NYT: Erdoğan iktidarda kalabilmek için kültürün yönünü değiştirdi
Kültür ve sanat eleştirmeni Jason Farago, ABD’nin The New York Times gazetesi için kaleme aldığı yazıda, Erdoğan’ın ‘iktidarda kalabilmek için Türk kültürünün yönünü değiştirdiğini’ söyledi.
DUVAR - Kültür ve sanat eleştirmeni Jason Farago, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci turu öncesinde Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı aday Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı döneminde Türkiye’de kültür ve sanat alanında nasıl bir yaklaşım benimsediğini ele alan bir yazı kaleme aldı.
ABD’nin The New York Times gazetesinde yayınlanan “Erdoğan iktidarda kalabilmek için Türk kültürünün yönünü nasıl değiştirdi” başlıklı yazıda, Erdoğan’ın ‘seçmenlerini harekete geçirip etrafında toplayabilmek için Osmanlı geçmişini şova çevirdiği, kültür alanındaki muhaliflerinin ise sansür veya hapishane ile karşı karşıya kaldığı' belirtildi.
‘SEÇMENLER BU METAMORFOZUN ARDINDAKİ İDEOLOJİYİ DE OYLAYACAK’
Yazısına başlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimlerinden önce Ayasofya’yı ziyaret ettiğini hatırlatan Jason Farago, Erdoğan’ın bu sayede ‘seçmenlerine ne yaptığını da hatırlattığını’ belirtti. Ayasofya’nın kiliseden camiye, camiden müzeye ve son olarak müzeden camiye dönüştürülme hikayesini hatırlatan Farago, “Türkler, bu pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için sandıkların başına geri döndüğünde kısmen bu kültürel metamorfozun ardında yatan siyasi ideolojiyi de oylayacak” değerlendirmesini yaptı.
Jason Farago, yazısında, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden akademisyen Edhem Eldem’in “Ayasofya o yeni Osmanlıcı hayalin taçlanmasıdır. Bu, temel olarak siyasi ve ideolojik kavga, tartışma ve polemikleri tarih ve geçmişin çok çok ilkel bir anlayışının olduğu bir alana taşımaktır” gözlemine de yer verdi.
‘BÜYÜK ANITLAR, TV DİZİLERİ, YENİ RETRO CAMİLER…’
“Eğer 21’inci yüzyıl siyasetinin bir işareti de kültür ve kimliğin ekonomi ve sınıf üzerinde yükselmesi ise bunun en uzun süredir devam eden kültür savaşlarından birine ev sahipliği yapan Türkiye’de doğduğu söylenebilir” yorumunda bulunan Jason Farago, “Erdoğan, son 20 yıldır büyük anıtlar, TV dizileri, restore edilen arkeolojik alanlar ve yeni retro camiler ile Türkiye’nin milli kültürünün yönünü değiştirdi; bunu yaparken Osmanlı geçmişinin nostaljik bir şekilde yeniden canlanmasını teşvik etti. Bu ise bazen gösterişli bir tarzda, bazen safi kitsch yoluyla oldu” ifadelerini kullandı.
14 Mayıs’taki seçimlerde Erdoğan’ın rakibi, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla oy aldığını hatırlatan Farago, “Anketler yenileceğini öngördüğünde gösterdiği direnç, şüphesiz partisinin Türkiye medyası ve mahkemelerini sistematik bir biçimde kontrol ediyor olmasını da ifade ediyor… Ancak otoriterlik seçimler ve kurşunlardan çok daha fazlasıdır. Televizyon ve müzik, anıtlar ve anma törenleri, siyasi bir projenin, kültürel bir hınç ve milli bir yeniden doğuşun ilk vasıtalarıdır” yorumunu yaptı.
‘YALNIZCA İSLAMİ DEĞİL AYNI ZAMANDA MİLLİYETÇİ’
Erdoğan döneminde gerçekleşen söz konusu kültürel değişimin Türkiye dışında ‘İslami’ olarak değerlendirildiğini aktaran Farago, “Ancak bu seçim dinden ziyade milliyetçiliğin Erdoğan’ın kültür devriminin asıl itici gücü olduğunu gösteriyor olabilir. Osmanlı geçmişinin kutlanması ve Batı’da ya da Türkiye’de bu geçmişten nefret ettiği iddia edilen kişilere olan kızgınlık İslam ile ilgili olmayan milliyetçi çabalar ile el ele gidiyor” dedi.
Özellikle son bir yıl içinde Türkiye’de yasaklanan konserleri de hatırlatan Farago, sanatçı Banu Cennetoğlu’nun şu sözlerini aktardı: “Çok zor bir zaman olan 90’lar ile karşılaştırıldığında şu an özellikle Kürt toplumu için korkutucu olan, o zamanlar kötülüğün nereden geldiği tahmin edilebiliyordu. Şimdi ise herkes olabilir. Çok daha gelişigüzel…”
‘BUGÜNÜN MÜCADELELERİ OSMANLI BAĞLAMINDA YENİDEN ÇEKİLİYOR’
Söz konusu ‘stratejinin çalıştığını, bağımsız medyanın küçüldüğünü, kendi kendini sansürlemenin ise yaygın olduğunu’ belirten Jason Farago’ya göre, Cennetoğlu, “Kültür ve sanat alanındaki tüm kurumlar son beş yıldır son derece sessiz. Bu bir sanatçı olarak benim için kabul edilemez. Benim sorum şu: Kırmızı çizgiyi ne zaman aktif hale getireceğiz? Ne zaman ‘Hayır’ diyeceğiz ve neden?” ifadelerini kullandı.
Bu noktada AK Parti iktidarı döneminde çekilen televizyon dizileri hakkında da gözlemlerini paylaşan Farago, Ayşe Çavdar’ın “Erdoğan’ın söylemini antik çağlara yerleştiriyorlar. Eğer Erdoğan şu anda bir mücadele ile karşı karşıya ise bunu, kurgusal bir Osmanlı bağlamında yeniden çekiyorlar. Bu şekilde bugünün mücadelesi ile ilgili bilgi değil, fakat bu mücadelenin duygusu toplum arasında yayılmış oluyor” sözlerini paylaştı.
‘OSMANLILAR SİZİ ENFLASYON VE KRİZDEN KURTARMAYACAK’
‘Türkiye’deki azınlıkların en büyük tehlikeler ile karşı karşıya olabileceği’ değerlendirmesini de yapan Farago, yazısına son verirken, 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı Program Koordinatörü Nayat Karaköse’nin “Sivil toplum aktörleri daha temkinli bir hal alıyor. Etkinliklerini daha dikkatli bir şekilde yapıyor” sözlerini aktardı.
Farago, yazısını şu sözlerle noktaladı: “Fakat Erdoğan pazar günkü seçimi kazansın ya da kaybetsin, hiçbir kültürel milliyetçiliğin karşısında duramayacağı pruva rüzgarları var: Enflasyon ve bankacılar ile finans analistlerinin kırmızı alarm verdiği döviz krizi. Eldem de ‘Bu gelecekte tarihsel mirasa yer yok. Osmanlılar sizi kurtarmayacak’ dedi.” (DIŞ HABERLER)