Monokritik'in yeni belgeseli yayında: 'Talan İzmir: Çeşme Projesi'
Monokritik Youtube kanalı kent belgesellerinin sonuncusu Talan İzmir: Çeşme Projesi başlıklı belgeselini yayımladı.
İZMİR - İzmir Dayanışma Akademisi bünyesinde kurulan “Monokritik”, geçtiğimiz aylarda İzmir’in önemli kent sorunlarından biri olan Basmane Çukuru hakkında hazırladığı belgeseli kamuoyu ile paylaşmıştı. Monokritik, bu defa yine İzmir’in gündemini uzun zamandır meşgul eden Çeşme Turizm Projesi hakkındaki belgeselini yayınladı. “Talan İzmir: Çeşme Projesi” başlıklı belgesel İzmir’in “Kanal İstanbul”u olarak anılan Çeşme Turizm Projesi’nin ayrıntılarını ve muhtemel sonuçları anlatmayı hedefliyor.
Belgeselde Bağımsız Araştırmacı Cihan Uzunçarşılı Baysal, Şehir Plancısı ve Kuş Gözlemcisi Sezai Göksu, Avukat Ömer Turgut Erlat, Şehir Plancısı ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu üyesi Zafer Mutluer ve Biyolog Ömer Döndüren’in görüşlerine yer verildi.
ÇEŞME PROJESİ ÜZERİNDE MEGA PROJELERİN TAHRİBATI RESMEDİLİYOR
Belgeselde, projenin hayata geçmesi halinde Çeşme Yarımadası’nda her açıdan büyük bir dönüşüm olacağı, mega projelerin yerinden etme, yok etme, hem insan toplulukları hem de diğer canlılar için sürgün ve yok olma anlamına gelen projeler olduğu önemle vurgulanıyor. Tabula Rasa, Tahribat, Sürgün başlıklı epizodlardan oluşan belgeselde Türkçede “uzunbacak” olarak bilinen göçmen kuşun hikâyesinin anlatıldığı bir animasyon da yer alıyor. Animasyonda uzunbacak gözünden Çeşme Projesi özelinde, mega projelerin tüm canlı türleri için nasıl bir tahribata yol açtığı resmediliyor.
'BİZLERE AİT BİR ALANI DEVLET SATIYOR'
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 15 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı bir toplantı aracılığıyla projenin temel fikirleri kamuoyu ile paylaşıldı. Şehir Plancısı Zafer Mutluer bakanlığın hedeflerini şu sözlerle değerlendirdi;
“Bakanlığın iddiası da şuydu: Çeşme'deki şu anki turizm aslında turizm değil. Nasıl kentsel dönüşümler oluyorsa turizm de Çeşme'de dönüşecekti. Turizm sezonunun 12 aya çıkarılması temel hedefleriydi. Öte yandan temel amaçlarından bir diğeri de bugünkü Çeşme'ye gelen turist profili yeterli değildi onlar için. Cebinde daha fazlası olan turistlerin buraya gelmesiydi. Golf alanları, farklı spor tesisleri, agro turizm, sağlık turizmi, belli bir kitleye hitap eden bir dizi kullanım anlatılmıştı bu süreçte.”
Projeye karşı açılan davanın avukatlarından Ömer Turgut Erlat’ın proje hakkında görüşlerine de belgeselde yer verildi. Turgut, “Ana yatırımcıya irtifak hakkı veriliyor. İrtifak hakkı, mülkiyet hakkının benzeri, sınırlı bir ayni hak. Güneyde üç tane adamız var. Kuzeyde de yine bir adamız var, Karabağ Adası. Deniz alanıyla birlikte bu adaları da içeren bir tasarruf hakkına sahip oluyor. Sonra yönetmelik diyor ki ‘bu irtifak bedeli turizm bölgesinin içindeki altyapı tesislerinin yapılması için harcanır.’ diyor. Yani bizlere ait bir alanı devlet satıyor, karşılığında bir bedel alıyor, o bedel kamuya geriye dönmüyor. O bedel de yine sattığı kişinin hizmetinde kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE 2000'Lİ YILLARIN BAŞINDA 'ÇILGIN PROJELER' İLE TANIŞTI
Proje yapılması planlanan bölgenin doğal sit statüsünün nitelikli doğal koruma alanından çıkarıp sürdürülebilir koruma alanına dönüştürülmesinin de ele alındığı belgeselde, projenin ekolojik olarak yaratacağı tahribatı Biyolog Ömer Döndüren anlattı. Döndüren, koruma statüsünün değiştirilmesine yönelik olarak “Yani oradaki canlı türleri orayı terk mi ettiler? Oradaki bitki türleri mi değişti? Orada üreyen kuş türleri başka bir yere mi gittiler? Ne oldu da 1. derece doğal sit alanı iken seviyesi ondan çok daha aşağı bir seviyeye indi?” sorusunu yöneltti.
