Murat Yetkin yazdı: Türkiye Avrupa Birliği’nin mülteci bekçisi olmamalı

Murat Yetkin, Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz'un Afganistan'dan gelen göç dalgasıyla ilgili sözlerini eleştirerek, "Türkiye Avrupa Birliği’nin mülteci bekçisi olmamalı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz'un "Eğer insanlar kaçmak zorundalarsa, herkesin Avusturya, Almanya ya da İsveç'e gelmesindense, Türkiye gibi komşu ülkeleri ya da Afganistan'ın güvenli bölgelerini kesinlikle daha doğru yer olarak görüyorum" sözleriyle ilgili "Utanç verici bir beyan" dedi.

Kurz'un Türkiye’yi AB’nin mülteci bekçisi yerine koyan bu çıkışıyla AB üyesi ülkelerdeki aşırı sağcı ve ırkçı partilerin takdirini kazanabileceğini söyleyen Yetkin, "Okuduğumda Nazizmin köklerinin neden eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğunda olduğunu ve Adolf Hitler’in neden Avusturya’dan çıktığını hatırladım ister istemez. Yirminci yüzyılda, 1920’lerde Almanya’da ve İtalya’da alevlenen Avrupa dinsel ırkçılığı, yüz yıl sonra, hem de şimdiye kadar ki en başarılı barış ve kalkınma projesi sayılan AB bünyesi içinde Avrupa siyasetine berbat bir şekilde geri dönüyor" ifadelerini kullandı.

Yetkin'in "Türkiye Avrupa Birliği’nin mülteci bekçisi olmamalı" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

"Irkçı siyasetçiler Türkiye’yi Avrupa’nın mülteci bekçisi yerine koyma cesaretini nereden alıyorlar?
Bu cesareti onlara veren sadece kendi iki yüzlü, ayrımcı, giderek ırkçı ideolojileri olmadı, aynı zamanda Türkiye’nin son on yıldır izlediği yanlış mülteci siyaseti oldu. Dışişleri açıklamasındaki “Türkiye’nin AB’nin sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağı” ifadesi doğru ama çok geç kalmış bir ifadedir. Bu sözün on yıl önce Suriye iç savaşı başladığında, Türkiye o iç savaşa taraf olmadan önce söylenmesi lazımdı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile anlaşıp 2016’da AB ile ilişkilerin düzelmesi şartı olarak önüne gelen mülteci akınını AB sınırlarına gelmeden durdurma anlaşmasını onaylamadan söylenmeliydi örneğin. Erdoğan, “Sözlerinizi yerine getirin, yoksa arkalarından el sallarız” dediğinde bu mülteci bekçisi rolünü üstlenmiş olmuyor muydu?

Türkiye, BM anlaşmalarına, doğusundan gelen sığınmacılara mülteci statüsü verme yükümlülüğüne girmeyeceğini çok önceleri ilan etmiş bir ülke. Bu nedenle Türkiye’deki Suriye, İran, Irak, Afganistan, Bangladeş, Pakistan, hatta devam edelim, Kongo, Somali, Vietnam’dan gelen sığınmacılar resmen “mülteci” statüsünde değil, “misafir” sayılıyor.

Bu misafirlerden sadece Suriyelilerin sayısı 4 milyon civarında resmi verilere göre, yani Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 5’i. Mülteci statüsü, devamında vatandaşlık alsalar ülkedeki seçim sonuçlarını etkileyecek boyutta."

YAZININ TAMAMI