Müzikli Atlas | Cezayir müziğine tribünlerden bir giriş
Cezayir’de asıl üzerine düşmemiz gereken, çok daha sağlam ve özgün bir biçime sahip olan müzik kültürünün ta kendisidir. Şaabi, Rai ve Endülüs klasik müziği gibi birbirinden farklı ancak birbirini besleyen çeşitli müzik geleneklerinin karıştığı bir ülkede futbolun da bu kaynaktan yararlanmaması düşünülemezdi.
Deniz’in suyundan mıdır bilinmez, Akdeniz çevresindeki halkların futbol ile ilişkisi biraz farklı oluyor. Takımlarla kurulan duygusal bağ öyle seviyelere ulaşıyor ki çoğu zaman ortaya çıkan kültür endüstriyelleşen futbolla birlikte yozlaşmış bir forma bürünüyor.
Futbol kültürünün ‘erkek’ ve ‘lümpen’ yanı ağır bassa da bu duygu yoğunlaşmasının özellikle Akdeniz çevresinde yarattığı yankılar arasında bambaşka sesler de yükselebiliyor. Örneğin Cezayir, Kuzey Afrika’daki diğer ülkeler gibi oldukça ateşli tribünlere sahip. Bu kültürün müzikal yankısı ise futbol statlarını çoktan aşmış vaziyette.
Cezayir’in başkenti Cezayir’de 1937 yılında kurulan USM Alger (Union Sportive de la Médina d'Alger) takımını ele alalım. İlk bakışta alışılmışın dışında bir şey yok: Taraftarlar, tutkuyla bağlandıkları takımları için besteler yapıyor, sözler yazıyor sonra maçlarda bu şarkıları söylüyor. Ancak 1990’lı yıllarda bir araya gelen bazı USM Alger taraftarları yaptıkları besteleri daha da ‘profesyonelleştirme’ yoluna gidiyor. Böylece 2011 yılında Ouled El Bahdja adı altında taraftarların anonim müzik grubu ortaya çıkıyor.
Grubun logosundaki yelkenli gemi, Cezayir’in kökü eskilere dayanan denizcilik ve korsanlık geleneğine atıf yapıyor. Bununla birlikte USM Alger’in maçlarını oynadığı Omar Hamadi Stadyumu’nun denizin hemen yanı başında oluşu sadece sembollerine değil, aynı zamanda müziğe de farklı bir hava katıyor. Hatta grup, 2018 yılında çıkarttıkları Babour ElLouh’da (Tahta Gemi) olduğu gibi pek çok şarkısında gemi imgesini kullanıyor.
“Bu acıya dayanamıyorum, zaman akıp gidiyor. / Niyetim iyi ama ne yaparsam yapayım her şeyin sonu kötüye gidiyor, / bu yaşam bir kördüğüm. / ‘İşte bu’ diyorum ama defalarca aynı hatayı yapıyorum. / Fazla düşünmek beni etkiliyor. / Bırak gideyim, kalbim kırık. / Tahta gemiyle gitmeme izin ver.” sözleriyle başlayan şarkı daha sonra Cezayir’de bozulan sosyo-ekonomik düzenden bahsediyor ve şöyle sona eriyor: “Kendimle barışık yaşayabilmek için iyi bir çözüm düşünüyorum / Yorulmak nedir bilmeden denedim, / ama sadece başarısızlığı bulabildim. / Bir saat uyanık ve bir yıl ezilmiş / Kaçıp başaranların hayatları uzun, yolları yazılıdır / Onurlu insanlar arasında çok azı hâlâ direniyor. / Bırak gideyim, kalbim kırık. / Tahta gemiyle gitmeme izin ver.”
Ouled El Bahdja’nın seslendirdiği şarkılar, futbol ya da sosyal sorunların bireysel yankılarıyla sınırlı değil. Grubun ismini tüm Arapça konuşan dünyaya duyurması, sadece futbol aracılığıyla değil; yaptıkları siyasi şarkılarla mümkün olur. Cezayir’de 2019’da uzun süredir ülkeyi yöneten Abdülaziz Buteflika yönetimine karşı kitlesel sokak gösterileri başlar. Hükümet karşıtı söylemlerin sokağı hareketlendirmesiyle birlikte Ouled El Bahdja da siyasi şarkılara daha fazla ses vermeye başlar. Örneğin yaptıkları şarkılarda kulübün başkanı Ali Haddad’ın Buteflika ile yakın ilişkileri eleştirilir.
