Millet İttifakı’nın mutabakat metni ekonomiye çare olur mu?

Millet İttifakı’nın ortak mutabakat metninde 250’ye yakın ekonomi vaadi yer aldı. Uzmanlara göre metin ülkeyi yönetme isteğini gösterse de “kolay olmayacak” başlıklar var.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA – Millet İttifakı’nın vaatlerini içeren ortak mutabakat metni kamuoyuna deklare edildi. Eğitimden sağlığa, yargıdan çevreye kadar birçok vaat ve projenin yer aldığı metnin en önemli başlıklarından biri de ekonomi alanında atılacak adımlar oldu.

Aylar süren çalışmanın sonunda hazırlanan ortak mutabakat metninde; Türk lirasına yeniden “itibar” ve “istikrar” kazandırma, Türkiye Varlık Fonu’nun kapatılması, beş yılda en az ilave 5 milyon istihdam yaratma, ortalama büyüme hızının yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesi, enflasyonun iki yıl içerisinde tek haneye düşürülmesi, TÜİK başta olmak üzere çok sayıda kurumun yeniden düzenlenmesi gibi yaklaşık 250 vaat yer aldı.

Ekonomi uzmanlarına göre Millet İttifakı’nın ülkeyi yönetme isteği özellikle sektörel bazdaki vaatlerle hazırlanan metinde görülüyor. Doğal tekeller olarak tarif edilen ulaşım ve haberleşme gibi alanlarda devletin rolünün az olduğu görüşünü dile getiren uzmanlara göre Millet İttifakı’nın neoliberal politikalardan köklü bir kopuşunun olmadığı da satır aralarında görülüyor. Ekonomistler uzun süreli sorunların çözümünün de uzun vadeli olacağı konusunda uyarıyor.

‘BÜTÇE HAKKINA ÇOK DEĞER VERİLDİĞİNİ GÖSTERİYOR’

İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman’a göre Millet İttifakı’nın açıkladığı ekonomik vaatlerin en olumlu adımı bütçeye dönük vaat oldu. Kesin Hesap Komisyonu kurulması ve muhalefete bunun yüklenmesinin demokratik açıdan önemli olduğunu söyleyen Konukman, “Bütçe hakkına çok değer verildiğini gösteriyor” dedi.

Millet İttifakı’nın vaatlerinin “sol bir program” olmadığını ifade eden Konukman, “Beklenti ve çıtayı da çok yukarıya çıkarmanın anlamı yok. Bir heyecan doğurdu” diye konuştu. Konukman, ciddi planlama örgütü ve modelleme yapılmadan, “Kişi başı milli geliri iki katına çıkartacağız” gibi vaatlerin ise değerlendirilemeyeceğini söyledi.

Prof. Dr. Aziz Konukman

‘MİLLET İTTİFAKI İSTESE DE ÇOK BÜYÜK KOPUŞLAR YAPAMAZ’

“Tek adam rejimini sonuçlandıracak ve parlamenter sisteme geçecek” bir model etrafında buluşulduğu takdirde diğer muhalefet güçlerinin masada olmasa da destek verebileceğini, program açıklandığı zaman ise sınıfsal ayrışmaların işin içerisine girdiğini belirten Konukman, “Hükümet programı üzerinden bir tarifi doğru bulmadım. Hiç hükümet programı açıklamasalar, ‘ne yapıp edip parlamenter sisteme geçeceğim ve birinci gün şunları yapacağım’ deselerdi daha doğru olurdu. Parlamenter sistem rejimine dönüşün inşası üzerine bir projeyi daha kapsayıcı olarak görüyorum” diye konuştu.

Mevcut durumdan kurtulunması gerektiğini, bu anlamda vaatlerin “bir umut” olduğunu ifade eden Konukman, “Neoliberal çatı sorgulanmayınca… 21 yıllık AKP iktidarının gerisinde ne var? Neoliberal ideoloji ve emperyalizme bağımlı yapı var. Bunlar aynen kalacaksa köklü kopuş olamaz. Programın her yerinde görev almış bir Babacan, dış politikasında görev almış Davutoğlu var. Millet İttifakı istese de çok büyük kopuşlar yapamaz. En azından tek adam rejiminden kurtarsa bile bunu hanesine artı olarak yazarım. Ama ekonomi noktasında çok şey olamam, kendimi inkar etmiş olurum” ifadelerini kaydetti.

YELDAN: ÇAĞDAŞ BİR ÜLKENİN YURTTAŞI OLMAK İÇİN ARADIĞIMIZ HEMEN HER ŞEY VAR

Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan’a göre Millet İttifakı’nın açıkladığı mutabakat metnine bütün olarak bakıldığında oldukça olumlu. Detaylarından ziyade bütününe baktığını ifade eden Yeldan, “Bütün olarak, modern ve çağdaş bir ülkenin yurttaşı olmak için aradığımız hemen her şey var. Eğitim, hukuk, teknoloji ve sanayi yapısı… Teker teker başlıkların içerisine girdiğimiz zaman; örneğin mali kural, bütçenin istikrar aracı ve gelir bölüşümü aracı olarak kullanılması, Merkez Bankası enflasyon hedeflemesini değiştirerek istikrar, büyüme olarak kullanılması yönünde aletler olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.

Millet İttifakı’nın detaylı ve çok çaba harcayarak metni hazırladığını belirten Yeldan, metinde yer alan vaatlerin uygulanabilirliğine dair ise, “Sosyal demokrasiden böyle bir metni uygulamasını beklemiyorum. Ama yine de böyle önemli bir çabayı Türkiye siyaseti, ekonomi gündemine taşıdıkları için çok müteşekkirim” dedi.

