YAZARLAR

Öğrenci filmleri: Okul çok yarışma az

Majör festivaller üniversite yarışmalarına daha fazla imkan vermeli, görünürlüklerine de daha fazla özen göstermeli. Bu yıl çeşitli tartışmalar yaşandı bu konuda. Hem Adana hem de Antalya’da daha fazla görünür olmak ve fark edilmek isteyen öğrenciler haklı sitemlerini dile getirdiler.

Sonbahar, film festivallerinin öne çıktığı bir mevsim. Adana Altın Koza, Antalya Altın Portakal, Ankara ve Boğaziçi film festivalleri eylül ayından başlayarak yıl sonuna kadar sinema sektörünün takip ettiği bir çizgi oluşturuyorlar. Bu majör festivallerin içinde öğrenci filmleri kategorisi de kendine yer bulmaya çalışıyor. Ancak üniversitelerin öğrenci filmleri üretimleri karnesi hiç de parlak değil.

Bu yıl Adana Altın Koza Film Festivali’nde yer alan Öğrenci Filmleri Yarışması’na ek olarak Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne de Sinema Okulları Öğrenci Filmleri Yarışması eklenmiş oldu. Bu vesileyle ülkemizdeki öğrenci filmlerinin durumunu ve bu kategoride yarışması olan festivalleri inceleyen bir yazı yazmak istedim.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan hocamdan alıntılarsam, "2023-2024 eğitim yılı itibariyle 41’i devlet 21’i vakıf olmak üzere 62 iletişim fakültesi var." Toplamda da 70 Sinema Televizyon bölümü mevcut. Buna karşılık öğrenci filmlerinin yarışma imkanı bulduğu festivallerse oldukça az. Benim takip edebildiğim 10 civarı üniversite film festivali var. En uzun solukluları 20'nci yılını bitiren ancak ara veren Konya Selçuk Üniversitesi merkezli Kısaca Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali. Selçuk Radyo, Televizyon Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aytekin Can hocama yazı vesilesiyle festivalin akıbetini sordum. Seneye yeniden yapılacağını müjdeledi. 19'uncusu yapılan Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin organize ettiği Kar Film Festivali yıllara meydan okuyan bir festival. Onların peşinden 11'incisini Aralık ayında yapacak olan Uşak Film Festivali geliyor. 2022’de 14'üncü yapılan Malatya’daki İnönü Uluslararası Kısa Film Festivali, üniversiteler arası uzun soluklu film festivallerden biriydi. Deprem belini büktü. İnönü Üniversitesi’nde film festivali konusunda çalışan Doç. Dr. Beyler Yetkiner de gelecek yıl festivalin yeniden yapılacağını bana iletti. O da gelecek yıl kaldığı yerden devam eder umarım. 10. yılına gelen İzmir’deki Yaşar Üniversitesi’nin organize ettiği Contact Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali, Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin organize ettiği 9. yapılan Altın Baklava Öğrenci Film Festivali, 3. Bozok Film Festivali kapsamındaki Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışmaları öğrencilerin filmlerini gönderebildikleri yarışmalar. İstanbul’daki Topkapı Üniversitesi de 2022’den itibaren öğrenci filmlerinin yarıştığı bir festival organize etmeye başlamış.

ÖĞRENCİ FİLMLERİNDE DEVLET OKULLARI DAHA AKTİF

Festivallerde yarışan filmlerin üniversitelerine baktığımızda devlet okullarının öğrencilerinin yarışmalara daha fazla ilgi gösterdiklerini söyleyebiliriz. Mimar Sinan, Konya Selçuk, Kayseri Erciyes Üniversitesi, Antalya Akdeniz, Van Yüzüncü Yıl, İstanbul, Marmara, Ankara’daki devlet üniversiteleri ve İzmir’deki üniversitelerden festivallerde sıklıkla üretimler görebiliyoruz. Vakıf üniversiteleri arasında da Bilkent Üniversitesi’nin festivallerde hissedilir bir ağırlığı var. Bu yıl vakıf üniversitelerinden atağa kalkanlar da oldu. Üsküdar Üniversitesi hem Adana’da hem de Antalya’da yarışmalarda finale kalan öğrencileri oldu. Adana’da deneysel kategoride Üsküdar’dan Ayşenur Ateş “Taş” filmiyle ödüllendirilirken Antalya’da ise Maltepe Üniversitesinden Abdulhalim Erez’in “Sistem” Sinema Okulları Öğrenci Filmleri Yarışması’nda birinci oldu.

