Öcalan açıklaması: Tecridin kaldırılması zorunluluk
HDK ve ÖHD PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili yaşanan son sürece dair açıklama yaptı. Açıklamada, Öcalan'la derhal görüşme yapılması çağrısında bulunuldu.
DUVAR - Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 20 aydır haber alınamamasına dair açıklama yaptı. ÖHD'nin Beyoğlu’nda bulunan binasında yapılan açıklamaya HDK Eş Sözcüleri Esengül Demir ve Cengiz Çiçek ile ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanları Gürkan İstekli ve Esra Bilen’in yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.
'YASAL OLMADIĞI BİLİNMEKTE...'
Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Hapishanede tutulan hiç kimsenin ulusal veya uluslararası mevzuata dayanılarak avukat görüşünün bu denli engellenmesinin mümkün olmadığı yani bu istisna halinin yasal olmadığı herkesçe bilinmekte. Zira hapishanede tutulan herkesin hukuka uygun verilmiş bir mahkeme kararı ile özgürlüğünün elinden alınması dışında diğer tüm haklara sahip olması gerektiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 1’de de ifade edildiği üzere evrensel temel insan hakları kriteridir. Tutulmanın insan onuruna uygun, doğal asgari kısıtlılık koşullarını aşmayacak şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Ancak İmralı Ada Hapishane’sinde tutulan Sn. Öcalan ve diğer mahpuslar uzun yıllardır bu doğal sınırlamaları çok ağır bir şekilde aşan tecrit koşullarına maruz bırakılmışlardır. İnsanlık dışı muamele olarak nitelendirilen bu tutulma koşullarının üzerine 25 Mart 2021 tarihinden bu yana kendilerinden tek bir haber alınamayarak dış dünya ile olan tüm bağları bir bütünen, tamamen, kesintisiz olarak koparılmıştır."
'CPT'NİN TARTIŞMALI KALACAĞI AÇIK'
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "En son Avrupa Konseyinin bir organı olan Avrupa İşkencenin ve İnsanlıkdışı veya Onurkırıcı Ceza veya Muamelelerin Önlenmesi Komitesi olan kısa adıyla CPT 20-29 Eylül 2022 tarihinde gerçekleştirdiği ve geri gönderme merkezlerini konu alan ziyaretinde rutin takviminde olmamasına rağmen İmralı’yı da ziyaretine dahil etmiştir. Ancak Asrın Hukuk Bürosu tarafından CPT’nin Eylül 2022 tarihinde İmralı Adasına yaptığı ziyarette Sayın Öcalan’ın görüşmeye çıkmadığı dair bir duyum alındığı hususunda 29.11.2022 tarihinde kamuoyuna bilgilendirme yapılmıştır. Açıklamada da belirtildiği üzere CPT ziyaretlerinin belirgin özelliğini mahpuslar ile özel görüşmeler yapması oluştururken böylesi bir duyumun doğruluğu CPT’nin ziyaretini tartışmalı kılacağı açıktır. CPT’nin yetki alanında bulunan İmralı Adasına yapmış olduğu ziyarete dair bilgilendirme yapması kuruluş değerlerinin ve bağlı olduğu uluslararası hukukun gereğidir. Zira CPT daha önceki raporlarinda İmralı'da “İncommunicado” halinin yani dış dünya ile temaslarını sağlayacak mekanizmalarin bir bütün olarak, aynı anda ve kesintisiz bir şekilde engellendigini ve her türlü hukuki korumadan yoksun bırakıldıklarını tespit etmişti. Bu tespit ayrıca işkence yasağının ihlalinin tespitidir. Görevi özgürlüklerinden yoksun bırakılmış insanları işkenceye ve diğer tür kötü muameleye karşı korumak olan komitenin bu tespite rağmen ziyaretini Sn. Öcalan’ı görmeden tamamlaması ve bu hususa dair bir açıklama yapmaması komitenin varlik sebebiyle örtüşmemekte."
'TECRİDİN KALDIRILMASI ZORUNLULUK'
Açıklamada Öcalan'la acil bir şekilde görüşme yapılmasının gerektiği belirtildi: "Bu kapsamda anayasal hakların tesisi ve evrensel hukukun gereği olarak Sayın Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslarla görüşme olanağının sağlanması ve ilgili kurumların görevleri gereği gereken bilgilendirmeyi yapmaları gerekmekte. Sn. Öcalan’ın toplum ile diyalog kurabildiği zamanlar bütün Türkiye halklarına umut veren, nefes aldıran zamanlar olmuştur çünkü her seferinde Kürt meselesinde demokratik, anayasal ve barışçıl bir çözümden yana olduğunu deklare etmiştir. Hem demokratik, özgür ve barışçıl bir gelecek için hemde hukuk güvenliğinin tekrar tesisi için İmralıdaki tecridin kaldırılması hukuki zorunluluktur. Temel hak ve özgürlüklere aykırı gayri insani bu haber alınamama halinin aşılması için kamuoyundan, hukuk ve insan hakları çevrelerinden; demokratik ve hukuki mücadeleyi daha fazla yükseltmelerini bekliyoruz." (HABER MERKEZİ)