanaldı. Arazi, yalnızca ‘The Sandbox’ adlı bir metaverse platformunda mevcuttu. Ethereum blok zincirinde 792 adet geri ödemesi ya da takası mümkün olmayan para satın alan firma, daha sonra 1.200 şehir bloğuna denk gelen bir varlığa sahip oldu. Peki bunu gerçekten de başarabildiler mi? Metaverse üzerinde yasal mülkiyetin o kadar kolay olmadığı ortaya çıktı.
Kripto para meraklıları arasında yaygın olsa da yasal açıdan sorunlu olan hikaye, NFT’lerin, metaverse’teki dijital öğelerin gerçek mülkiyetine iki nedenden ötürü imkân tanıması: Ademi merkeziyetçilik [ing. decentralization ] ve birlikte çalışma. Bu iki teknolojik unsur, bazı kesimlerin, dijital paraların farklı metaverse uygulamalarında, ortamlarında ve oyunlarında kullanılabilen tartışılmaz bir mülkiyet kanıtı taşıdığını öne sürmesine neden oldu. Ademi merkeziyetçilikten dolayı, bazı kesimler, herhangi bir bireyin ya da şirketin izni olmaksızın, istediğiniz fiyattan blok zincir üzerinde sanal eşya alım satımının yapılabileceğini de savunuyor.
Bu iddialara karşın, sanal “sahiplerin” yasal statüsü büyük oranda daha karmaşık. İşin gerçeği, metaverse varlıklarının var olan mülkiyeti, mülkiyet hukuku tarafından değil, sözleşme hukuku tarafından yönetiliyor. Mülkiyet hukuku, teknoloji politikası ve yasal mülkiyet alanlarında çalışan bir hukuk uzmanı olarak, pek çok şirketin metaverse üzerinde “mülkiyet” diye adlandırdığı şeyin fiziksel dünyada var olan mülkiyetle aynı şey olmadığını ve tüketicilerin dolandırılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum.
METAVERSE’TE SATIN ALIM
Metaverse aleminde bir ürün satın aldığınızda, satın alma işleminiz hiç kimsenin denetimi altında olmayan ve işlem kayıtlarının silinemediği ya da değiştirilemediği bir dijital kayıt defteri olan bir blok zincirde gerçekleşen bir işlem olarak kaydedilir. Satın alım işleminiz size sadece benzersiz bir bit dizisi olan bir NFT’nin mülkiyetini sunar. NFT’yi, sadece sizin açabildiğiniz ve metaverse’te nereye giderseniz gidin yanınızda “taşıdığınız” bir kripto cüzdan içinde saklarsınız. Her NFT belirli bir sanal öğeye bağlıdır.
NFT’niz kripto cüzdanınızda olduğu için, hiç kimsenin cüzdanınızın özel anahtarına ulaşmadan NFT destekli sanal dairenizi, kıyafetinizi ya da sihirli değneğinizi sizden alamayacağını düşünmek kolaydır. Bundan ötürü, pek çok insan NFT ve dijital öğenin tek ve aynı olduğunu düşünür. Uzmanlar dahi NFT’leri kendi dijital zenginlikleriyle bir tutuyor ve NFT’ler kişisel mülk olduğundan, sanal dünyada dijital mallara sahip olmanıza olanak sağladıklarını belirtiyorlar.
Ne var ki, bir metaverse platformuna dahil olduğunuzda öncelikle platformun sunduğu hizmet şartlarını, kullanım koşullarını ya da nihai kullanıcı lisans sözleşmesini kabul etmeniz gerek. Bunlar, kullanıcıların ve metaverse platformunun hak ve görevlerini belirleyen, yasal düzlemde bağlayıcı olan belgelerdir. Maalesef ve pek şaşırtıcı olmayan bir şekilde, neredeyse hiç kimse hizmet şartlarını gerçekten okumaz. Yapılan bir araştırmada, kullanıcıların sadece yüzde 1,7’sinin hizmet şartları belgesine gömülü bir “alt atama maddesini” fark ettiği ve bunu sorguladığı ortaya çıktı. Geri kalan herkes farkına varmaksızın ‘ilk göz ağrısını’ kurgusal çevrimiçi servis sağlayıcıya vermişti.
Metaverse platformlarının sanal mülkiyetin yasal ayrıntılarını sunduğu yer ise bu uzun ve bazen anlaşılmaz olan belgelerdir. Blok zincirin kendisinden farklı olarak, her metaverse platformunun hizmet şartları merkezidir ve tek bir şirketin tam denetimi altındadır. Bu durum ise yasal mülkiyet açısından aşırı derece sorunludur.
Birlikte çalışabilirlik ve taşınabilirlik, metaverse’in belirleyici özellikleridir; yani gayrimenkul harici sanal malınızı (avatarınızı, dijital sanat eserinizi, sihirli değneğinizi) bir sanal dünyadan ötekine taşıyabilmeniz gerekir. Bununla birlikte, günümüzün sanal dünyaları birbirine bağlı değil ve bir NFT’nin kendisinde, onu mesela ‘sihirli bir değnek’ diye etiketleyen hiçbir şey bulunmaz. Mevcut haliyle, her platformun NFT’leri kendi tescilli dijital varlıklarına bağlaması gerekir.
