MUBI: Tek tek seçilen içerikler, belirli kitle, görece yüksek fiyat
MUBI kendini yayıncı, dağıtıcı, küratör ve sinemasever olarak tanımlıyor. Özellikle sadık ve küçük bir kitleye onu yönlendiren temel pozisyonu da sinemaseverlik ve küratörlük iddiaları.
MUBI, 2007’de sinemaseverlerin bilgi paylaşabileceği, filmler hakkında kritiklerin ve yorumların yer alacağı bir platform olarak The Auters adıyla kuruldu. Birkaç yıl içinde MUBI adıyla yoluna devam etmeye başlayan şirketin uzmanlaştığı alan; klasik ve güncel sanat filmleri, kısa filmler ve yerel bağımsız sinema filmleri ile festival filmlerinden oluşuyor. Bir seç-izle platform olarak MUBI’yi değerlendirmeden önce, şirketin yaptığı diğer iki temel işe dair kısaca bilgi vermenin faydalı olacağını düşünüyorum.
MUBI, seç-izle platformu olarak verdiği hizmetin yanı sıra aynı zamanda bir film dağıtım şirketi. Tıpkı yayınladıkları türden filmlerin dağıtımı hizmetini de yürütüyor. Her ekrandan filmleri izleyiciyle buluşturma mantığını benimseyen şirket, aynı zamanda MUBI GO adlı bir girişime de sahip. Bu uygulama yardımıyla standart MUBI üyeliğini bir üst seviyeye taşıyıp, seçilmiş sinema salonlarında MUBI’nin seçeceği haftanın filmini, bilete ekstra para vermeden yer ayırtıp daha önceden belirlenmiş sinema salonlarında izleyebiliyorsunuz. MUBI, bu projeyi Avrupa Birliği’nin Creative Europe Programı’yla birlikte yürütüyor. İngiltere’de 2018 sonbaharından salgın başlangıcına kadar başarılı gittiği duyurulan projenin yakın zamanda ABD ve Almanya’da da uygulanması şirketin planları arasında yer alıyor. Bu uygulama şimdilik sadece İngiltere’de geçerli ve Covid-19 dolayısıyla da askıya alınmış durumda.
Şimdi beş kritere göre MUBI’yi değerlendirdikten sonra platformun kullanıcılara neler sunduğunu biraz daha detaylandırabiliriz.
Fiyat: Platformun Türkiye’de aylık abonelik ücreti 25,99 TL. Yıllık üyelik seçeneği de olan platforma yıllık abonelik ücreti ise 191,88 TL (aylık 15,99’a geliyor). 25,99’luk aylık abonelik fiyatıyla MUBI, 2021 başında Türkiye’deki (tekil abonelik bazından) en pahalı seç-izle servisi olarak hizmet veriyor.
Orijinal içerikler: Orijinal içerik üretimi MUBI’nin şimdiye kadar iddialı olduğunu konulardan biri değil. Birkaç filmin ortak yapımcılığını üstlenen şirketin, sunduğu üründe temelde böyle bir vaad olmadığını akılda tutmak gerekiyor.
İçerik kataloğu: İçerik kataloğu odaklandığı yerli bağımsızlar, kısalar, güncel ve klasik sanat filmleri konusunda başka bir platformda göremeyeceğiniz kadar geniş. Örneğin Fellini veya Kurosawa filmlerini bir arada bulabileceğiniz başka bir platform var mı, bir düşünün. Yani karşılaştırma bölgesini Türkiye’yle sınırlı tutarsak “arthouse” kategorisinde MUBI önde gidiyor.
İçerik çeşitliliği: MUBI söz konusu olunca bu değerlendirmenin esasında iyi yanı var. İlki, MUBI’nin içerik çeşitliliğinin oldukça zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki platformdaki sinema filmlerinde özellikle sanatsal değer etrafında örülen hizmet, bir zayıflık olarak değerlendirilebilir. Çünkü sunulan filmlerin neredeyse tamamı, sınırları çok belirgin bir alanda yer alıyor. Diğer yandan, bu hizmetin kullanıcılarına sunduğu şey ise aslında tam olarak bu alana odaklanmış olduğunu açıkça söyleyerek, bu alanda derinleştiği iddiası taşıması. Bu noktasıyla da oldukça güçlü ve vaadini yerine getiren bir platform olarak değerlendirilebilir. Genel anlamda içerik çeşitliğine bakacak olursak, diğer seç-izle platformlarında da uyguladığım değerlendirme kıstaslarına göre aile dostu içerikler, spor, gişe filmleri ve belgesel gibi alanlarda MUBI abonelerine bir şey sunmuyor.
Ulaşılabilirlik: Dünyanın tamamında hizmet veren MUBI’ye farklı işletim sistemlerine sahip akıllı cihazlar, farklı akıllı TV’ler, kutular ve oyun konsollarından erişmek mümkün. Bu yönüyle de ulaşılabilirlik seviyesi dünya standartlarında en iyilerle birlikte anılabilir.