Mega projelere de değinilen belgeselde, mega projelerin bütçeleri ve sayılarının devasa boyutlara eriştiği vurgulandı. Bağımsız Araştırmacı Cihan Uzunçarşılı Baysal Türkiye’nin de 2000’li yılların başında “çılgın projeler”le tanıştığını söyleyerek, “AKP’nin işte o ‘inşaat ya Resulullah’ ekonomisi üzerinden yükselen bir sistemde hem birikimin sağlanması hem burada fazla istihdamın emilmesi açısından bu projeler iktidarın can simitleriydi. ‘Çılgın projeler’ olarak ortaya atılması da toplum nezdinde kabul gördü. Ta ki sonuçları bugün işte gördüğümüz üzere ortaya çıkana kadar.” ifadelerini kullandı.
MEGA PROJELER: KUŞ MU, DOLAR MI?
Çeşme’de daha önce Alaçatı Port projesinde yaşanan tahribata da değinilen belgeselde, uzun yıllardır bölgede kuş gözlemciliği yapan Şehir Plancısı Sezai Göksu da “Gözlediğim bazı özel alanlar var. O özel alanlarda 2014 yılında gördüklerimi ben bugün göremiyorum. Çünkü oraya günübirlik tesisleri yapıldı, oteller yapıldı. İnsan ayağı girmeye başladığı zaman artık o türlerin oralarda olmadığını görüyoruz. Evinin önüne tekne bağlayacak, arkasına da arabayı bağlayacak; giriş kapısıyla salon kapısı arasında, arabayla tekne arasında yolculuk yapacak, bir salon yolculuğu yapacak bir hayat tasavvur ediliyor orada. Böyle bir hayat tasavvuru için bütün deniz ekosistemini yok ettiler. Artık poyraz kuşu gelmiyor oraya” dedi. Göksu, “Sonuç olarak baktığımız zaman dolar mı görüyoruz, kuş mu görüyoruz? Bütün mesele bu” diyerek sözlerini sürdürdü.
“Talan İzmir: Çeşme Projesi” belgeseline şu adreslerden ulaşılabilir;
Videoyu İzlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=1UWxhUSuteE
ÇEŞME TURİZM PROJESİ
İlk adımı 13 Eylül 2019 tarihinde “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilanının Resmî Gazete’de yayımlanması ile atılan Çeşme Turizm projesi yaklaşık 16 bin hektarlık bir alanı kapsıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 15 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı bir toplantı aracılığıyla projenin temel fikirlerinin kamuoyu ile paylaşılmasının ardından yoğun tartışmalara neden olan Çeşme Projesi sağlık turizmi, güzel sanatlar üniversitesi, golf sahaları, oteller, alışveriş merkezleri, mega yat limanı, Cumhuriyet köyü gibi pek çok planı içeriyor ve Çeşme’de turizmin 12 aya çıkarılmasını hedefliyor.
13 Mart 2020 tarihinde TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP Derneği ve yüz yedi tekil şahıs tarafından İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’na yönelik öncelikle yürütmenin durdurulması ve iptaline ilişkin dava açıldı. Yürütmenin durdurulması istemine ret kararı veren Danıştay 6. Dairesinde iptal davası görüşülmeye devam ediyor. (DUVAR)