Mumyalama işlemi aslında cesetleri korumayı amaçlamıyordu
Uzun zamandan beridir mumyalama işleminin ölülerin bedenlerini korumak için yapıldığına inanılıyordu. Şimdiyse, bu fikrin tamamen yanlış olduğu ortaya çıktı.
Jennifer Nalewicki
Uzun zamandan beridir, antik Mısırlıların mumyalama işlemini ölümün ardından bir bedeni koruma yöntemi olarak kullandıklarına inanılmaktaydı. Öte yandan, yakında kapılarını açacak olan bir sergi aslında amacın asla bu olmadığını ve bundan ziyade, bu ayrıntılı gömme tekniğinin, ölen insanları 'ilahi hayata yönlendirmenin bir yolu' olarak kullanıldığını gözler önüne seriyor.
İngiltere’de bulunan Manchester Üniversitesi’nin Manchester Müzesi’nde görevli araştırmacılar, gelecek yılın başlarında ziyarete açılacak “Mısır’ın Altın Mumyaları” adlı serginin hazırlıklarının bir parçası olarak, yaygın görülen bir yanılgıya dikkat çekiyorlar. Mumyalama işleminin hedeflenen amacına ilişkin bu yeni görüş, mumyalar hakkında öğrencilere öğretilenlerin büyük kısmını tam anlamıyla altüst ediyor.
'BÜYÜK BİR U DÖNÜŞÜ'
Müzenin Mısır ve Sudan bölümünün küratörü olan Campbell Price, Live Science’a verdiği demeçte “Bu büyük bir U dönüşü” diyor. O halde, bu yanlış anlayış bu kadar uzun süre boyunca tam olarak nasıl gelişti? Price, Batı’nın önderliğinde gelişen görüşün, yanlış bir şekilde, antik Mısırlıların ölülerini balıkları saklar gibi koruduklarını zanneden Viktorya dönemi araştırmacılarıyla birlikte ortaya çıktığını söylüyor. Peki, bunun sebebi neydi? Her iki işlem de aynı bileşeni içermekteydi: Tuz.
Price, “Burada yatan fikir, daha sonraki bir zamanda yemek üzere balıkları korumaktı” diyor: “Bu nedenle, insan vücuduna yapılan işlemin balıklara yapılanla aynı olduğunu düşündüler.”
Bununla birlikte, antik Mısırlılarca kullanılan tuzlu madde, günlük avı korumak amacıyla kullanılan tuzdan farklıydı. ‘Natron’ adıyla bilinen ve doğal yollarla oluşan (sodyum karbonat, sodyum bikarbonat, sodyum klorür ve sodyum sülfat karışımı) bu mineral, Nil nehrinin yakınlarında bulunan göl yataklarının etrafında bolca bulunuyor ve mumyalama işleminde hayati öneme sahip bir bileşen olarak işlev görüyordu.
Price, “Natron’un tapınak törenlerinde kullanıldığını ve tanrı heykellerinin üzerine sürüldüğünü de biliyoruz” diyor: “Temizlik yaparken kullanılıyordu.”
Price, çoğu zaman mumyalarla ilişkilendirilen bir başka malzemenin ise tanrılara sunulan bir armağan görevi gören tütsü olduğunu belirtiyor.
İŞLEM BEDENİ İLAHİLEŞTİRMEYİ AMAÇLIYORDU
Price, “Buhur ve müre baktığınızda, bunlar İsa’nın Hıristiyanlık hikayesinde de yer alan üç müneccimin [‘Üç Bilge Kral’* diye de anılır] sunduğu armağanlarıydı” diyor: “Antik Mısır tarihinde, bunların bir tanrı için de uygun hediyeler olduğunu biliyoruz. Hatta antik Mısır’da tütsü kelimesi ‘senetjer’ idi ve kelimenin tam anlamıyla ‘ilahi kılmak/kutsallaştırmak’ manasına gelmekteydi. Bir tapınakta tütsü yakmak uygun bir davranış, çünkü bu bir tanrının evidir ve tütsü mekânı ilahi kılar. Bununla birlikte, bir bedende tütsü reçineleri kullandığınızda, onu ilahi ve tanrısal bir varlık haline getirirsiniz. O bedeni korumanız gerekmez.”
Tıpkı Mısırlılar gibi, Viktorya Dönemi’nde yaşayan Mısırbilimciler de ölenlerin diğer dünyada bedenlerine ihtiyaç duyacaklarına inanıyorlardı ve bu durum, mumyalama işleminin yanlış biçimde anlaşılması durumuna daha fazla destek sağlıyordu.
Price, “Öteki dünyada vücudunuzun tam olması gerektiğine dair Viktorya dönemi görüşlerinden ortaya çıkan bir biyomedikal saplantının var olması, hiç de yardımcı olmadı” diyor: “Bu işlem, iç organların vücuttan çıkarılmasını içeriyordu. Bunun gerçekte biraz daha derin bir mana taşıdığını düşünüyorum... Ve temelde, ölen insanın dönüştürülmesi nedeniyle, bedeni ilahi bir heykel haline getirmekle bağlantılıydı.”
MASKELER KUSURSUZLUĞUN ARACIYDI
Arkeologlar, çoğu zaman ölen kişiyle benzerlik gösteren bir lahit içine yerleştirilmiş mumyalar buluyorlar. Price, “İngilizcede ‘mask’ [tr. maske] kelimesi, sizin kimliğinizi gizleyen bir unsurdur; bir tasvir, sizin kimliğinizi yansıtır” diyor: “Bu nesneler, levhalar ve maskeler, ilahi şekle kusursuzlaştırılmış bir görünüm kazandırır.”
Müze, açılacak serginin bir parçası olarak antik Mısır mezarlarıyla bağlantılı bir grup mezar maskesi, levhalara çizilmiş portre ve lahit sergileyecek ve mumyalama işleminin gerçek hedefine ilişkin daha fazla kanıt sunacak.
“Mısır’ın Altın Mumyaları” sergisi 18 Şubat 2023 tarihinden itibaren Manchester Müzesi’nde ziyarete açılacak. Bunun yanı sıra, müze, yaklaşan sergiye eşlik etmesi amacıyla Price’ın kaleme aldığı ve aynı ismi taşıyan bir kitap yayınladı.
*İncil’de Üç Bilge Kral’ın isimleri Gaspar, Melkior ve Baltazar diye anılır.
Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)