Newroz tê!
Her Newroz gündemin ruhuna uygun şekillendi. 2013'te Diyarbakır Newroz alanında boy veren, daha sonra kırılan barış umudu 2022’de yeniden filizlenir mi? Birlikte yarın göreceğiz... Newroz pîroz be.
Kürt aydınları ve siyasetçiler, Newroz bayramını uzun yıllar salonlarda kutlamak zorunda kaldılar. Kürt hareketinin kitleselleşmesi, Newroz kutlamalarını sokak aralarına, meydanlara taşıdı. Sonunda her Newroz, binlerce insanın katıldığı kutlamalara dönüştü.
Bu, elbette hiç kolay olmadı. Özellikle 1990’lı yıllarda Türkiye’nin her yerinde yapılan Newroz kutlamalarında onlarca insan hayatını kaybetti ya da kalıcı yaralar aldı. Newroz’a günler kala binlerce insan ev baskınlarında gözaltına alındı. Bütün bu baskılara rağmen Newroz inatla kutlandı. Kutlamaların önüne şiddet yöntemiyle geçemeyen devlet, içeriğine müdahale etmek için Newroz’u sahiplendi. Newroz’a “Nevruz” diyerek ve yumurta tokuşturarak kendi çapında kutlamalar da tertip etti.
Ama Newroz, salonlarda ve meydanlarda kutlanırken, Kürtler için her daim siyasi bir içeriğe sahipti. Diyarbakır zindanından hayatıyla verdiği mesaj, Mazlum Doğan’ın “Çağdaş Kawa” adıyla anılmasına, siyasi mesajın hızlı, kararlı, etkili yayılmasına ve kabul görmesine de olanak sağladı. 90’lı yıllarda bütün baskılara rağmen kutlanan Newroz’lar, mesajın adrese ulaştığını gösteriyordu.
Zaman geçti, Newroz’lar yine gergin ancak görece yasaksız kutlanmaya başlandı. Siyasi içerik ise varlığını hep korudu.
KAMYON KASASINDA BAYRAM HAVASI
Bugüne kadar birçok Newroz kutlamasına katıldım. Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarına ise ilk kez 2009 yılında katıldım. O tarihte İstanbul’daydım ve Newroz’a katılmak üzere geldiğim Diyarbakır’da bizi nelerin beklediğini bilmiyordum elbette. Olaylar, çatışmalar çıkabilirdi ve tanımadığım bir şehirde bunları göğüsleyebilmek, hasar almadan kurtulabilmek hiç kolay olmayacaktı.
Newroz günü, evinde kaldığım arkadaşımla erkenden sokağa indik. Newroz alanına gidecektik ama araç bulamıyorduk. Alan, yürüyerek gidilebilecek bir mesafede değildi. Bir süre sonra sessiz bir kalabalık birikti, ne yapacağımızı bilmeden beklediğimiz durakta. “Ne yapsak?” şeklinde sesler yükselmeye başladığında bir kamyon durdu önümüzde. “Haydi binin” diyen adam sesinden, işini yapmış olmanın mutluluğu taşıyordu. Ne oluyor, demeye kalmadan, onlarca kişiyle kendimi kamyonun kasasında buldum. Kamyon bizi Newroz alanına götürüyordu. Sloganlar, şarkılar, şakalar... pikniğe, düğüne, bayram yerine gider gibiydik.
Belki bir milyon insan Newroz kutlamasına katıldı ve kayda değer bir hadise yaşanmadan bitti. Siyasetçiler konuşmalarını yaptı, sanatçılar şarkılarını söyledi. Diyarbakırlılar halayını çekti, sloganını attı ve talepleriyle ilgili güçlü bir mesaj verdi.
Denebilir ki Newroz, adına yakışır bir şekilde, hem bayram havasında hem de verdiği mesajlarla kutlanmıştı.
‘GELİP ALALIM SİZİ’
2012’de artık Diyarbakır’da gazetecilik yapıyordum. Newroz günü siyasetçilerin Newroz alanına gidişini takip edecektim. Ancak siyasetçiler öğlen saatlerine kadar il binasından çıkamamıştı. Kim bilir neden, valilik Newroz’un kutlanması için izin vermemişti. Polis, bütün gücüyle il binasının etrafını kuşatmış, yolları kapatmış, siyasetçilerin alana gitmesini engellemeye çalışıyordu.
Bu arada, alandan çatışma haberleri geliyordu. Gazeteci arkadaşların aktardığına göre alana girenlere polis müdahale ediyordu. Alanın üzerinde tur atan helikopterden insanlara gaz bombaları atılıyordu. Polis barikatlarını aşarak alana girenler, gaz bombalarının atıldığı helikoptere taşla karşılık vermişler.
