Nilüfer Çayı Marmara Denizi’ne foseptik taşıyor
Kaynağından temiz çıkan Nilüfer Çayı, Marmara Denizi'ne kimyasal atık taşıyor. Çevreciler, kirlilikle mücadelede için yerinde bertarafın gerektiğini belirtiyor.
Osman Çaklı
BURSA - Müsilajı bertaraf etmek için hazırlanan 'eylem planında' ele alınan çözüm önerilerinin kirliliği ortadan kaldıracak etkiye sahip olup olmadığı tartışılıyor. Marmara Denizi’nin 'foseptik çukuru' gibi kullanıldığı yetkililer tarafından da ifade ediliyor. Kaynağı Uludağ'dan başlayan Nilüfer Çayı da Bursa içinde 200 kilometre dolaştıktan sonra Karacabey ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülüyor. Nilüfer Çayı'nın kirliliğiyle ilgili en önemli sorunlar arasında sanayi bölgelerinin kimyasal atık deşarjı gösteriliyor.
Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin nedenlerini ve Marmara Denizi'ne etkisini DOĞADER Genel Başkanı Sedat Güler ve Bursa Su Kolektifi Sözcüsü Habib Göbelez ile konuştuk.
KİRLİLİK OTELLER BÖLGESİNDE BAŞLIYOR
Nilüfer Çayı yaklaşık 40 yıldır kirli akıyor. Kaynağı Uludağ'da içilebilir nitelikte olan su, oteller bölgesinde kirlenmeye başlıyor. Hem Bursa Su Kolektifi hem DOĞADER’in belirttiğine göre, oteller bölgesindeki işletmelerin alt yapı ve arıtma tesisleri bulunmuyor. Su Uludağ'dan kent merkezine geldiğinde ise sanayi bölgelerindeki kimyasal atık baskısına maruz kalıyor. Nilüfer Çayı’nın su kalitesi de üç ve dördüncü grupta yani kullanılamaz nitelikte. Nilüfer Çayı, Bursa kent merkezi çıkışında da açık bir kanalizasyona dönüşüyor. Bursa Su Kolektifi sözcüsü Habib Göbelez, nehirlerin kirliliğiyle mücadele ederken Marmara Denizi'ndeki müsilajın ortaya çıktığını anlatıyor: "Nilüfer Çayı, Ergene gibi akarsular kirletilerek denize deşarj ediliyor. Marmara Denizi'ne her gün 10 milyon metreküp atık deşarjı yapılıyor." Göbelez, deniz kirliliğinin nehir kirliliğinden bağımsız olmadığını belirtiyor.
'SANAYİ BÖLGELERİNİ ÖZEL ŞİRKETLER DENETLİYOR'
Göbelez, nüfusu 4 milyona yaklaşan Bursa'da geçmişte çeşmeden su içilebilirken bugün bunun mümkün olmadığını söylüyor: "Bursalılar kirli suya maruz kalıyor. Bununla tarım yapıyor. Temiz su şirketlere satılıyor, kiralanıyor." Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin şişe su üretip satmasını eleştiren Göbelez, soruna bütüncül yaklaşılmasının doğru olacağını belirtiyor. Göbelez, aynı zamanda çaydaki kirliliği anlatırken, kamu denetiminde eksiklik olduğunu dile getiriyor: "Bugün kimse organize sanayi bölgelerine gidip denetleme yapmıyor. Sanayi bölgeleri özerk yapı gibi işliyor. Yani düşünün özel firmaları, özel firmalar denetliyor. Onlar da zaten göstermelik denetleme yapıyor. Böyle bir rezalet olamaz."
'NİLÜFER ÇAYI’NDAN SULANAN TARIM ÜRÜNLERİ İHRAÇ EDİLEMİYOR'
Atık sorunu çözülmedikçe kirliliğin bertaraf edilmeyeceğini belirten Göbelez şunları ifade ediyor:
"Marmara’yı kaybettik. Kirliliğin önüne geçilmezse, alg patlaması, 2-3 metre boyunda köpüklenme, denizanası baskını olur. Bunların hepsi ihtimaller dahilinde. Oksijen seviyesi denizde canlıların yaşaması için müsait değil. Öte yandan Nilüfer Çayı'nda şu an canlı yok. Karacabey'de çiftçiler hayvanlarını su kenarına götürmüyor. Fakat tarlaları mecbur kirli su ile suluyorlar. Bunun sonucunda da ürünleri ihraç edemiyorlar çünkü toksik madde tespit ediliyor.”
'SANAYİ BÖLGELERİNİN ARITMA TESİSLERİ YETERSİZ'
DOĞADER Genel Başkanı Sedat Güler, 40 yıldır devam eden su sorunu olmasına rağmen Bursa Su Şirketi'nin kurularak suyun ihraç edilmesine ise tepkili: “Bursalılar temiz su bulamaz iken su ticarileştirildi. Suların kaynaklarından borularla suyu çekip şişeliyorlar. Nilüfer Çayı, kaynağında temiz çıkıyor. Evsel, kanalizasyon ve fabrikaların kimyasal atıklarıyla kirletiliyor. Marmara artık bu kirliliği kaldırmıyor." Güler, yapılan temizliğin sorunu ortadan kaldırmadığına dikkat çekerek, çözümün yerinde bertaraf olduğuna işaret ediyor. Sanayi bölgelerinde arıtma tesisleri bulunmasına rağmen kirliliğin giderek artmasını ise Güler, arıtma tesislerinin çökertme sistemiyle çalışmasına bağlıyor.
BELEDİYE ARITMA TESİSİ İÇİN ADIM ATTI
Arıtma tesislerinin önemini vurgulayan Güler "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arıtma tesislerinin modernize edilmesini sağlamalı. Arıtma noktalarına detektör koyulup takip edilmeli. Bursa'da on dereden dokuzu kirli akıyor. Yeterli denetim ile yaptırım olmalı" diyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi geç de olsa arıtma tesisi için adım attı. Güler, geç kalınmış olsa da bunun önemli bir aşama olduğunu söylüyor.