Prof. Dr. Erinç Yeldan
‘ÜLKEYİ YÖNETME İSTEĞİNİN OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ’

Uluslararası ekonomi ve finans uzmanı Dr. Murat Kubilay’a göre Millet İttifakı’nın bazı hedef ve vaatleri daha önce kamuoyuna yansımıştı. Kubilay, Stratejik ve Planlama Teşkilatı, Merkez Bankası bağımsızlığı gibi adımların yanı sıra açıklanan metinde dikkat çekici olarak sektörel kısımların yer aldığını söyledi. Ulaştırma, enerji, haberleşme, savunma sanayi, tarım gibi alanlara “güzel yer verildiğini” söyleyen Kubilay, “Çok fazla detay gibi olsa da en azından ülkeyi yönetme isteğinin olduğunu buralarda görebiliyoruz. Ki öngörülen hedeflere ulaşılması bunlarla olur” dedi. Kubilay şöyle sözlerini sürdürdü:

“Merkez Bankası tarafından uygulayacağınız para politikasıyla bir ülkenin hedeflendiği gibi her yıl yüzde 5 büyümesi, her yıl 1 milyon yeni istihdam yaratılması mümkün değil. Nasıl olur? Bu sektörel bir planlamaya dayalı kalkınma hamlesi ile olur. Bu vaatleri dikkate almak lazım.”

Dr. Murat Kubilay
‘KOLAY BİR DENGE OLMAYACAK’

Ortak metinde yer alan vaatlerden, “Atatürk Havalimanı açılabilir mi? Açılsa yeni İstanbul Havalimanı ne olur?” gibi soru işaretleri bulunduğunu, bunun yanı sıra ağır dış borç altındaki ekonomide 600 milyar dolarlık ihracat hedefinin dikkat çektiğini söyleyen Kubilay sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu imkânsız değil ama küresel ekonomilerin iyi gitmesi şartıyla. Öte yandan enflasyonu iki yılda tek haneye düşürmek için unutulmaması gereken husus döviz kuru istikrarını sağlamak. Bunu Kur Korumalı Mevduatı kullanmadan, faizleri ise reel sektörü öldürmeden artırarak yapmak gerek. Kolay bir denge olmayacaktır. Hepsinden ötesi doğruları yapsanız bile dış ekonomik gelişmelerin buna uyumlu ve olumlu gerçekleşmesi gerekir. AKP de küresel ekonomik krizlerden oldukça faydalanmıştı, bir kez daha böyle bir dönemin avantajı görülecektir.”

‘DOĞAL TEKELLER OLAN ALANLARDA DEVLETİN DAHA ETKİLİ OLMASI BEKLENEBİLİRDİ’

Mutabakat metninde öğrenim kredisi, çiftçilerin ve KOBİ’lerin kredisine ilişkin desteklerin öngörüldüğünü belirten Kubilay, “Bunlar önemli fakat altı partinin uzlaşmasıyla oluştuğu görülebiliyor. Devletin ekonomideki görevi çok geniş değil” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bu doğrudur, yanlıştır bir ideolojik tercih ama şunu söyleyebilirim; düzenleme ve denetlemenin haricinde planlamaya eklenmiş Halkbank ve Ziraat Bankası gibi kurumlar kendi sektörel alanlarına indirgenmiş. Merkez Bankası’nın da finansal istikrar ve enflasyon haricinde kullanılmaması hedeflenmiş. Bunu bir nebze anlayabiliyorum çünkü AKP iktidarı bunları kötü niyetle kullandı. Bana kalırsa kapsamlı büyüme için, tabii ki AKP’nin yaptığı şekilde değil, bu tür enstrümanların da kullanılmasında fayda var. Diğer yandan doğal tekeller olan haberleşme ve ulaştırma gibi alanlarda devletin daha etkili olması beklenebilirdi. Altılı Masa’nın en ortak kesişimi olarak görüyorum. Bunları, geçiş sürecinin ardından, siyasi rekabetin Erdoğan’ın olmadığı bir ortamda normalleştiği hallerdeki yeni dönemin yeni konuları olarak görüyorum. Mevcut ekonomik koşullar dikkate alınırsa bu vaatlerle önemli ölçüde iyileştirme sağlayacak ayrıntılar mevcut.”

.
‘UZUN SÜRELİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DE UZUN VADELİ OLACAK’

Millet İttifakı’nın iktidar olduğu takdirde açıkladığı vaatlerin sosyal hayata ne kadar sürede etki edeceği de bir başka soru. Vaatlerin gündelik yaşama etkisinin de farklı olacağını ifade eden Kubilay, “Çocuğunu okula gönderdiği zaman çocuklarına kahvaltı koyamayanlar çok kısa sürede bunu hissedeceklerdir” dedi. Kubilay şöyle devam etti:

“Yerel seçim öncesi enflasyonu azaltmak kolay olmasa da, enflasyon baskısı azaldığı zaman hemen alım gücü oluşacaktır. Döviz kuru ve para politikalarındaki normalleşme halinde yine ihracatçıların rekabet gücünün artması, buradan da istihdama destek olması olağandır. Bunlar da orta düzeyli olarak görülebilir. Eğitim sistemine, baştan sona vergi reformuna dayanan vaatler uzun vadeli etki edebilir. Bundan dolayı da Millet İttifakı suçlanamaz. Çok uzun süreli sorunların çözümü de uzun vadeli olacaktır, toplumun da bu aşamada sabırlı olması gerekir.“