Nişantaşı'ndaki Konak Sineması satılıyor: Sahipleri Apple ile görüşüyor

1950'lerin sonlarında Beyoğlu'nun dışında yer alan ilk büyük sinema olan Konak Sineması satışa çıkarıldı. Sahipleri, Apple ile teknoloji merkezi olması konusunda görüşüyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Nişantaşı Valikonağı Caddesi üzerinde bulunan Konak Pasajı 720 milyon liraya satışa çıkarıldı. İnternetteki satış ilanında, "Toplam 80 adet dükkan alanının bulunduğu pasaj 3 katlı olup, giriş zemin kat 1.120 m², alt kat ve üst kat da 1.010 m² olmak üzere toplam 3 bin 140 metrekare kullanım alanına sahip" bilgileri yer alıyor.

Oksijen’de yer alan habere göre, Konak Sineması’nın da içinde bulunduğu binanın hikayesi ise 1950’li yıllara dayanıyor. Valikonağı Caddesi’nde Başaran Apartmanı’nın avlusuna; dönemin tütün tüccarı Hakkı Başaran tarafından yaptırılan balkon 360, parter 640 olmak üzere bin kişilik sinema salonu 1950’lerin sonlarında İstanbul’da Beyoğlu’nun dışında yer alan ilk büyük sinema olarak kabul ediliyor. Harbiye Konak Sineması, ilk modern salon havalandırması ve İstanbul’da ilk kez uygulanan panoptik perde ile diğer salonlardan ayrılıyor. Bina, film gösterimi dışında Devekuşu Kabare’ye de ev sahipliği yapıyor. 

'KÜLTÜR SANAT YA DA TEKNOLOJİ MERKEZİ PLANLANIYOR'

Hakkı Başaran’ın 1966 yılında vefat etmesinden sonra sinema salonunun da bulunduğu bina Abidin Cevher Özden’e (Banker Kastelli) satılıyor. Ondan da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) geçiyor.

Konak Sineması’nın satış temsilcisi Mert Sakallıoğlu ise hikayeyi şöyle anlatıyor: "Yaklaşık 5 yıl önce bina 3 yatırımcı ortak tarafından TMSF’den satın alındı. Buranın Feshane gibi bir kültür sanat ya da teknoloji merkezine dönüştürülmesi planlanıyor. Hatta Apple ile görüşmeler yapılıyor. Çeşitli holding ve kurumlarla da iletişim halindeyiz. Yatırımcıların acelesi yok. Talep topluyoruz, amacımız en iyi proje ile buranın Nişantaşı’na kazandırılması."

'SEMTİN EN ŞIK SALONUYDU'

Yazar Mario Levi Konak Sineması’nın şaşaalı günlerini şöyle anlatıyor: “İstanbul’da bir dönem Beyoğlu ve Osmanbey sinemaları şeklinde bir ayrım vardı. Site, Kent, daha sonra aralarına katılan İnci ve Tan’la birlikte Konak da Osmanbey sinemalarındandı ama onlar arasında bir ‘şıklık abidesi’ gibi parlıyordu. Haftada en az 2 kez sinemaya gitmeyi hedeflerdim. Cumartesi günleri daha çok Şişli Kent Sineması’nda 5 seansına giderdik. Biz erkek okulunda okuyan öğrenciler için Kent, o günlerin deyişiyle kızlarla ‘kesişmek’ için tercih edilirdi. Fakat kaliteli filmler de Konak’a gelirdi. Çok gösterişli bir sinemaydı. Herkes gerçek bir sinemaseverdi. Biraz daha büyüyüp elimiz biraz daha fazla para tutunca önce Konak Sineması’na, çıkışta da İstanbul’da yeni yeni açılmaya başlayan pizzacılara giderdik.” (KAYNAK)