Zeytinci: Türkiye depremde ortalama can kaybında dünyada üçüncü sırada
Yılda ortalama 22-24 bin depremin gerçekleştiği Türkiye'de birçok belediye deprem çalışmalarını hızlandırmaya çalışırken uzmanlar yapılan çalışmaların hâlâ yetersiz kaldığını belirtiyor. Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Zeytinci "Büyükşehir belediyelerinde, ilçe belediyelerinde deprem ve risk yönetimi müdürlükleri, daire başkanlıkları kurulmalıdır" dedi.
Ayhan Çimendağ
DENİZLİ - AFAD verilerine göre Türkiye'de her yıl 22 bin ile 24 bin arası deprem olurken bu sayı 2020 yılında 33 bini aştı. Fay hattında yer alan Denizli'de de düşük şiddetli depremler olmakla birlikte 2019 yılı mart ve ağustos aylarında yaşanan 6,0 şiddetindeki Bozkurt ve 5,5 şiddetindeki Acıpayam depremleri birçok binada hasara neden olmuştu.
Uzmanlar deprem öncesi önlemlere verilen önem kadar yıkım sonrası gerçekleşebilecek tehlikelere de dikkat çekiyor. Yapı malzemelerinden ve katil toz olarak bilinen asbest, uzman eşliğinde sökülmediği durumlarda tozumayla birlikte kanser riskini ortaya çıkarıyor. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Zeytinci ve Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ile deprem öncesi ve sonrası önlemleri konuştuk.
BELEDİYE BAŞKANI DOĞAN: HUKUKİ ADIMLARIMIZI ATACAĞIZ
Vatandaşların hayatını tehlikeye atan hiçbir projeye izin vermeyeceklerini söyleyen Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Ülkemiz genelinde yaşanan büyük depremlerde ne yazık ki canımız çok yandı. Yaşadığımız bu acılardan mutlaka ders almalıyız. İzmir’deki depremde yıkılan binaların kolonlarının kesildiğinin iddia edilmesi üzerine biz de Merkezefendi Belediyesi olarak yapılardaki denetimlerimizi arttırdık. Ekiplerimiz sıkı bir şekilde yüksek katlı binaların zemin katlarındaki market ve oyun salonu olarak kullanılan iş yerlerinde kolon ve kiriş kontrolü gerçekleştiriyor. Hemşerilerimizin hayatını tehlikeye atacak hiçbir projeye, izinsiz hiçbir müdahaleye izin vermeyeceğiz. İzinsiz ve yasal olmayan herhangi bir müdahaleye rastlanması halinde hukuki adımlarımızı atacağız” diye konuştu.
'TÜRKİYE ORTALAMA CAN KAYBINDA DÜNYADA ÜÇÜNCÜ SIRADA'
Depremlere ve deprem öncesi alınması gereken önlemlere dair konuşan Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Zeytinci, "Yılda 5,5 ve daha büyük deprem olasılığı yüzde 76. Bu oranla dünyada altıncı sıradayız. Bir yılda deprem nedeniyle ortalama can kaybımız 950 kişi, bu alanda da dünyada üçüncüyüz. 1 milyon nüfusta deprem nedeniyle ölümde ortalaması 5,58 ile dünyada dördüncü, fiziksel olarak ortalama depremden etkilenmede yılda 2 milyon 750 bin kişi ile dünyada sekizinciyiz. Depremden etkilenen 1 milyon kişideki ölümde ise 346 kişi ile dünyada dördüncüyüz" sözleriyle dünyadaki sıralamaya işaret etti.