Majör festivaller üniversite yarışmalarına daha fazla imkan vermeli, görünürlüklerine de daha fazla özen göstermeli. Bu yıl çeşitli tartışmalar yaşandı bu konuda. Hem Adana hem de Antalya’da daha fazla görünür olmak ve fark edilmek isteyen öğrenciler haklı sitemlerini dile getirdiler.

ÖZENSİZ VE YÜZEYSEL YAPIMLAR ÇOĞUNLUKTA

Festivallere gönderilen öğrenci filmlerinde çok özensiz, yüzeysel yaklaşımlar göze çarpıyor. Biçim olarak baktığımızda; özellikle sesin sinemadaki kullanımı namına oldukça basit hatalar yaygınlıkla yapılıyor. Filmler adeta bir video klip estetiğinde üretiliyor. Ses veyahut müzik sadece hikayeye hizmet edecek bir unsur olması gerekirken filmler müzikle başlayıp filmin hikayesinin önüne geçebiliyor çoğunlukla. Kamera yaklaşımlarında ise hiçbir anlam arayışı olmayan tercihler görebiliyoruz. Konu olaraksa kamu spotu yaklaşımı düzeyinde bir içerikle, sosyal sorumluluk olgusunun fazlaca irdelendiği derinliksiz anlatımlar oldukça fazla. Tarkovski’nin 1960 yılında VGIK sinema enstitüsünü bitirmek için çektiği mezuniyet filmi “Katok i skripka” (Silindir ve Keman) hâlâ eskimedi. Filmleri ciddiyetle ve özenerek çekmek gerekir. Hocalar da öğrencileri festivallere yönlendirilmeli, nitelikli örnekleri izlemeleri derslere dahil edilmeli. Festivallerde gördüğüm iki yenilikçi belgeseli de anmalıyım. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden Yağmur Canpolat ve Berna Oduncu’nun çektiği “Yirmili Yaşlarımın Başında” belgeseli yenilikçi biçim denemesiyle övgüyü hak eden bir yapım olmuştu. Adana’da Öğrenci Belgeselleri kategorisinde birinci oldu. Aynı kategoride yarışan Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Özgür Nuri Çiçek’in “Bir Sinefilin Dramı” belgeseli de sahte belgesel (Mockumentary) türünün iyi bir örneğiydi. 

FİLM FESTİVALLERİ TAKİBİ MÜFREDATA DAHİL OLMALI

Öte yandan çoğu vakıf üniversitesi film üretimi namına otobüste başında yaşlı görünce uyuyor numarası yapan duyarsız bir genci veyahut korktuğunda kafasını kuma gömen bir devekuşunu hatırlatıyor. Film festivallerine karşı duyarsız durumdalar. Hiçbir festivalde filmlerini göremediğimiz özellikle İstanbul merkezli çok sayıda vakıf üniversitesi mevcut. Büyük paralar talep ederek önemli teknik imkanlara sahip olma iddiasıyla eğitim veren okulların öğrencilerinin üretimlerini hiçbir yerde göremiyoruz. Ayrıca onlarca üniversitenin olduğu, sinema-televizyon sektörünün kalbinin attığı İstanbul’da kurumsallaşmış, düzenli olarak devam eden bir öğrenci filmleri festivalinin olmaması bir tek bana mı garip geliyor?


Rıza Oylum Kimdir?

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.