Müzikli Atlas | Angola’nın tarihine işitsel bir yolculuk: Devrimci müziğe yeni bir soluk
Afrika’nın güneyinde, Atlas Okyanusu kıyısındaki Angola özgün bir müzik kültürüne sahip. Eski bir Portekiz sömürgesi olan ülke, siyasi geçmişiyle de dikkat çekiyor. Angola’nın devrimci müziği, sadece Afrika’ya dair önyargılarımızı yıkmakla kalmayacak, aynı zamanda zihnimizdeki devrimci müzik kalıplarını da silip süpürecek!
Adına ‘Dünya Müziği’ dedikleri güya bir ‘janr’ var. Yanlış bir şekilde ‘dünya müziği’ olarak değerlendirilen bu ‘müzik türü’ aslında müzikte oryantalist yaklaşımları ifade etmek dışında kullanılmaya değer değil. Müziğe oryantalist pencereden bakanlar tabii ki aslan payını Afrika’ya ayırıyor.
Nedir Afrika müziği? Kuru otlardan yapılmış bir etek giyen, başına bazı kuş tüyleri geçirmiş, üstü çıplak bir şekilde zıplayarak vurmalı enstrümanları çalan birkaç kişinin yaptığı şeyin adı mıdır? Basit düşünüldüğünde akıllara gelen manzara aşağı yukarı böyle değil mi? İşte bu, yıllardır dünya müziği adı altında bizim önümüze koyulan ‘Afrika’ müziği. Oysa ‘Avrupa müziği’ dediğimizde tek bir fotoğraf canlanmıyor gözümüzün önünde. İtalya ile İzlanda; Bulgaristan ile İspanya hiç aynı olur mu? Olmamalı da. Fakat Afrika kültürel olarak çok daha farklı bir grafiğe sahip olmasına rağmen maalesef mesele böyle…
Mesela Angola… Afrika’nın güneyinde, Atlas Okyanusu kıyısındaki Angola özgün bir müzik kültürüne sahip. Eski bir Portekiz sömürgesi olan ülke, siyasi geçmişiyle de dikkat çekiyor. Uzun ve baskıyla dolu sömürge dönemi bağımsızlık savaşıyla başarıya ulaşır. Ancak ülkenin devrimci lideri Agostinho Neto liderliğindeki Marksist MPLA’nın (Angola'nın Bağımsızlığı için Halk Hareketi) yönetimine kimi güçler karşı çıkar. Portekiz gibi ABD ve Apartheid Güney Afrikası destekli kimi gerici unsurlar ile MPLA arasında uzun yıllar sürecek bir iç savaş başlar. Hatta bu savaş kısa süre içerisinde Güney Afrika’nın işgaliyle birlikte ‘iç’ niteliğini yitirir. On binlerce Kübalı askerin de bu savaşta MPLA saflarında çarpıştığını unutmamak gerek.
(Angola Savaşı hakkında daha önce konuşmuştuk. Bugünkü durağımız olan Angola’yı daha iyi tanıyarak yola devam etmek isteyenler göz atabilir.)
LUİZ VİSCONTE
İşte böyle bir durumda Angola’nın devrimci müziği, sadece Afrika’ya dair önyargılarımızı yıkmakla kalmayacak, aynı zamanda zihnimizdeki devrimci müzik kalıplarını da silip süpürecek!
Gündelik hayatın gündelik sorunlarını konu edinen bir şarkıyla başlayalım. Luiz Visconte'nin 'Chofer de Praça' yani 'Taksi Şoförü' isimli şarkısı bunlardan biridir. Hikâye yağmurlu bir Luanda (başkent) gününde geçiyor: Bir genç, sevgilisinin yanına gitmek için kent merkezinden taksi çevirir. Genç, sevgilisinin yaşadığı varoşlara gitmek istediğini söylediğinde şoför homurdanır: “Ben kayıkçı değilim, taksi şoförüyüm!” Çünkü yağmurlu günlerde varoşlara giden toprak yollar, bataklıktan, hatta göllerden farksızdır. En sonunda şoför, “Yağmur doğadan gelir” diyerek ısrar eden gence boyun eğer ve yola koyulurlar. Varoşlara giden yolda araba bir göletin karşısına geldiğinde şoför freni çeker ve “Sevgilinizi görmek istiyorsanız sadece yürüyerek gidebilirsiniz. Siz sadece ona hava atacaksınız diye ben arabamı mahvetmeyeceğim” der.
