Mevduat faizlerindeki düşüş durdurulmalı
Borsanın da cazibesini yitirdiği bugünlerde, döviz cinsi mevduat, altın ve yastık altına yönelişi önlemek için TL mevduat faizlerinin artması bir zorunluluk. KKM hacmini eritmenin de tek çaresi bu.
REVİZYON YENİ REVİZYONLAR OLMASIN DİYE YAPILMAZ MI?
Yanılmıyorsam, ekim ayında “Daha çok revizyon olur” benzeri bir yorum yapmıştım. Bu yorumu yapmak için uzman ya da müneccim olmak gerekmiyordu. TCMB bir revizyon daha yaptı ve ne gariptir ki, bu revizyon Orta Vadeili Program’daki (OVP) beklentilere cuk oturdu! Ve biliyoruz ki, şu anda bile enflasyon bu beklentinin çok üzerinde… Bir ekonomi yönetiminin güvenilirliği açısından yapılan revizyonların bir ciddiyet taşıması ve gerçekliğe yakın olması beklenir. Her revizyon yeni bir revizyonu tetikleyecek biçimde yapılırsa ne iş dünyası önünü görebilir ne de yabancı sermaye bu ülkeye yatırım yapmayı düşünür. Hele ki revizyonların tüm göstergeler arasında bir korelasyon içinde olması gerekir, ki bugüne kadar yapılan revizyonlarda hep korelasyon kopukluğunu gözlemliyoruz. Bu gidişle yıl sonuna kadar en az iki revizyon, gelecek yıl ise bayağı bir revizyon yapılması gerekecek.
ÇALIŞANLAR VE EMEKLİLER EZİLMİYORSA PEKİ O ZAMAN ENFLASYON NİYE SORUN?
Ve çok dayanamadılar, ortama ayak uydurmayı tercih ettiler! Bu ekonomi yönetimi de popülist söylemlerin kolaycılığına sığınmaya başladı. Bu hiç de iyi bir gelişme değil… Hele ki bundan sadece birkaç ay önce, hem yerli hem de yabancı yatırımcıya ‘rasyonel’ ve ‘şeffaf’ olacağını ilan etmişken… Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son iddialı çıkışlarından biri de, çalışanları ve emeklileri enflasyona ezdirmediklerini iddia etmesi oldu. Biz bu lafları zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demeçlerinden ezberlemiş bir millet olarak, her duyduğumuzda her şeyin biraz daha kötü olabileceği hissine kapılıyoruz. Zira bunu ilk duyduğumuzda soframızdan kırmızı et, sonra benzer her demeçte beyaz et, süt ürünleri eksilmeye başlamıştı. Şimdi ise taze sebze ve meyve için aynı şeyi söylemek mümkün. Dar gelirli ve orta gelirli ezilmiyor, artık sağlıksız beslenmenin sınırlarında yaşıyor! Hazine ve Maliye Bakanı’nın böyle bir söylemi tercih ediyor olması, ekonomi yönetimine olan güveni kısa sürede bitirecek gibi…
BARINMAK DA LÜKS OLUYORSA ARTIK! Bu krizi bundan önceki tüm krizlerden farklı kılan Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepesinden vurması milletin yüzde 80’ini… Beslenme, barınma ve ısınma gereksinimini karşılamakta bu kadar zorlandığımız bir dönem belki Birinci Dünya Savaşı sürecinde olmuştur! Barınma krizini ortaya koymak açısından İstanbul’dan bazı rakamlar vereyim. İstanbul Ticaret Odası'nın verilerine göre, enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı İstanbul'da kiralar her geçen gün daha da yükseliyor. Ortalama konut kirasının 43,771 liraya ulaştığı Sarıyer, kiraların en yüksek olduğu ilçe. Konut değerleme platformu Endeksa'nın verilerine göre, Sarıyer’i 38,445 liralık ortalama konut kirasıyla Beşiktaş takip ediyor. 31,138 liralık ortalama konut kirası ile Kadıköy de listede üçüncü sırada. Ortalama konut kirasının en düşük olduğu ilçe ise 11,557 lira ile Arnavutköy oldu. İlçeyi, 11,679 TL ile Esenyurt, 12,573 TL ile Sultangazi, 12,573 TL ile Silivri ve 13,163 TL ile Sultanbeyli takip ediyor. Geçmişte orta gelir grubunun tercih ettiği Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy gibi ilçelerdeki kiraları ödeyebilmek için en düşük aylık hane gelirinin 70,000 TL olması gerek ki, beslenmeye ve faturalara bütçe kalsın. Sultanbeyli gibi dar gelir grubunun yaşadığı bir ilçede ise 13,000 TL kira asgari ücreti bile aşıyor!
2026’DA TEK HANELİ ENFLASYON ORTA VADELİ BİR MASAL SANKİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyona yönelik mücadelede gerekli tüm adımları kararlı şekilde attıklarını ve atmaya devam edeceklerini söyledi. Oldukça da iddialı, çünkü TÜİK verilerini baz alarak konuştuğunuzda her şey çok güzel oluyor! Para, maliye politikaları ve yapısal reformlarla enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceklerini iddia ediyor Yılmaz ve “Yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık. Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon. Daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş eğilimi başlamış durumda. Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda düşüşleri de göreceğiz” diyor. Ancak gündelik hayatta bunu hissedebilen tek bir vatandaş yok. Bir diğer iddiası da, 2026 yılında tek haneli enflasyon hedefinin gerçekleşeceği. Bence bu iddiası da pek çok mucizeye bağlı, ama şu an meselemiz o değil ki… Milletin 2026’ya kadar çift haneli enflasyonla nasıl barınıp besleneceğine bir yanıt yok!