Müjde Ar'dan Erdoğan'ın açıklamasına tepki: Sıra sanatçıların dilinin kopartılmasına mı geliyor?
Müjde Ar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sezen Aksu için kullandığı "O dilleri yeri geldiğinde koparmak görevimizdir" sözlerine tepki gösterdi: "Şimdi sıra sanatçıların dilinin kopartılmasına mı geliyor?"
DUVAR - Sanatçı Müjde Ar, şarkıcı ve söz yazarı Sezen Aksu'nun "Şahane Bir Şey Yaşamak" şarkısında Hz. Adem ve Hz. Havva'yla ilgili ifadeler nedeniyle hedef gösterilmesine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cuma namazı için gitti camideki "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz" açıklamasına tepki gösterdi.
Halk TV'de yayınlanan "Perdenin Önü Arkası" programına telefonla katılan Müjde Ar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri hakkında ne düşündüğünün sorulması üzerine "Ben artık dedim ki burası sözün bittiği yer. Bundan daha kötü bir şey olamaz. Şöyle söyleyeyim tabii genel olarak da konuşulanları da takip ettiğimiz de şunu görüyorum: Son derece vahim hatta vahimden de öte bir durumdayız. Genel olarak Türkiye'nin içinde bulunduğu durum olarak" dedi.
Müjde Ar şunları söyledi:
ANAYASA DİL KOPARMAK DİYE BİR GÖREV VERMİYOR HÜKÜMETE: Şimdi ben siyasetçi değilim, kültür sanat insanıyım ama öncelikle Cumhurbaşkanı'na şunu hatırlatmak isterim ki Anayasa'nın 64'üncü maddesi devletin sanat ve sanatçılarını korumasını ve desteklemesini emreder. Anayasa bildiğim kadarıyla "dil kopartmak" diye bir görev vermiyor, hükümete, devlete ve siyaset insanlarına.
HEYKEL YIKIMINDAN SONRA SIRA DİL KOPARMAYA MI GELDİ?: Şimdi AKP hükümeti ise ne yapıyor, bu açık hükme rağmen, yıllardır sanatçılara baskı yapıyor, sanat eserlerine sansür uyguluyor, yasaklar uyguluyor. Hatırlarsınız, Kars'taki heykel yıkımı. Hepimiz bağırdık, çağırdık, itiraz ettik ama sonunda patır kütür bu heykeli 'ucube' dediler ve yıktılar. Merak ediyorum. Bundan sonra şimdi sıra sanatçıların dilinin kopartılmasına mı geliyor?
BU İFADE NASIL KULLANILIR, HAYAL EDİLEBİLİR?: Böyle bir ifade nasıl kullanılır, nasıl bu hayal edilebilir, bir kavram halinde insan benimser? Burada bana sorarsanız karmakarışık şeyler devreye giriyor. 'Sanatçıların dilinin koparılması'. Burada görevler veriliyor, tarikatlara veriliyor bu görev. Ben o akşam Sezen'le beraberdim. O akşam hep beraberdik, "Kapıya geleceğiz" dediler, geldiler. Fakat polis çok ciddi davrandı ve onları Kanlıca meydanına sürükledi. Zaten şunu haber aldık ki, gelecek ekip 10 kişi için izin almış daha fazla değil. O görünen kalabalığın yarısı sivil polisti.
KORKMADIK, SANAT ÖZGÜRDÜR: Biz korkmadık. Zaten korkan insandan Sezen Aksu olmaz. Fakat bu dil koparma meselesi ve bunun camide dile getirilmesi, bir de orada tarikatlara görev verilmesi açıkça korkunç bir tehdittir ve tehlikelidir. Bu net olarak halkı sanata, sanatçıya karşı kışkırtmaktır. Biz vazgeçmeyiz, biz işimizi yapmayı seviyoruz. Ama şu unutulmamalı ki sanat özgürdür. Kimsenin tarifiyle sanat yapılmaz.
ANNEMİN ADEM VE HAVVA İLE İLGİLİ 11 TANE ŞARKI SÖZÜ VAR: Burada şu söyleniyor özet olarak: "Bunların kapısına gidiyorsunuz ama bunlar yetmiyor içeri de girin'. Bu ifadeden bunu anlıyorum. 'Dil kopartma' bir eylem değil mi? Talimat olarak algılıyorum ve hiçbir sanatçının hayati güvencesi olmadığını düşünüyorum. Ayrıca benim annemin (Aysel Gürel) Adem ile Havva üzerine yazılmış tam 11 tane şarkı sözünü buldum, kitap haline getireceğim onları.
CAMİLER SİYASETÇİLERİN TEKELİNDE DEĞİLDİR: Hiçbir şey yok, ciddiye alınmayacak, toplu iğne ucu kadar bir konuyu alıp, dil koparmaya kadar götürmek hepimizin vicdanını kanattı. Bu açıklama makamdan yapılabilirdi ya da AKP Genel Merkezi'nden neden camiden yapılıyor? Çünkü siyasi kışkırtmalar için camiyi kullanmak çok şey getiriyor. Cami ibadet yeridir, tehdit yeri değildir. Camiler hepimizindir, siyasetçilerin tekelinde dil kopar yerleri değildir. (HABER MERKEZİ)