İl Başkanı telefonda konuşuyordu. “Gelmenize gerek yok, biz geliyoruz” diyordu hattın öbür ucundakine. Kim nereye gidiyordu bu hengamede? Meğer İl Başkanı’nı alana giren yurttaşlar aramıştı. Polisin il binasından çıkışlarına izin vermediğini söyleyince, alandakiler “Biz gelip sizi alalım” diyormuş.
Garip bir durumdu. Diyarbakırlılar Newroz alanını doldurmuştu ancak siyasetçiler il binasından çıkamıyordu.
Görüşmeler sonuç verdi. Maruz kaldığı türlü darbelerin izlerini gövdesinde taşıyan, emektar ve hakikaten müzelik parti otobüsü Newroz alanına doğru yola çıktı. Ama nasıl bir yola çıkış? Polisin sık sık durdurduğu otobüsü, Newroz alanına gitmeyen Diyarbakırlılar tarafından alkışlar ve sloganlarla karşılanıyor, polisin otobüsü engelleme çabası ters tepiyordu. Polisin gaz, gençlerin havai fişek kullandığı çatışmaların ortasında kalan otobüs
sonunda Newroz alanına ulaştı, mahşeri kalabalığa kavuştu.
O gün siyasetçiler otobüsten inip kendilerine ayrılan protokol bölümüne gidemedi. Sanatçılar sahneye çıkıp şarkı söylemedi. Kimse halay çekmedi. Siyasetçiler, kalabalığı güç bela yararak alanın ortasına gelebilen otobüsün üstüne çıkarak konuşmalarını yaptılar. Konuşmalar kısa kesildi, sloganlar hiç dinmedi.
GEÇMİŞ ZAMAN DENEYİMLERİ
2013’te, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajı okunduğunda da Diyarbakır’daki Newroz alanındaydım. Hiç kuşkusuz, gelmiş geçmiş en görkemli Newroz kutlamalarından biri gerçekleşmişti. Öcalan’ın mesajı pür dikkat dinlenmişti. Memlekete sahiden barış mı geliyordu? Bu mümkün müydü?
Kürtlerin politik bir halk olduğu hep söylenir. Politik halk, barış mesajını soru işaretleriyle kucakladı. Devlete güvenelim mi? Onca kayıp verdik, şimdi adil bir barış olacak mı?
Bu soruların cevabını kendi aralarında tartışmaya daha alandayken başlamışlardı. Kuşkuları vardı ve kuşkuları geçmiş zaman deneyimlerine dayanıyordu. Boş konuşmuyorlardı yani.
Müzakere masasının devrildiği 2015 yılına kadar da tartıştılar.
‘NEREDE ESKİ NEWROZ’LAR’
Aradaki Newroz kutlamaları, ruhuna uygun bir şekilde hem mesajını verdi hem de karnaval havasında geçti. Kadınlar rengarenk giysileriyle ve çocuklarıyla katıldılar Newroz’a. Alanın etrafındaki boş arsalardan mangal dumanları yükseldi. Seyyar satıcılar tezgahlarını alanın etrafına taşıdı. Evde pişirilmiş çeşitli yemekler, çimlerin üzerine serilmiş yer sofralarına dizildi. Konuşmalar dinlendi ve sloganlar atıldı. Şarkılar dinlenip halaylar çekildi.
1990’lı yıllardaki Newroz kutlamalarına katılanlar, “Nerede eski Newroz’lar?” diye söylenmeye başlamıştı. Söyledikleri tarihlerde Newroz kutlamaları yasaklıydı. Alanlarda değil, sokak aralarında ateş yakılarak ve genellikle polisle çatışarak kutlanıyordu. Yaktıkları ateş de genellikle araç lastiklerinden oluyordu. Bilen bilir, araç lastiklerinin insanın üstüne sinen kesif bir kokusu vardır ve insanın yüzünü anında simsiyah yapar. Polis, eylemci midir diye sokakta yakaladığı çocukların ellerine, yüzlerine bakıyordu. İs benzeri bir şey varsa, eyleme katılmıştır diye döverek gözaltına alırdı. Dicle nehrinin sularının çekildiği bir yaz günü, On Gözlü Köprü’nün ayaklarının altında sayısız araç lastiği görmüştüm. Dendiğine göre polis, Newroz öncesi yaptığı ‘lastik operasyonuyla’ toplamış bunları ve nehre atmıştı.
Esasında “Nerede eski Newroz’lar” nostaljisi beraberinde Cizre’de, Nusaybin’de öldürülenleri de akla getiriyor. Ama galiba direnmenin ruhunu da çağırdığı için özleniyor.