AGRUPAMENTO KİSSANGUELA
Gelelim biraz daha doğrudan anlatım tercih eden gruplara… İsmini Kimbundu dilinde[1] ‘halk’ anlamına gelen ‘Kissanguela’ kelimesinden alan Agrupamento Kissanguela (Halk Grubu), siyasi olarak MPLA çizgisini benimser ve bu doğrultuda pek çok şarkı besteler. Yaklaşık 30 kişiden oluşan grubun içinde enstrüman çalan, dans eden, şiir yazan ve beste yapan sanatçılar vardır. Ancak grup, toplumsal kaygıları usta bir dille dinleyiciye ulaştırır.
Mesela, A Vitória é Certa (1975) albümünde yer alan Invasores de Angola (Angola’nın İşgalcileri). Böyle bir isim duyduğunuzda, henüz şarkıyı dinlemeden kafanızda belli bir kalıp melodi çalmaya başlıyor, değil mi? Büyük ihtimalle sizin de aklınıza gelen marşı andıran sert, askeri ritimli bir beste olmuştur. Fakat söz konusu şarkı, bize müzikal kalıpların ne kadar da yanıltıcı ve sığ olduğunu gösteriyor:
“Kuzey Amerikalılar bizim ülkemizi işgal ettiler. / Güney Afrikalılar bizim ülkemizi işgal ettiler. / Zaireliler ülkemizi işgal ettiler. / Savimbi[2], Holden[3] ve Chipenda’nın davetiyle / çünkü onlar kovuldu ilerici güçler tarafından. / (…) / Bu üçlü çeteyi yargılamak lazım / bağımsızlıktan sonra / devrimin topraklarında.”
Grup tarafından bestelenen bir diğer şarkı Avante o Poder Popular’ı da aynı şekilde yorumlayabiliriz:
“Eğer yeni hükümet rejimine karşıysan / o zaman dikkat et. / Eğer beyaz, siyah ya da melezsen, / düşünme bunu ve inşaya başlayalım. / Eğer sen gericiysen ve iyi düşün çünkü bu halk düşmanı bir tavır. / Peki kim sorumlu? / Halk sorumlu. / Peki halk kim? / Halk MPLA! / Halk iktidarını ileri taşıyalım, / İleri! / Kahrolsun düşmanın hamleleri!”
İlginçtir, aynı şarkı daha sonra Norveç’e seyahat edecek, kilometrelerce uzakta, bambaşka bir dilde 1978 yılında seslendirilecektir.
DAVID ZE
Agrupamento Kissanguela gibi David Zé de Portekiz sömürgeciliğine karşı mücadelesine erken yaşlarda, şarkılarıyla başlar. Artur Nunes gibi sanatçılarla birlikte kurduğu gruplarla yaptığı müziği, ülkenin bağımsızlığına ve devrimci hareketine ses olur. MPLA’nın iktidara gelmesiyle birlikte de Kültür Bakanlığı’nda müzikten sorumlu olarak çalışmaya başlar. Henüz 32 yaşındayken hayatını acı bir şekilde suikast sonucunda kaybeder.
Fakat bir devrimi sanatla en iyi anlatan, yine o devrimin yaratıcılarıdır. Sanatçının O Guerrilheiro şarkısı bunun en güzel örneklerindendir. Gerillaların gündelik yaşamını olduğu gibi tüm zorluklarıyla anlatması, buna karşın devrimci özünü de sözlere yansıtabilmesi dikkat çekicidir.
“Bu gerilladır, zamanını ormanlarda geçirir. / Orada Maiobe ormanlarında / Orada doğudaki düzlüklerde, / ki oralarda günlerce yağmur yağar. / Sineklerin sayılamayacak kadar çok olduğu yerde / (…) / Bazen acıkırız / halkımızı özgürleştirmek için / ödediğimiz bedel işte budur. (…)”
SANTOCAS
Çok ilginç bir hikayesi olan bir başka devrim şarkısıyla devam edelim. Belki bugün dinlediklerimiz arasında bestesi en etkileyici olan şarkı olabilir. Santocas’ın Valodia isimli şarkısı. Peki ne anlatıyor? Bir devrimcinin ardından yazılmış şarkının sözleri, bestesiyle ilginç bir uyum içerisinde. Ama meseleyi ilginç kılan bu değil.
