YAZARLAR

Mourinho'nun hayalindeki takım

12 maçta 8 farklı defans dörtlüsünün kullanılmasının, hem bireysel hatalara hem de güvensizliğe yol açması kaçınılmaz. Takımın ilk golü yedikten sonra kırılganlaşması, skoru korumak için geriye yaslanma refleksi göstermesi bu önemli sorunun bir sonucu gibi gözüküyor. Mourinho daha istikrarlı bir takım istiyorsa bireysel hataları olabildiğince azaltmalı. Bunun için de önce savunma dörtlüsünde istikrarı sağlamalı.

Milli aradan Kayseri deplasmanıyla dönen Fenerbahçe, eksik ve sürprizli kadrosuyla çıktığı maçta üç puanı 6 golle aldı.

7'nci dakikada Tadic'in penaltısıyla öne geçen sarı lacivertliler, bu sezon ilk defa 11'de başlayan Oğuz Aydın'ın golleriyle ilk yarım saatte 3-0'ı buldu. Maçın geri kalanının rahat geçmesi beklenirken ilk yarının son dakikalarında Djiku'nun kendi kalesine attığı gol Kayseri için umut oldu.

İkinci yarıya bu umutla baskılı ve istekli başlayan taraf Kayserispor'du. Fenerbahçe kalesini ablukaya alan sarı kırmızılılar 55'inci dakikada kullandıkları kornerde Livakovic'in boşa çıkmasıyla farkı 1'e indirdi. Kaleyi bulan 1 isabetli şutta 2 gol bulan Kayserispor, beraberlik golü için de aynı baskıyı sürdürdü. Kendi sahasına gömülen Fenerbahçe ise Kayseri defansında verilen boşluklara 62'nci dakikada sızmayı başardı. Ceza sahasından seken topu kendi yarı sahasının ortasında kontrol eden Mert Hakan, Kayserispor'lu bir oyuncuyu geçtikten sonra önünde bulduğu geniş boşlukta topu Tadic'le buluşturdu. Defansı 2'ye 1 yakalayan Tadic de topu En Nesyri'nin önüne yuvarladı. Sol ayağıyla düzgün bir vuruş yapan Faslı santrfor Kayseri'nin maça ortak olma umudunu da söndürmüş oldu.

Karşılaşmanın geri kalan bölümünde aynı baskıyı sürdüremeyen Kayserispor'un dağınık hücum organizasyonlarında arkada bıraktığı boşlukları değerlendiren Fenerbahçe, Kostic ve Szymanski'nin golleriyle 6-2'lik bir galibiyet elde etti.

GELEN GİDENİ ARATMADI

Sarı lacivertliler için sevindirici noktalardan birisi Oğuz Aydın'ın performansı oldu. Bu sezon henüz pek dakika bulamayan kanat oyuncusu, Maximin, Cengiz ve İrfan'ın sakatlığında yakaladığı ilk 11 şansını 2 gol, 1 asistle taçlandırdı. Skor katkısının yanı sıra oyuna kattığı dinamizm, etrafındaki oyuncularla uyumu, düzenli koşuları ve defansa desteğiyle de iyi bir maç çıkaran 24 yaşındaki futbolcunun performansıyla Mourinho'nun kafasını karıştıracağı kesin.

Üst üste ikinci kez ilk 11 başlayan Samet ve Mert Hakan da iyi bir maç çıkardı. Özellikle Mert Hakan zaman zaman takım savunmasını eksik bıraksa da atakların organizasyonunda önemli rol oynadı. En Nesyri ve Kostic'in de artık ilk 11 oyuncuları olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sahadaki oyuncuların iyi performansı, geçen sezonun vazgeçilmez oyuncularıyken bu sezon yedek kalan Szymanski, Becao, Dzeko, İsmail Yüksek, İrfan Can Kahveci gibi oyuncuların da daha yüksek seviyelere çıkmalarını sağlayabilir. Özetle sarı lacivertlilerde şimdilik gelen gideni aratmıyor.

NE KADAR ERKEN, O KADAR İYİ

Bir diğer olumlu nokta ise takımın erken öne geçmesi oldu. Geçtiğimiz sezon 99 puan toplayan Fenerbahçe'nin en özgün yanlarından birisi maçları erken koparabilmesiydi. Sarı lacivertliler geçen sene 3 maçta ilk 5 dakika içinde, 6 maçta ise 5 ve 10'uncu dakikalar arasında öne geçmeyi başarmıştı. Bu sezon ise en erken golünü 15'inci dakika bulabildi.

Erken öne geçebilmek hem takımın iştahını göstermesi açısından önemli hem de rakibin gardının düşmesini sağlamak ve maçı kontrol altında tutabilmek açısından kritik. Hele ki Milli Takım ya da Avrupa gibi maçların dönüşlerinde gidilen deplasmanlarda öne geçiren gol ne kadar gecikirse maç da o kadar zora girer. Sarı lacivertlilerin 7'nci dakikada penaltıdan da olsa golü bulması, takımın motivasyonunu ortaya koyduğu için değerli.

Fenerbahçe'nin bu sezon ilk golü atamadığı tek maç, sahasında 3-1 mağlup olduğu Galatasaray karşılaşması. Derbi dışında bir de Trabzon deplasmanında 67 ve 75'inci dakikalar arasındaki 8 dakikada geriye düştüler. Bunlar dışında bu sezon henüz hiçbir maçta skor avantajını kaybetmediler. Öne geçme süresinin düşmesi de oyun gücünün arttığının göstergesi.

DEFANS DİKİŞ TUTMADI

Ligde çıktığı 12 maçın 7'sinde kalesini gole kapatmayı başaran Fenerbahçe, diğer 5 maçın dördünde 2 gol, birinde ise 3 gol yedi. Yani sarı lacivertliler ilk golü yedikten sonra ikinci gole de engel olamadı.

12 maçta 8 farklı defans dörtlüsünün kullanılmasının, hem bireysel hatalara hem de güvensizliğe yol açması kaçınılmaz. Takımın ilk golü yedikten sonra kırılganlaşması, skoru korumak için geriye yaslanma refleksi göstermesi bu önemli sorunun bir sonucu gibi gözüküyor.

Mourinho da maç sonu açıklamasında 6 gollü galibiyete rağmen tabelanın 3-0'dan 3-2'ye gelmesinden mutlu olmadığını, "Öndeyseniz savunma yapın fikrinde değilim. Öndeyken goller atmaya devam etmekten yanayım. 90 dakika daha istikrarlı olmalıyız. Oyuncularım maç kolayken maçı öldürmeli. 3-0'dan sonra 4-5-6'yı atmalıyız, 3-1, 3-2 olmamalı. Hayalimdeki takım olması için bugün maçın 8-0 bitmesi gerekiyordu, 6-2 değil. Hayalimdeki takım 3-0'dan 3-2'ye getirmez, hayal ettiğimden uzaktayız" diye ifade etti.

Portekizli teknik direktör teşhisinde haklı olmakla birlikte çözümün de kendi elinde olduğunun farkında olmalı. Maç içinde daha istikrarlı bir takım istiyorsa bireysel hataları olabildiğince azaltmalı. Bunun için de önce savunma dörtlüsünde istikrarı sağlamalı.