SANAL DİPNOTLAR
Hizmet şartları altında, satın alınan NFT’ler ve satın alınan dijital ürünler neredeyse hiçbir zaman aynı değildir. NFT’ler blok zincir üzerinde bulunur. Buna karşın, metaverse’teki araziler, ürünler ve karakterler, güvenli ve dışardan ulaşılamayan veritabanlarına sahip özel kodlar çalıştıran belirli sunucularda bulunur.
Bu durum, dijital varlıkların bütün görsel ve işlevsel yönlerinin -yani onlara herhangi bir değer katan özelliklerin- blok zincirinde hiç var olmadığı anlamına gelir. Bu özellikler baştan sona özel metaverse platformlarınca kontrol edilir ve tek taraflı kontrole tabidir.
Platformlar, hizmet şartlarına dayanarak, dijital varlıkları orijinal NFT kimlik kodlarından ayırıp sahip olduğunuz unsurları yasal olarak silebilir ya da başkasına verebilir. Netice itibariyle, dijital satın alım işleminizle birlikte gelen NFT’nin sahibi olsanız dahi, yasal açıdan dijital varlıkların mülk veya kontrol sahibi değilsinizdir. Bundan ziyade, platformlar, dijital varlıklara sadece istedikleri süre boyunca erişmenize izin verir.
Mesela, bir gün metaverse’te sahip olduğunuz dairenize 200 bin dolarlık bir dijital tablo alabilir ve bir sonraki gün kendinizi metaverse platformundan atılmış bulabilirsiniz ve veritabanlarında orijinal olarak tescilli biçimde saklanan tablonuz silinebilir. Kesin olarak konuşursak, orijinal kimlik koduyla blok zincirinde hâlâ aynı NFT’nin sahibi olsanız da artık işlevsel açıdan tablonuz bir işe yaramaz ve finansal açıdan değersizdir.
Şüphesiz biçimde sarsıcı olsa dahi, bu çok uzak bir senaryo değil. Platform şirketi açısından akıllıca bir ticari davranış olmayabilir; fakat yasada bunu engelleyecek hiçbir şey mevcut değil. Sandbox’ta satın alınan 4 milyon dolarlık sanal gayrimenkule dair kullanım koşullarını ve ayrıcalıklı NFT kullanım koşullarını düzenleyen metaverse şirketi -tıpkı diğer pek çok NFT ve metaverse platformu gibi- kendi takdirine bağlı olarak satın aldığınız dijital varlıklar üzerindeki kullanım ve hatta bunlara erişim imkânınızı sona erdirme hakkını saklı tutar.
Eğer Sandbox, diğer insanların platformdan “istifade etmesine” müdahale edip etmediğinize dair öznel yargılar gerektiren, platformun yasakladığı davranışlardan herhangi birini gerçekleştirdiğinize “makul ölçüde inanırsa”, kullanıcı hesabınızı hiç beklemeden askıya alabilir ya da sona erdirebilir ve NFT’nizin görsellerini ve tasvirlerini platformundan kaldırabilir. Bunu, size herhangi bir bildirimde bulunmadan veya sorumluluk üstlenmeden yapabilirler.
Aslında Sandbox, bu gibi durumlarda, yasaklanan faaliyetler neticesinde edindiğinizi düşündüğü NFT’lere derhal el koyma hakkını bile öne sürer. Blockchain tabanlı NFT’lere nasıl başarılı bir şekilde el konacağı teknolojik bir açmaz olsa da bu, ‘sanal mülkiyet’ diye adlandırılan olgunun geçerliliğine dair daha fazla soruyu ortaya çıkarıyor. Conversation sitesi yorum almak için Sanbox’a başvurmasına rağmen bir yanıt alamadı.
YASAL AÇIDAN BAĞLAYICILIK
Sanki bu maddeler yeterince kaygılandırıcı değilmiş gibi, çoğu metaverse platformu hizmet şartlarında herhangi bir zamanda çok az ya da hiçbir bildirimde bulunmaksızın değişikliğe gitme hakkını saklı tutar. Bu ise, kullanıcıların “satın aldığı” varlıkların ve hatta tüm hesaplarının silinmesine yol açması muhtemel, yakın zamanda yasaklanan herhangi bir davranışta bulunmadıklarından emin olmak için şartları sürekli olarak gözden geçirmeleri ve yeniden okumaları gerektiği manasına gelir.
Teknoloji tek başına metaverse’te bulunan dijital malların gerçek mülkiyetinin önünü açmaz. NFT’ler, metaverse platformlarının bugün itibariyle sahip olduğu ve sözleşmeye dayanan hizmet şartları kapsamında sahip olmaya devam edeceği merkezi denetimin etrafından dolaşamaz. Sonuçta, metaverse’in, olmayı vaat ettiği şeye evrilmeden önce teknolojik yeniliklerle birlikte yasal reformlara ihtiyaç var.
Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)