Mikdat Kadıoğlu: Ayıyla başım dertte, herkes onun tarafını tutuyor
Prof. Mikdat Kadıoğlu'nun Trabzon Maçka'daki evine bir ayı dadandı. Ayının eve girmemesi için çeşitli yöntemler deneyen Kadıoğlu, "Herkes ayının tarafını tutuyor. Kendisiyle tanışmak istiyorum" dedi.
DUVAR - Yaz tatilini Trabzon'un Maçka ilçesinde geçiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Merkezi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun başı, evine dadanan ayı ile derde girdi. Pencerelere tırmanan, eve ve tarım ürünlerine zarar veren, ‘Meteor’ adını verdiği bozayıyı görüntülemek için güvenlik kamerası taktıran Prof. Dr. Kadıoğlu, hayvanın eve yaklaşmaması için müzik yayını ile ses çıkarıyor. Kadıoğlu, ayıyla mücadelesini sosyal medya hesabından da paylaşıyor.
İki günlüğüne İstanbul’a gidip döndükten sonra bir ayının, evin giriş kattaki penceresini kırdığını ve bahçesini talan ettiğini söyleyen Kadıoğlu şöyle konuştu:
“Ayıyı seviyorum, bir problemim yok. Gittiğimi fırsat bilip gelmiş, fasulyeleri, patatesleri düzlemiş. Birinci katta balkondaki peteğe ulaşmak için de camları yoklamış. İki camı yoklamış, üçüncüyü kırmış ama içeri girmemiş nedense. Zaten bu ayı daha önce defalarca geldi. Şantiyedeki kulübe kapısını kırdı. İçeri giriyor, beğenmediği ne varsa atıyor. Ayçiçeği yağını içiyor ama gaz, tiner gibi şeyleri beğenmeyip atıyor. Ayıya komşuyuz tabii ki. Ayının ininde falan değilim. Millet bana kızıyor. Ayıyı çok seviyorlar, taraftarı var. Sosyal medyada bakıyorum herkes ayıyı taraf tutuyor, ‘ne işin var orada’ diyor ama biz yola daha yakınız. Ormanda değil, kıyısındayız.
Bahçesine zarar veren ayıya karşı sebzelerini kurtarmak için mücadeleye giriştiğini ifade eden Kadıoğlu şöyle devam etti: “Kamera kurdum ayının yakışıklı bir fotoğrafını çekeyim, diye. Herkes tanısın, millet görsün diye ama nedense kamerayı kurduğum taraftan gelmiyor, öbür taraftan geliyor. Ayıyla böyle bir mücadelemiz var. Harekete duyarlı kamera sürekli mesaj gönderiyor gece uyurken bile. Uyanıp bakıyorum ‘ayı mı geldi’ gibi. Ayıyla başım dertte gibi bir durum gibi oldu. Epey vaktimi alıyor beni oyalıyor ama iyi oldu. Tanışmak istiyorum kendisiyle, yoksa bir şeyimiz yok ayıyla. Mısırların içine harekete duyarlı kamera yerleştireceğim. Ayı geldiğinde tam mısırlara yaklaştığında bir ışık yakıp bir de alarm çalacak. Herhalde bir daha ayının geleceğini sanmıyorum bu tarafa. Millet tarım ürünleri ayının hakkı diyor ya, ayının fasulye mısır tarlası yok. Ben ayıdan bir şey çalmıyorum, o da benden bir şey çalmasın, onunla öyle anlaşacağız. Ayıya zarar vermeyen tedbirler almaya çalışıyorum."
Ayıya dostane davrandığını söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Tuzak kurmadım. Bu mısırlar ayıyı çekiyor. Yiyecek kokusunu aldığı zaman etrafta ama gittikten sonra ‘yiyecek ne bıraktın’ diye gelip çöplere bakıyor. Ayı da işin kolayını bulmuş. Daha önce eve giren ayı duymadık. Ayı insanı sevmez, ne kadar tehlikeli bir varlık olduğunun farkında. Tesadüfen karşılaşmalar olursa ayıyla karşı karşıya kalıyorsunuz veya ters rüzgarda kokuyu alamadığı zaman. Biber gazım ve düdüğüm var. Yolda giderken düdük çala çala gidiyorum ‘aman bir yanlışlık olmasın’ diye” dedi.