Metiner'den Arınç'a: Siz o Kürtleri sevmeye devam edin
Bülent Arınç'a yanıt veren Mehmet Metiner "Demirtaşlara güzelleme yapıyorsun da benden niye rahatsızlık duyuyorsun? Sizin sevdiğiniz Kürtler Demirtaş gibiler. Siz o Kürtleri sevmeye devam edin" dedi.
DUVAR - Eski AK Parti milletvekili Mehmet Metiner, eski TBMM Başkanı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın açıklamasına yanıt verdi
TV100 canlı yayınında konuşan Mehmet Metiner, "Varsa bildiği başka bir şey namertçe imalarda bulunarak onun arkasına sığınmasın, kuşku uyandırmasın, itibar suikastına girişmesin. Bildiği bir şey varsa açıklar ama 'açıklarım', 'derim' tarzındaki tehdit ve şantajlar bize sökmez" ifadelerini kullandı.
Arınç'ın açıklamasında kapatılan Halkın Demokrasi Partisi'nde (HADEP) genel başkan yardımcısı olduğu döneme atıf yaptığını hatırlatan Metiner, "İki de bir HADEP üzerinden beni vurmaya kalkışıyorlar. PKK'ya sırtını dayadığını söyleyen Selahattin Demirtaşlara güzellemede bulunuyorsunuz da benim gibi bir Kürt'ten niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Demek sizin sevdiğiniz, makbul Kürtler, Selahattin Demirtaş gibi Kürtler. Biz bu Kürtlerden değiliz, siz o Kürtleri sevmeye devam edin" diye konuştu.
HADEP'te siyaset yaptığı dönemde söylediklerini bugün de savunduğunu belirten Mehmet Metiner, "Bize geldiler, biz silahları bırakacağız, terörden, şiddetten uzaklaşacağız, Türkiye'nin partisi olacağız dediler. Bizden katkı sunmamızı istediler. Ben Türk-Kürt kardeşliğine katkı sağlamak için siyasi risk aldım, gittim. Orada söylediklerimizin hiçbirisi yanlış değildi, bugün de aynı şeyleri söylüyorum" dedi.
"Düşmanlık yapıyorlarsa da mertçe yapsınlar" diyen Mehmet Metiner, "15 Temmuz'da hangi sığınakta olduğunu bildiğimiz, FETÖ darbesi başarılı olsaydı belki de Başbakan olacak insanların bize çemkirmelerine de izin vermeyiz" şeklinde konuştu.
Mehmet Metiner'in açıklamaları şu şekilde:
NAMERTÇE İMALARDA BULUNACAĞINA, BİLDİĞİ VARSA AÇIKLASIN: Tek tek bu zatı muhteremin açıklamalarına değinecek değilim. Tartışmayı çok sert bir biçimde yapabiliriz ama siyasal tezler ve duruşlar üzerinden yaparsak anlamlıyız. Bugüne kadar hiç kimsenin kişisel kusurlarıyla, günahlarıyla, özel hayatlarıyla, genel hayatlarıyla uğraşan namertlerden olmadım, bundan sonra da olmayacağım inancım bana bunu yasakladığı için. Ben birini eleştirmişsen siyasal düşüncelerinden, duruşundan dolayı eleştirmişimdir. Birisi de beni eleştirecekse siyasal düşüncelerimden dolayı eleştirsin. Varsa bildiği başka bir şey namertçe imalarda bulunarak onun arkasına sığınmasın, kuşku uyandırmasın, itibar suikastına girişmesin. Bildiği bir şey varsa açıklar ama 'açıklarım', 'derim' tarzındaki tehdit ve şantajlar bize sökmez.
17-25 ARALIK'TAN SONRA EKRANA ÇIKACAK ADAM BULUNMUYORDU: 17-25 Aralık'tan sonra ne gördüm biliyor musunuz? FETÖ'yle canhıraş bir şekilde mücadele eden AK Parti'nin milletvekillerinden birkaç tanesinden biriydi Şamil Tayyar kardeşim, Metin Külünk kardeşim. Ekranlara çıkacak adam bulunmuyordu. FETÖ'cülerin bize kinleri o yüzden. FETÖ'cülerin siyasi ayaklarının kinleri de o yüzden. Partimizin içindeki uzantılarının kinleri de. Bir de PKK'nın bize hiddetle ve şiddetle düşmanlığı var. Niye düşman olduklarını herkes bilir zaten.