Sözleri bazı ‘hoş’ kafa karışıklıklarına sebep olmuş. Şarkıda geçen Valodia, Angolalı bir devrimcinin kod adıdır. Fakat bu isim (ya da Volodya) aynı zamanda Vladimir Lenin’in çocukluğunda ailesi tarafında kullanılan bir isimdir. Bahsi geçen Devrimci, bunun bilinciyle kendine bu kod adı seçmiştir. Ancak ölümünden sonra yapılan bu şarkı, zaman içerisinde Sovyetler Birliği topraklarına kadar ulaşır. Kulak verenler bu şarkıda bahsi geçen kişinin doğal olarak Vladimir Lenin olduğunu düşünür. Günümüzde yayılan Rusça çevirilerin bambaşka bir yere çekilmesiyle birlikte bu kanı güçlenir ve şarkı, hayali bir çeviri ve çarpık bir hikaye ile Rusya’da çok popüler olur…
“Uzaklarda duydum bu ismi / Angola’nın çocukları için unutulmaz. / Valodia, Valodia, Valodia, Angola halkını savunmada ne de iyi! / Valodia, Valodia, Valodia, bize yeni kolonyalizmi dayatmaya çalışan kötü emperyaliste karşı çok iyi! / Angola halkının hepsinin gözü açık, / yeni kolonyalizmin baskısı beter! / Sefalet bir şehit / yoksulluk da / ve yeni kolonyalizmin rengi yok. / Valodia, Valodia, Valodia, Angola halkını savunmada ne de iyi! / Valodia, Angola halkının sevgili oğlu. / Valodia haklı bir dava uğrunda hayatını verdi. / Valodia öldü, ama ismi halkla birlikte kaldı. / Valodia, Valodia, Valodia, Angola halkını savunmada ne de iyi! / Kahrolsun kapitalizm! / Kahrolsun emperyalizm! / Kahrolsun yeni kolonyalizm! / Sosyalizm, ileri! / Mücadele devam ediyor! / Gericilere geçit yok! / Baskıya geçit yok! / Mücadele son zafere kadar devam edecek!”
*
Angola’yı tek bir durağa sıkıştırmak mümkün değil. Mesela Angola müziğinin nasıl diğer Portekizce konuşan Afrika ülkelerinin müziğini etkilediğini, hatta okyanusu aşıp Latin Amerika müziğine neler kattığını uzun uzun konuşmak, hikayesini dinlemek gerek. O nedenle gelecek haftalarda geri dönme sözü vererek tamamlayalım yazımızı.
Daha fazla şarkının yer aldığı çalma listesi için:
https://open.spotify.com/playlist/0ArFInska31QgbNWSuLBHX?si=6bb0c12b26d744a8
NOTLAR:
[1] Bugün hakim dil Portekizce olsa da Umbundu, Kikongo ve Kimbundu gibi çeşitli yerli diller de ülkede yaygın bir şekilde konuşuluyor.
[2] Jonas Savimbi, MPLA ile çarpışan sağcı UNITA’nın lideri.
[3] Holden Roberto, ABD ve Batı ülkelerinden destek alan sağcı FNLA’nın lideri.
Kavel Alpaslan Kimdir?
1995'te İzmir'de doğdu. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü'nde eğitim gördü. Gazeteciliğe 2014 yılında Agos’ta başladı. Gelecek/Umut Gazetesi’nde çalıştı. 1+1 Express Dergisi’nde yazıyor. 2016 yılından bu yana Gazete Duvar’da yazı ve haberleri yayınlanıyor. "Aynı Öfkenin Çocukları: Dünyadan Devrimci Portreleri" kitabı 2023 yılında Sel Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.
İran’da bir Sovyet deneyimi: Azerbaycan Milli Hükümeti 16 Kasım 2024
Komünist aerobik öğretmeninden İsrail işgaline suikast 06 Kasım 2024
Baalbek’in yıkımı ve mirası 02 Kasım 2024
Lübnanlı komünist tutsak Abdallah: Geri çekilmek rezilliktir 30 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI