Haftalık çevrimiçi bülten: MUBI, Netflix, ve Gain'de öne çıkan dizi ve filmler
Bu hafta çevrimiçi platformlarda öne çıkan içerikler arasında "The Baby", "In The Mood For Love", "Beef", "Ele Güne Karşı" ve "The Irregulars" yapımları yer alıyor.
DUVAR - Her hafta buluşmayı tasarladığımız bu rehberde çevrimiçi platformların kataloglarına şöyle bir göz atacak, öne çıkan içerikleri birçok başlık altında sunmaya çalışacağız.
Anlatı enflasyonunda kaybolmamak için tür ve seyirci beğenisi ağırlıklı bir bölümlendirmeye gittiğimizi belirtelim. Rehberimizde "Evet, komik bir şey var!" başlığında komedilere, "Bir yanım güler bir yanım ağlar"da kara komedi örneklerine, "Ben yapmadım amirim!" başlığı altında ise polisiyelere yer vereceğiz. Bazen "Modern Nalan"da romantik komediler bazen "Bugünden yarına"da bir nefeste biten dramalar tanıtacak, çeşitli belgeseller ve sosyal içerikli yapımlar paylaşıp "Kült mertebe" diyerek yakın dönem dizi tarihine damga vurmuş işleri gündeme taşıyacağız.
"Önüm arkam sağım solum Distopya"da dönemin en popüler janrlarından olan distopya örneklerinden söz ederken diğer yandan tek kanallı, tüplü televizyon günlerine uzanıp her hafta yerli bir diziyi anacağız. Son olarak "Bilin Bakalım Ben Kimim" bölümünde yine televizyon tarihimizden bir diziye dair ipuçları verecek, sizden doğru cevabı isteyeceğiz.
BİR YANIM GÜLER BİR YANIM AĞLAR
The Baby (HBO yapımı-BluTV'den erişilebilir)
Godzilla, King Kong, Jurasic Park... Goriller, dinozorlar. Sonra arılar, bazen uzaylılar... Oyuncak bebekler, merdiven altları, kuytu ormanlar, benzin istasyonunu geçince solda kalan kasabalar. Korku anlatısı bugüne değin birçok canlı cansız varlığı kullandı, birçok mekânı dekor eyledi. Bu kez bir bebekten medet umuyor!
Sevimli bir bebek bu ama ölümcül olabiliyor!
Çocuk istemeyen Natasha bir akşam "henüz uyumadığında" kendini minnacık bir bebeğin bakıcısı olarak bulur! Kafka eserinden fırlamış bir bağla birbirine bağlanan manevi anne-bebeğin macerası da böylece başlar. Bebek başta pek sevimli gözükse de bir lanetin taşıyıcısıdır. Çevresine zarar vermekten geri durmaz. Hınzır hınzır güler, masumiyetinden ödün vermez fakat zaman zaman karanlık tarafa geçer.
'The Baby' çocuk sahibi olmaktan korkanları gıdıklayan, çağımızın sorunlarına ayna tutan bir yapım. Acı acı güldürüyor, feci feci öldürüyor.
SANAT SEPET ÇEVRİMİÇİ
In The Mood For Love (MUBI)
Etkileyici müziği ile hatırlanan Wong Kar Wai filmi "In The Mood For Love", 21. yüzyılın henüz başında çekilmesine karşın geride bıraktığımız çeyrek çağda en etkileyici aşk filmleri arasındaki yerini koruyor. Aşk üzerine ihtisaslaşmış Hong Kong'lu yönetmenin filmi 1962'de geçiyor.
Bir apartmanda evli iki komşunun, Mrs Chan ile Mr. Chow'un yasak aşkını konu alan filmde başrolleri Maggie Cheung ile Tony Leung paylaşıyorlar. Romantizmin, tensel dürtülerin, yasağa duyulan arzuların her karesine sindiği "In The Mood For Love" bir üçlemenin ikinci filmi aynı zamanda. Yönetmen filmde Mr. Chow'un kaldığı odanın numarasını üçlemenin finaline isim olarak yakıştırmış: 2046.
Renkleri, görüntü yönetimi, oyuncu performansları ve döneme, kültüre yönelik başarılı uygulamaları ile Wai'nin filmi dönüp dönüp izlenebilecek bir romans!
BUGÜNDEN YARINA
Beef (Netflix)
Çılgın bir araç takip sahnesiyle açılan dizi çılgınlıklarla sürüp gidiyor. Amerika'da tutunamamış iki insanın yollarını bir otoparkta yaşanan gerilimle kesiştiren dizi Amerikan rüyasından uyanmanın salt sınıfla da açıklanamayacağını insanların ne kadar koşarsa o kadar çabuk yorulacağını ortaya koyuyor. Bu yönüyle bir tür 'They Shoot Horses, Don't They?'i (Sydney Pollack, 1969) andıran dizi sarı ırkın kültürel bakımından dışlanışını ve hangi statüde olunursa olunsun yırtma çabasını gözler önüne sermekte.