NEŞESİ KAYIP NEWROZ
En neşesiz Newroz kutlaması 2016’da gerçekleşti. Şehirlerde başlayan çatışmalı sürecin ağırlığını taşıyordu Diyarbakır. Öte yandan 2015’te Diyarbakır, Suruç, Ankara, İstanbul’da patlayan bombaların neden olduğu bir tedirginlik de vardı. “IŞİD canlı bomba kullanacak” söylentisi günler öncesinden yayılmıştı şehre. Bu yüzden Newroz kutlamalarına katılımın yetersiz kalabileceği yönünde şüpheler dile getiriliyordu.
Ancak katılım beklenenin üstünde oldu. Önceki Newroz’lardan farklı olarak neşe eksikti. Kadınlar renkli elbiseler giymemiş, kimse mangal yakmamış ya da evde pişirdikleri yemeklerden sofra kurmamıştı. Sanki şarkılar karşılık bulmamış, sloganlar gür ve neşesini kaybetmişti.
2016 Newroz’unda neşesizdi herkes ve herkes Newroz’un direnmek olduğunu hatırlatarak, “Gelmemiz gerekiyordu” diyordu.
SON NEWROZ KUTLAMALARI
2016’dan sonraki Newroz kutlamalarında yasak yoktu. Katılım hep yüksek oldu. Ancak bir kez barış umudu zayıflamıştı Diyarbakır’ın ve bir daha eski neşesini yakalayamadı.
2017 Newroz’unda üniversite öğrencisi Malatyalı Kemal Kurkut polis kurşunuyla öldürüldü.
2018 Newroz’unda gündem Rojava’daki gelişmelerdi. Türkiye Efrîn şehrine girmişti ve katılımcıların gündemi burada yaşananlar olmuştu.
2019’da hapiste tutuklu bulunan DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Öcalan’ın üstündeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevini sürdürüyordu. Cezaevlerinde yaygınlaşan açlık grevlerine HDP milletvekilleri de destek vermişti. 2019 Newroz’unun temel mesajı da Leyla Güven’in talebi doğrultusunda belirlenmişti.
2020 yılında kimsenin öngörmediği bir gelişme oldu bütün dünyada. Korona virüsü nedeniyle dünya kapandı. Salgın tehlikesini dikkate alan Newroz tertip komitesi, kitlesel kutlamaları iptal etti. 2020’de boş kalan Newroz meydanı, 2021’de “Newroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim” sloganıyla yeniden doldu.
'DEM DEMA SERKEFTINÊ YE'
"Dem dema serkeftinê ye” (Şimdi kazanma zamanı) bu yıl kutlanacak Newroz’un sloganı olarak belirlendi. Bölgenin birçok il ve ilçesinde devam eden kutlamaların finali de olacak Diyarbakır Newroz’u.
Newroz programı için kısa bilgi vermek gerekirse: Newroz Parkı’nda saat 09.00'da başlayacak ve 17.00'ye kadar devam edecek kutlamalar için yüzlerce gazeteci, aydın, sendikacı ve siyasetçiye davetiye gönderildi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın yanı sıra Kürdistani İttifak Çalışması’nda yer alan siyasi parti temsilcileri birer konuşma yapacak.
Sanatçılar Rojda, Azad Bedran, Servet Kocakaya, Kazo ve Elenora da kutlamada sahne alacak.
"İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecritin kaldırılması", "Kürt ulusal birliği", "Kürtçenin eğitim ve resmi dil olması" ile "hasta tutukluların durumu"nun bu yılki kutlamalarda öne çıkan başlıklar olması bekleniyor.
Diyarbakır’daki Newroz kutlamaları ve burada verilen mesajlar sadece Türkiye’den değil, uluslararası kamuoyu tarafından da dikkatle izleniyor. Bu yıl da öyle olacaktır. Çünkü bütün dünyayı ilgilendiren Rusya-Ukrayna savaşına, Türkiye’deki ekonomik krize, siyasi partilerin seçimlere yönelik taktik ve stratejik ataklarına, HDP’nin üstündeki baskıya rağmen Kürtler en öncelikli talepleriyle ilgili mesajlarını Diyarbakır’dan dile getirecek.
UMUT BİR ŞARKI GİBİ BÜYÜSÜN
Newroz, her bayram gibi heyecan vericidir ve kimi zaman şarkılarla gelir. Malum, Newroz’la ilgili onlarca şarkı vardır. Her Newroz öncesi, belki sadece nakarat kısmından dolayı, benim aklıma 90’lı yıllardan Koma Dengê Azadî’nin “Newroz tê”* şarkısı geliyor. Newroz tê. Bu uyarı, çağrıştırdığı umutla, hatırlattığı acılarla ve her şeyle birlikte heyecan verici.
Her Newroz gündemin ruhuna uygun şekillendi. Barış umudu, 2013 yılında Diyarbakır Newroz alanında boy vermişti. Daha sonra kırılan barış umudu, 2022’de yeniden filizlenir mi? Hep birlikte yarın göreceğiz. O zamana kadar, şimdiden Newroz pîroz be.
*Newroz geliyor