FETÖ CENAHINDAN İFTİLARIN HADDİ HESABI YOK: Dolayısıyla FETÖ cenahının 17-25 Aralık'tan sonra sistematik bir biçimde şahsımı itibarsızlaştırmak için yaydıkları dedikoduların, iftiraların haddi hesabı yok. Onlardan birkaçını daha söylediklerinde gökkubbe yarılmaz. Ama her kap demişler ya içindekini sızdırır, herkes kendine yakışanı yapar demiş ya. Ben bu akşam biraz da siyasal düşünceler üzerinden konuşayım diye gelmiştim ama bu FETÖ yöntemini gördükten sonra, kendine ahmak diyen bir insanı bundan sonra muhatap almanın gereksizliğine inanıyorum.
BİZ O KÜRTLERDEN DEĞİLİZ: İki de bir HADEP üzerinden beni vurmaya kalkışıyorlar. Benim varlığımdan PKK rahatsız ya siz niye rahatsızsınız? Hala PKK'ya sırtını dayadığını söyleyen Selahattin Demirtaşlara güzellemede bulunuyorsunuz da benim gibi bir Kürt'ten niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Demek sizin sevdiğiniz, makbul Kürtler, Selahattin Demirtaş gibi Kürtler. Biz bu Kürtlerden değiliz, siz o Kürtleri sevmeye devam edin.
HADEP'TEYKEN SÖYLEDİKLERİMİ BUGÜN DE SÖYLÜYORUM: Defalarca milletvekiliyken kürsüde söyledim. HADEP'te genel başkan yardımcılığı yaptığım dönem de 11 aylık bir süreçti. Defalarca açıkladığım halde her köşeye sıkışan bu tür bir ahlaksızlığı üzerimize boca ederse iyi niyetinden kuşku duyarız. Dedim ki bize geldiler, dediler ki biz silahları bırakacağız, terörden, şiddetten uzaklaşacağız, Türkiye'nin partisi olacağız. Her türlü bölücülüğe karşı çıkacağız, ayrı devlet istemiyoruz, Kürt kimliği tanınırsa her şey biter dediler. Bizden katkı sunmamızı istediler. Benim yaptığım fedakarlık da siyasi bir fedakarlıktı. Ve HADEP'teyken savunduğum şeyler şunlardı: Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan. Kürt kimliğinin kabulüyle birlikte şiddetin de sonlandırılması, silahların bırakılmasıydı. Ben Türk-Kürt kardeşliğine katkı sağlamak için siyasi risk aldım, gittim. Orada söylediklerimizin hiçbirisi yanlış değildi, bugün de aynı şeyleri söylüyorum. HADEP'te genel başkan yardımcılığı yaptığım 11 aylık dönemde, bugün söylediklerimin dışında tek bir söz söylemişsem karşıma çıkartmayan namerttir.
DARBE BAŞARILI OLSA BAŞBAKAN OLACAK İNSANLARIN ÇEMKİRMESİNE İZİN VERMEM: Ben AK Parti içinde neye karşı çıktım? Erdoğansız bir AK Parti oluşturmaya çalışanlara karşı çıktım. FETÖ'cülere, FETÖ'cülerin siyasi uzantılarına. Şimdi de Erdoğansız bir Türkiye için başkalarıyla kirli ittifaklar içine girenlere. Bana kinlerinin sebebi bu. Benim veremeyeceğim hiçbir hesabım yok. Ama düşmanlık yapıyorlarsa da mertçe yapsınlar. Öyle korkuyorsunuz falan diyorlar ya, biz 15 Temmuz'da ölüme eyvallah etmemiş insanlarız, ölüm karşısında susmamış insanlarız. Ama 15 Temmuz'da hangi sığınakta olduğunu bildiğimiz, FETÖ darbesi başarılı olsaydı belki de Başbakan olacak insanların bize çemkirmelerine de izin vermeyiz.
KENDİSİNE AHMAK DİYEN BİRİNİ MUHATAP ALMAYACAĞIM: Buradan söyleyecek çok sözüm vardı ama siyaseti de tartışmayı da tehdit ve şantaja indirgeyecek kadar FETÖ ahlakıyla konuşlandırmış bir insana cevap vermeyi zül addediyorum. Son cümlem şu olsun: Kendisine ahmak diyen bir insanı bundan sonra hiçbir şekilde muhatap almayacağımı da buradan duyuruyorum. (HABER MERKEZİ)