Nükleer Enerji Analisti Gürbüz: Nükleer silah bulunduran ülkeler tehdit unsuru
Nükleer Enerji Analisti Özgür Gürbüz, İncirlik'te olduğu söylenen ABD’ye ait nükleer silahların geri gönderilmesi çağrısı yaparken nükleer silah bulunduran ülkelerin tehdit unsuru olduğunu vurguladı.
Özlem Kara
İZMİR - Geçmişe bakıldığı zaman nükleer santrallerin patlaması sonucunda bir dizi felaketler meydana gelmiştir. 26 Nisan 1986 tarihinde Sovyetler Birliği'ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe gerçekleşen bir kaza sonucu Çernobil Faciası meydana gelmiş, kazada binlerce kişi ölmüştü. Kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazalardan biridir.
Bir diğer nükleer santral kazasında ise 2011 yılında, Japonya’nın Fukuşima bölgesinde depremin ardından meydana gelen tsunami nedeniyle artan su seviyesi nükleer santrale ulaşmış, reaktörleri su basmış ve büyük bir felakete yol açan kazada 18 bin kişi ölmüştü.
Rusya’nın, Ukrayna harekatı esnasında meydana gelen çatışmalarda geçtiğimiz hafta biri Kiev’de diğeri Kharkiv kentinde olmak üzere iki radyoaktif atık depolama tesisi vuruldu. Geçtiğimiz gün ise Ukrayna’nın Energodar kentinde bulunan Zaporijya nükleer santralinin eğitim binasında yangın çıkmıştı.
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçtiğimiz günlerde Rus ordusuna nükleer caydırıcı güçlerinin “özel savaş rejimi” durumuna geçmesi talimatı vermesi, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekatının nükleer savaşa yol açabileceğine dair endişeleri artırdı.
Nükleer Enerji Analisti Özgür Gürbüz, Gazete Duvar’a nükleer santrallerde meydana gelebilecek sızıntı veya patlamalar sonucu dünyayı etkileyecek olası sorunlara ve nükleer silah bulundurmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'NÜKLEER SANTRALLERİN SAVAŞIN ORTASINDA KALMASI ENDİŞE VERİCİ'
Ukrayna’da bulunan nükleer santrallerin savaşın ortasında kalmasının endişe verici olduğunun vurgusunu yapan Gürbüz, nükleer atık veya santrallerin bulunduğu bölgelerde, reaktörlerin çalışmasını engelleyecek olan; savaş, elektrik kesintisi ve benzeri durumlarda, atıkların ihtiyacı olan soğutma suyunun reaktörlere girememesi sonucu nükleer kazaların meydana geldiğini belirtti.
Gürbüz, santrallerde oluşacak bir sızıntının, çekirdeklerin erimesine yol açacağını ve tarihte de karşımızda bulunan Fukuşima ve Çernobil facialarının doğuracağını ifade etti.
'NÜKLEER SİLAHLAR KULLANILIRSA DAHA BÜYÜK BİR ÇEVRESEL YIKIM MEYDANA GELECEK'
Nükleer silahlar konusuna değinen Gürbüz, Rusya, ABD ve NATO üyesi olan Fransa ve İngiltere’de nükleer silahlar olduğunu ve bu ülkelerin nükleer silahları kullanması durumunda, Hiroşima ve Nagasaki örneğinde olduğu gibi birçok insanın ölümünün ve çevresel yıkımların meydana geleceğini dile getirdi. Gürbüz, “Tarihte, Hiroşima dışında bir başka yerde nükleer silah kullanılmadı. Çünkü genel olarak nükleer silah kullanan ülkelerin karşısında, nükleer silahı olan ülkeler bulunuyor. Bu bir kısır döngü. Ben umuyorum ki, nükleer silahlar savaşın dışında kalacak. Nükleer silahlar kullanılırsa, olayın seyri daha önceki tecrübemizle sınırlı kalmayacak. Şu durumda, tesir gücü daha fazla silahlar var. Bu zamanda nükleer silahlar kullanılırsa daha büyük bir çevresel yıkım ve canlıların hayatını kaybetmesiyle karşılaşabiliriz” dedi.
'TÜRKİYE OLASI SALDIRILARDA ‘HEDEF OLUR MUYUM’ KONUSUNDA DÜŞÜNMEK ZORUNDA'
Türkiye’de çalışır bir nükleer santralin olmadığının altını çizen Gürbüz, “Bu savaş bize bir savaş sırasında ilk hedef alanının nükleer santraller olduğunu gösterdi. Biz daha önce bilimsel makale ve çalışmalarda nükleer santrallerin terör saldırılarında hedef olabileceğini konuşuyorduk. Buna savaş da eklendi. Nükleer karşıtlarının, yıllardır söylediği 'nükleer santraller savaşlarda hedef alınır' savı burada ispatlanmış oldu. Şimdi Türkiye’nin önünde bir başka mesele daha var. Nükleerin pahalı olması, kirli olması, kaza riskinin olması ve Rusya’ya bağımlı kalmasının dışında Türkiye, olası saldırılarda ‘hedef olur muyum’ konusunda düşünmek zorunda. Nükleere karşı argümanlara bir yenisi daha eklendi” ifadelerini kullandı.
'ÜLKESİNDE NÜKLEER SİLAHLAR BULUNDURAN ÜLKELER TEHDİT UNSURUDUR'
NATO Parlamenter Asamblesi için hazırlanan bir raporda, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu altı ülkede ABD'nin nükleer silahlarının saklandığı belirtilmişti. İncirlik’teki nükleer silahların, ABD'ye geri gönderilmesi gerektiğini günlerdir ifade ettiğini belirten Gürbüz, “Bu nükleer silahlar, uluslararası bir anlaşmayla bize verilmemiş. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması, ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin’in nükleer silaha sahip olmaması, bulundurmaması gerektiğini söyler. Türkiye de bu anlaşmaya taraf. Kaldı ki ABD de taraf. Türkiye gibi o anlaşmaya taraf bir ülkenin, başka bir ülkeye ait olan nükleer silahları ülkesinde barındırmaması gerekir. Bu yüzden de İncirlik'te herkesin olduğunu kabul ettiği o nükleer silahların bir an önce ABD’ye gönderilmesi lazım. Bu sadece Türkiye’nin İncirlik üssü için değil. Almanya’da olduğu varsayılan, ABD’nin, Avrupa’daki diğer üslerinde bulunana diğer nükleer silahların da gönderilmesi lazım. Çünkü ülkesinde nükleer bulunduran bir ülke tehdit unsurudur. Herkes nükleeri bir caydırıcı unsur olarak görse de olası bir savaşta hedef olabilir. O yüzden de tehlike arz edeler. O yüzden de nükleer silahı korumak, tutmak güvenlik sorunudur” diye konuştu.