Milli Eğitim Akademisi: 'Amaç yeni müfredata kadro oluşturmak'

Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı'nın detayları açıklandı. Eğitimciler, akademinin yeni müfredat için eğitimci kadroları oluşturmayı hedeflediğini vurguluyor.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

BURSA - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hazırlanan Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı'nın ayrıntıları ortaya çıktı.

Eğitimciler, Milli Eğitim Akademisi'nin 4 başlık altındaki eğitim programında ‘maneviyat’ alanına değinerek ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ müfredatı için eğitimci kadroların oluşmasının hedeflendiğini söylüyor.

4 BAŞLIK ALTINDA EĞİTİM PROGRAMI

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu taslağına göre, üniversiteden mezun olan öğretmen adayları, sınavları geçtikten sonra akademiye alınacaklar. Öğretmenlik mesleği yeterlilik çerçevesinde belirlenen teorik ve uygulamalı derslerden oluşan hazırlık eğitimi verilecek. Akademinin hazırlık eğitiminin süresi 4 dönem olacak.

Hazırlık eğitiminde her bir teorik dersten not ortalaması 100 üzerinden 60 ve üzeri olanlar başarılı sayılacak. Başarısız olan öğretmenler için ek bir sınav hakkı tanınacak. Öğretmenler, akademide 550 saatlik bir eğitimden geçecek. Eğitimin kapsamı 4 başlıktan oluşuyor. Bunlar; alan bilgisi, genel kültür, pedagojik yaklaşımlar ve maneviyat.

‘AKADEMİYLE EĞİTİMCİ ALT YAPISI OLUŞUYOR’

“Artık eğitim fakültelerinin bir önemi kalmadı” diyen Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, öğretmenlere verilecek eğitimin içerisinde maneviyat başlığının bulunmasını yeni müfredata kadro oluşturmak olarak gördüklerini söylüyor. Irmak, akademide öğretmenlere kimlerin ders vereceği ile ilgili bir bilginin henüz olmadığını da belirtti.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu doğru bulmadıklarını bakanlığa ilettiklerini aktaran Irmak, “Zaten Öğretmenlik Meslek Kanunu ölü doğmuştu. Çünkü genel sorunların çözümüne dair hiçbir düzenleme yok. Ücretli öğretmenliğe yönelik bir yasal düzenleme, meslek hastalıkları, öğretmenlerin yıpranma paylarına dair hiçbir şey yok. CİMER şikayet hattı öğretmenlere karşı bir sopa olarak kullanılıyor, buna dair bir düzenleme yok” dedi. 

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak

Irmak, daha önce kaldırılacağı söylenen ancak sonra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından öğretmen alımlarında Kamu Personeli Seçme Sınavı'na ek olarak yüzde 50 oranında etkili olacağı açıklanan mülakata ilişkin de konuştu. 

Irmak, Milli Eğitim Akademisi'nin 'mülakatı da giderek ortadan kaldıracağı'na yönelik söyleme tepki gösteriyor. Irmak, “Madem mülakatı ortadan kaldıracak bir şey neden mülakatla ilgili yüzde 50-yüzde 50 diye bir düzenleme yapıyorsunuz. Bakanlığın ne yaptığını anlamak mümkün değil ama hep bir hesapla yapıyorlar. Bu Milli Eğitim Akademisi'yle de yeni müfredat için eğitimci alt yapısı oluşturuluyor” diye konuştu. 

‘MEVCUT ÖĞRETMEN KADROLARINI TERBİYE ETME YASASI’

Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy ise, Milli Eğitim Akademisi’nin geçen ay açıklanan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ müfredatı kapsamında eğitim verecek kadroların oluşması için düzenlenen bir uygulama olduğunu belirtti. 

Toy, “Programın hedefi; yıllardır yol taşları döşenen gerici eğitimin okul öncesinden başlayarak milyonlarca öğrenciyle birlikte ümmetçi yeni toplumun inşasıdır. Bu programı uygulayacak öğretmenler de Öğretmen Akademisi'nde yetişecek AKP'nin kadroları olacaktır. Yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu, Milli Eğitim Akademisi ve Öğretmen Akademisi gibi Türk-İslam sentezi Medeniyet perspektifi ve maarif davasını sürdürecek öğretmenleri yetiştirme, mevcut öğretmen kadrolarını terbiye etme, cezalandırma ve toplumu dönüştürme yasasıdır” diyor.

Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy

Akademi ile öğretmenlerin haklarının göz ardı edildiği, öğretmenlerin akademik başarılarının mürit olmaya bağlandığı ve eğitim fakültelerinin niteliksizleştirildiğini belirten Toy, “Müfredat ve Öğretmenlik Meslek Kanunu; sömürünün, gericiliğin, hak gaspının, Siyasal İslam'ın kurumsallaşması ve hukuksallaşmasıdır” dedi. 

Toy, son olarak, Cumhuriyet ve aydınlanma devrimlerinin yok sayıldığı, Osmanlı hanedanlığı ve medrese modelinin yeniden hayata geçirilmeye çalışıldığı, din ve tasavvuf üzerine kurulu bir Maarif Modeli ve Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu reddettiklerini vurguladı.