MUBİ'den Atıf Yılmaz seçkisi: 'Düşler, Arzular, Günahlar'
MUBİ, yönetmen Atıf Yılmaz'ın doğum gününde 6 filmlik “Atıf Yılmaz'ın 80’leri: Düşler, Arzular, Günahlar” seçkisini gösterime soktu.
DUVAR - Usta yönetmen Atıf Yılmaz'ın 1980'lerde tutku, isyan ve aidiyete dair çarpıcı hikayeler anlattığı altı filminden oluşan “Atıf Yılmaz'ın 80’leri: Düşler, Arzular, Günahlar” seçkisi, 9 Aralık’ta, usta yönetmenin doğum gününde, MUBI'de gösterime girdi.
Verdiği bir röportajda sinemasını “Ben o dönemde daha çok Türk insanının veya Türk kadınının kimlik arayışı üzerine filmler yaptım. Yani ana teması oydu. Bu temanın, Türkiye hareket halinde bir toplum olduğu için hala geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum. Bu beni bağlayan bir iş ve bu ilgimin ne kadar süreceğini de bilemiyorum.” sözleriyle anlatan Yılmaz'ın MUBİ'de gösterime giren filmleri şöyle:
MİNE (1982)
Necati Cumalı’nın aynı adlı oyunundan uyarlanan filmin başrollerinde Türkan Şoray, Cihan Ünal ve Hümeyra yer alıyor. Film, mutsuz bir evliliğin içine sıkışan Mine ile kasabaya yeni gelen bir yazar olan İlhan arasındaki aşkı ve bu ilişkinin toplumsal baskılar nedeniyle yaşadığı zorlukları konu alıyor. Aşk, sınıf farkı, kadının toplumsal rolü ve özgürlük arayışı, geleneksel ahlak anlayışına karşı bireysel seçimlerin mücadelesi gibi temalara odaklanan yapım, Şoray’ın kanunlarını yıkan film olarak akıllara kazınıyor.
BİR YUDUM SEVGİ (1984)
Başrollerinde Hale Soygazi ve Kadir İnanır’ın yer aldığı BİR YUDUM SEVGİ, her türlü baskının ortasında hayatını kendi ellerine alan bir kadının hikayesini cesur bir üslupla anlatıyor. İstanbul Film Festivali ve Antalya Altın Portakal Film Festivali başta olmak üzere birçok festivalden ödülle dönen filmin senaryosu Latife Tekin, Atıf Yılmaz ve Fehmi Yaşar’ın imzasını taşıyor.
DEĞİRMEN (1986)
Reşat Nuri Güntekin’in aynı adlı romanından uyarlanan DEĞİRMEN, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında Sarıpınar adlı bir Anadolu kasabasında geçen olayları anlatıyor. Başrollerini Şener Şen ve Serap Aksoy’un üstlendiği film, eğlenceli hikayesiyle hem güçlü bir taşlama sunuyor hem de toplumsal eleştirilerle güç odaklarının çıkar çatışmalarını, halkın manipüle edilişini ve baskıcı düzenin trajikomik yanlarını gözler önüne seriyor.