Murat Ülker, Ali Koç'la konuştu: Yeter ki kendi kalemize gol atmayalım
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç'la yaptığı söyleşiyi Linkedin hesabından yayınladı.
DUVAR - Godiva Yönetim Kurulu Başkanı ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç'la yaptığı söyleşiyi Linkedin hesabından "Kıymetli arkadaşım Ali Koç beyle röportajım" başlığıyla duyurdu.
İLK SORU: PİŞMAN MISIN?
Murat Ülker, Ali Koç'a 27 soru yöneltti, ilk sorusu ise şöyle oldu: "Bugün itibariyle Ali Koç’un Fenerbahçeli imajından memnun musun? Yoksa 2018’de başlayan Başkanlık sürecini “keşke hiç yaşamasaydım” dediğin oluyor mu? Futbolun bu kadar içine girdiğinize pişman mısın? Fenerbahçe Başkanlığı sana neler kattı, neye mal oldu?
İLK YANIT: HAYAT O KADAR UZUN DEĞİL
Ali Koç şu yanıtı verdi: Hayat, keşke diyecek kadar uzun değil. Fenerbahçe için yaptıklarımdan bir gün pişmanlık duymadım. Allah bana Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlık makamını nasip etti; bu makamda oturuyorsanız “keşke” değil “iyi ki” dersiniz.
Fenerbahçe Başkanı iseniz, zaten futbolun içine sonuna kadar girmek zorundasınız. Bu konuda pişmanlığım değil, üzgünlüğüm var. Üzgünüm; zira Türk futbol iklimi ne yazık ki hem daha kötüye gidiyor hem de kutuplaşan bir toplumun daha da kutuplaşmasına sebep oluyor.
Üzgünüm, çünkü Başkanlık dönemimde göz göre göre pervasızca Fenerbahçe’nin hakkı yendi. Türk futbolundaki adaletsizlik ve haksız rekabetin boyutu artık herkes için aşikar. Fenerbahçe Başkanlığı bana hem pek çok şey kattı hem de pek çok şeye mal oldu, detayları bu röportaja sığmaz."
'HER TÜRLÜ POTANSİYELE SAHİBİZ'
Murat Ülker'in "Şu anda Türkiye ekonomisinin mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Zorlukları aşıyor muyuz? Daha fazla neler yapılabilir?" sorusuna ise Koç'un yanıtı şöyle oldu: "Enflasyondaki düşüşün kademeli bir şekilde önümüzdeki yıllarda da devam etmesi hedefleniyor. Enflasyondaki gerilemenin nispeten yavaş olmasının nedeni, Hükümet’in büyümeden çok fazla feragat etmek istememesi olarak açıklanıyor. Enflasyonla büyüme arasındaki bu hassas denge tutturulabilirse, bir başka deyişle ekonomide yumuşak inişi başarabilirsek, 2026’dan itibaren Türkiye’nin yeni bir büyüme hamlesine başlamak için uygun bir zeminde olacağını düşünüyorum.
Doğru politikaları sürdürebilir ve sabır gösterebilirsek bu zorlukları tabii ki aşacak her türlü potansiyele sahibiz, yeter ki kendi kalemize gol atmayalım."
(ALINTI)