SADIK VE KÜÇÜK BİR HEDEF KİTLEYE YÖNELİK HİZMET VERİYOR
MUBI dünyada en çok yayılan niş seç-izle platformlarından biri. Öncelikle Türkiye’de de karşılaştığımız üzere bambaşka türden içerikleri abonelerine sunan platform sayısı pek yüksek değildir. Bunun ekonomik, lojistik sebeplerinin yanı sıra, özellikle seç-izle platformlarına giren birkaç on yıl öncenin dev medya şirketleri, halihazırda uzmanlaştıkları alanlarda veya ellerinde var olan içerikle ve marka imajıyla ilerlemeyi seçtikleri için kendi kitlesini dijitalde de yakalamaya devam etmeyi isterler. Özellikle ABD’de 200’den fazla seç-izle platformu olduğunu düşünürsek her şey biraz daha netleşebilir. Netflix, Prime Video gibi bazı platformlar çok çeşitli içerik türlerini bir arada sunsa da ESPN gibi bazı yayıncılar, seç-izle platformlarında markalarının uzun zamandır beraber anıldığı türdeki içeriklerle ilerlemeyi tercih ediyor. MUBI’yi değerlendirirken de bu sınırlı türde uzmanlaşmanın bir iş planı dahilinde yapıldığını ve Batı’da da yaygın olduğunu bir kenara not etmeliyiz.
MUBI kendini yayıncı, dağıtıcı, küratör ve sinemasever olarak tanımlıyor. Özellikle sadık ve küçük bir kitleye onu yönlendiren temel pozisyonu da sinemaseverlik ve küratörlük iddiaları. Festival filmlerinden, bağımsız yerli filmlerden, klasik ve güncel sanat filmlerinden oluşan film listesini MUBI, özellikle ve ısrarla elle seçilen, üzerine kafa yorulan, aboneler için en iyisi olduğu düşünülen içeriklerden oluştuğunun altını çiziyor. Yani algoritmik bir yardımla “Abone bunu izlediyse, şunu da izleyebilir. Şu görseli veya şu sahneyi göstermeyi deneyelim” gibi bir mantıkla ilerlemediğini kitlesine gayet güzel bir şekilde anlatmayı da başarıyor. Platformun arkasında öneri teknolojisini değil uzmanlarının seçkisini barındırıyor. Zaten, sanatsal anlamıyla sinema filmi izlemek isteyen insan sayısının hiç de çok olmadı gerçeğini de hesaba katarsak, platformun hedef kitlesine sunduğu ürün ve bunu sunuş tarzının birbirine mükemmel derecede uyduğunu söyleyebilirim.
İzleyeceği içeriklerin bir insan, ekip tarafından onun için özellikle seçildiğini bilmenin yanı sıra filmlerin sinopsisleri haricinde MUBI’nin editör notu ve filme dair abonelerin görüşlerinin de filmlerin detay sayfalarında görünmesi, MUBI’yi seç-izle platformu olarak kesinlikle özel bir noktaya taşıyor. MUBI’nin bu noktadaki bir diğer artısı da film eleştirisi, yorum, röportaj ve haberlerin bulunduğu The Notebook platformu da kullanıcılarına, dijital dünyanın içerik denizinde boğulmadan zevklerine yönelik içerikleri keşfetmeleri için yardım ediyor. Bu da abonelerin, platformlar kurdukları bağı şüphesiz güçlendiriyor.
TÜRKİYE’DE MUBI’NİN ADINI YAKIN GELECEKTE DAHA ÇOK DUYACAĞIZ
2020’de abone sayısını yüzde 151 artırdığını açıklayan platform, Türkiye’de de fena gitmiyor. Temmuz 2020’de platformun Türkiye’de yaptığı marka iletişimi sonucu deneme aboneliği başlatan kullanıcıların yüzde 50’den fazlasının para ödeyen abonelere dönüştüğüne raporlarında yer vermişler. Aylık abonelik ücreti o zaman 20 TL civarında olan niş bir hizmete sadece bir ayda ve bir kampanyayla bu kadar abone gelmesi hem seç-izle platformlarına olan talebin hem de özellikle MUBI’nin sunduğu içerik ve kürasyon yönteminin Türkiye’de de başarılı olabileceğini gösteriyor.
MUBI, hizmet vermeye başladığından bu yana kulaktan kulağa yayılan, büyümesini sinemaseverlere verdiği iyi hizmet, iyi film seçkileri sayesinde genellikle organik olarak artıran bir platform olarak göze çarpıyor. Türkiye’de de internet kullanımının gerçekten iyi birkaç örneğini saymak istesek sinemaseverlerin el birliğiyle kurduğu dijital toplulukların ne kadar köklü ve canlı olduğunu düşününce tahminim o ki MUBI’nin adını Türkiye’de yakın gelecekte çok daha fazla duyacağız.