'DEPREM ÜLKESİYİZ AMA DEPREME HAZIR DEĞİLİZ'
"Bir deprem ülkesiyiz ama maalesef depreme hazır değiliz" diyen Zeytinci şunları söyledi: "Yer seçimleri, fay hattı ve zemin sorunlarından kaynaklanan yıkımlar, kontrol ve denetim mekanizmasının yetersizliğinden, niteliksiz, denetimsiz ve kurumsallaşmamış müteahhit hizmetleri, imar afları, yanlış tadilat uygulamaları, yetersiz ve vasıfsız inşaat işçiliğinden kaynaklanan yıkımlar… Afet ve imar mevzuatları arasındaki kopukluğun sürdüğü bir zeminde, yerleşim birimlerinde deprem risk azaltma çalışmalarını yürütmekle hangi kurumsal yapının sorumlu ve yetkili olduğuna dair mevcut belirsizlikler bir an önce giderilmelidir"
'PLANA GÖRE 2023'E KADAR TAMAMLANMASI GEREK ANCAK BU HIZLA 2050'YE YETİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Zeytinci şöyle devam etti: "Belediyeler deprem yönetimi sürecinde yardımcı aktör olarak görülmektedir. Bu yanlış düzeltilmeli, Büyükşehir belediyelerinde, ilçe belediyelerinde deprem ve risk yönetimi müdürlükleri, daire başkanlıkları kurulmalıdır. Türkiye'de MTA tarafından 550’ye yakın aktif fay tespit edilmiş durumda. Ülkemizde Denizli’nin de içinde bulunduğu 18 kent, 80 ilçe, 502 köyümüz doğrudan diri fay üzerinde. MTA, Ulusal Deprem ve Eylem Stratejisi Planı kapsamında AFAD’la iş birliği içerisinde bazı faylara ilişkin çalışmalar yürüttü. Tespit edilen 486 tane fayın 10 yılda ancak 138’ini çalışabildi. Ulusal Afet Strateji planına göre 2023 yılına kadar bu çalışmanın tamamlanması gerekli. Ancak çalışmanın bu hızla 2050’ye kadar yetişmesi mümkün görünmüyor" dedi.
'ASBEST TÜRKİYE'NİN ÇERNOBİL'İ OLMASIN, ÜCRETSİZ EĞİTİM VERMEYE GÖNÜLLÜYÜZ'
Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari de bina yıkımlarında tozumayla birlikte açığa çıkan 'katil toz' asbeste dikkat çekti. Deprem önlemleri denilince akla ilk olarak yapı denetimlerin geldiğini fakat yıkım sonrası kanser tehlikesinin ihmal edildiğini belirten Ensari "Bina döşeme kaplamalarında, çatı kaplamalarında, yalıtım malzemelerinde, su borularında, elektrik tesisatlarında asbest kullanılıyor" dedi. "Asbest Türkiye'nin Çernobil'i olmasın" uyarısında bulunan Ensari sözlerini şöyle sürdürdü; "Dünya genelinde yasaklandı. Fakat yaptığımız testler sonucu halen birçok yapı malzemesinde asbeste rastladık. Kamuoyu oluşması ve asbest tehlikesine karşı tüm halkın bilinçlenmesi gerekiyor. Asbest ölçümü yapılmadan gerçekleştirilen enkaz kaldırma çalışmaları hem orada çalışanları hem de uzaktan izleyen vatandaşları tehdit ediyor. Biz eğitimler konusunda gönüllüyüz. Üniversite, sendika birçok kuruma ücretsiz eğitim verdik fazlasına da gönüllüyüz"
'DEPREMDEN KURTULANLARI BAŞKA SAĞLIK SORUNLARI BEKLİYOR'
Yapı Yol-Sen, AFAD ve Hak-Sen'e de ücretsiz eğitimler verdiklerini aktaran Ensari "Belediyelere, AKUT'a açık çağrıda bulunuyoruz. Gelin asbest konusunda ücretsiz eğitimler verelim. Bu ciddi bir konu. Ne yazık ki depremde yıkılan yapılarda asbest tespiti yapılmıyor. Afet atık çalışmalarında İzmir’de asbest tozuna maruz kalma riski ile ilgili ölçümler hiç yapıldı mı? İzmir’de böyle bir çalışma maalesef yapılmadı! Ne yazık ki depremden kurtulan kişileri başka sağlık sorunları bekliyor” diye konuştu.