Grubun 2019 yılında yaptıkları şarkılar milyonlarca dinleyiciye ulaşır. Bu noktada şarkıların siyasi içeriğine haddinden fazla bir anlam yüklemekten kaçınmalıyız. Futbol elbette futboldan fazlasını ifade eder ama toplumsal dinamiklere içkindir. O nedenle bu üretimleri de futbol kültürünün amorf yapısı altında ele almalıyız.
*
Cezayir’de asıl üzerine düşmemiz gereken, çok daha sağlam ve özgün bir biçime sahip olan müzik kültürünün ta kendisidir. Şaabi, Rai ve Endülüs klasik müziği gibi birbirinden farklı ancak birbirini besleyen çeşitli müzik geleneklerinin karıştığı bir ülkede futbolun da bu kaynaktan yararlanmaması düşünülemezdi. Fakat başta da sözünü ettiğimiz gibi Akdeniz çevresi öyle bir yer ki zaman zaman kültürde ve siyasette futbolun yankıları sıra dışı hallerde gözlemlenebiliyor. Yine USM Alger üzerinden gidelim. Takımın en büyük hayranlarından bir tanesi, ünlü geleneksel müzik sanatçısı El Hadj M'Hamed El Anka’dır. Bugün USM Alger taraftarı, boşuna El Anka’nın fotoğraflarını kulüp renkleriyle birlikte duvarlara işlemiyor. El Anka'nın konserlerinden elde ettiği gelirleri kulüple paylaşması aralarındaki ilişkinin sadece ‘mali’ sınırlar içinde kaldığını düşündürebilir. Oysa El Anka’nın USM Alger’in kuruluşunda bulunduğunu düşünecek olursak eğer, taraftarlarla arasındaki tutkulu bağın manevi sebeplerden kaynaklandığını anlayacağız. Kulübün kuruluşunu simgeleyen bir fotoğrafta El Anka’yı sazıyla uzanmış şekilde görmek mümkün.
Futbol kültürüne haddinden fazla siyasi anlam yüklemekten ve bir öncülük görevi biçmekten kesinlikle kaçınmak gerekiyor. Ancak bunu yaparken meselenin toplumsallığını da gözden kaçırmamalıyız. Futbol kültürünü ne idealize ederek ne de görmezden gelerek olduğu gibi incelemek, farklı yankılarına kulak vermek özellikle Akdeniz kıyısında yaşayanlar için daha fazla şey ifade ediyor.
Cezayir hem çok kültürlü yapısı hem de zengin kültürel birikimi nedeniyle ileride işitsel tarihini daha çok ziyaret edeceğimiz bir ülke. Haftaya farklı bir coğrafyanın müziğine kulak vermek dileğiyle…
(Yazıdaki şarkıların da içerisinde bulunduğu sürekli güncellenen Cezayir çalma listesi için bakınız.)
Kavel Alpaslan Kimdir?
1995'te İzmir'de doğdu. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü'nde eğitim gördü. Gazeteciliğe 2014 yılında Agos’ta başladı. Gelecek/Umut Gazetesi’nde çalıştı. 1+1 Express Dergisi’nde yazıyor. 2016 yılından bu yana Gazete Duvar’da yazı ve haberleri yayınlanıyor. "Aynı Öfkenin Çocukları: Dünyadan Devrimci Portreleri" kitabı 2023 yılında Sel Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.
The Forbes köleliğin faydalarını sıraladı: Polyworking 20 Kasım 2024
İran’da bir Sovyet deneyimi: Azerbaycan Milli Hükümeti 16 Kasım 2024
Komünist aerobik öğretmeninden İsrail işgaline suikast 06 Kasım 2024
Baalbek’in yıkımı ve mirası 02 Kasım 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI