Öğretmenler ‘kariyer’ sınavına tepkili: Kariyer basamağına değil itibara ihtiyacımız var
Öğretmenler 19 Kasım’da yapılacak olan ‘kariyer sınavı'na tepkili. Bazı öğretmenler sınava başvurmazken, MEB’in eğitimine katılanlar da programın içeriğinin mesleki eğitime katkısı olmadığı görüşünde.
ANKARA - Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’nin 2022 yılı şubat ayında Meclis'te kabul edilmesinin ardından uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanları için 19 Kasım’da 81 ilde yazılı sınav yapılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Cevdet Vural, toplamda 614 bin 446 öğretmenin sınava başvurduğunu açıklarken, Bakanlık da Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden 180 ve 240 saatlik eğitim programı açtı.
18 Temmuz’da başlayan ve 3 Ekim’e kadar devam edecek programı tamamlayan adayların sınavda başarılı sayılmaları için 70 ve üzerinde puan almaları gerekiyor.
Açıklanan mevzuata ve sınav sistemine tepki gösteren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile mesleği üç kariyer basamağına ayıran uygulamaya karşı öğretmenlere, “Sınava girmeyin” çağrısında bulundu.
İlk kez bu yıl hayata geçecek uygulamanın mesleği kategorize edeceğini ve ayrışmaya yol açacağını savunan öğretmenler ise sosyal medyada “#öğretmenlertekyürek” etiketi ile kampanya başlattı.
Bazı öğretmenler uygulamaya tepki olarak sınava başvurmazken, eğitimlere katılan öğretmenler de programın içeriğinin mesleki eğitime hiçbir katkısı olmadığı görüşünde.
‘ÖĞRETMENLERİ AYRIŞTIRACAK SİSTEME TEPKİ OLARAK SINAVA BAŞVURMADIM’
Öğretmenleri birbirinden ayrıştıracak sisteme tepki olarak sınava başvurmama kararı aldığını söyleyen rehberlik öğretmeni Hasan Kasapoğlu*, bu uygulamanın okullarda iç barışı bozacağını söyledi. Mesleklerinin zaten kariyer barındırdığını, dolayısıyla öğretmenlerin ‘uzman öğretmen’, ‘başöğretmen’ unvanlarına ihtiyacı olmadığını söyleyen Kasapoğlu, “Bizim diplomalarımızda zaten öğretmenlik vasfı tanımlanıyor. Hali hazırda okullarda ücretli ve sözleşmeli çalışan öğretmen arkadaşlarımız var. Bir de bu uygulama ile okullarda tamamen iç barışımız bozulacak. Bilimsel somut bir değerlendirmeye dayanmayan bir sistemde okullarda öğretmenler karşı karşıya getirilecek. Bu çok yanlış bir uygulama” ifadelerine yer verdi.
‘TOPLUMUN BÜTÜNÜNÜ İLGİLENDİREN CİDDİ SORUNLARA YOL AÇACAK’
Bu sistemin toplumun bütününü ilgilendiren ciddi sorunlara yol açacağının da altını çizen Kasapoğlu, “Öğretmen ile müdür, öğretmen ile veli karşı karşıya gelecek bir süre sonra. Hatta öğretmen ile öğretmeni karşı karşıya getirecekler. Bize verecekleri zammı bizi ayrıştırarak yapacaklarsa hiç yapmasınlar. Mesleğinde 10-20 yıl dolan öğretmenler var; onlar da alanlarında zaten uzmanlar. Bunun için bir sınava gerek yok. Bu kapsamda biz bu sınavın kaldırılmasını istiyoruz” diye konuştu.
EĞİTİME GİREN ÖĞRETMEN: KENDİ BRANŞIMA DAİR TEK SATIR YAZMIYOR
Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınavı’na başvurduğunu ve bu kapsamda MEB’in açtığı eğitimlere de katıldığını ifade eden Tarih Öğretmeni Barış Çakı, ise eğitimin içeriğinin kesinlikle branşa dayalı olmadığını söyledi.
‘Uzman öğretmenlik’ kapsamında verilen eğitimlerin 9 bölümden oluştuğunu, bu programın mesleki eğitimde sertifika programı şeklinde de verilebileceğini belirten Çakı, “Uzaktan yapılan eğitimde bize; ‘öğrenme ve öğretme süreçleri’, ‘eğitimde kapsayıcılık’, ‘özel eğitim ve rehberlik’, ‘güvenlik okul ve okul güvenliği’, ‘çevre eğitimi ve iklim değişikliği’ gibi tamamen branş dışı, mesleki eğitime katkısı olmayan konular verdiler. Sınavda da bu konulardan tabi tutacaklar. Ben tarih öğretmeniyim ve kendi branşıma dair tek satır yazmıyor. Tamamen ezberci zihniyete dayalı olan bu eğitimlerin bizlere yararı kesinlikle yok” dedi.
‘SİSTEM MESLEKTE 26'NCI YILINI DOLDURMUŞ BİR ÖĞRETMENE 'ANCAK SINAVLA UZMAN OLABİLİRSİN' DİYOR’
MEB’in açtığı eğitimlere mesleğe katkısı olabilir diye başvurduğunu ancak şu an ‘uzman öğretmen’ sınavına girmekten vazgeçtiğini ifade eden Çakı, bu uygulamanın öğretmenler arasında kaosa yol açacağını savunarak şunları söyledi:
“Öğretmenlik mesleği bir ihtisas mesleğidir ve bizim kariyer basamaklarına değil öncelikle itibara ihtiyacımız var. Bu uygulama ile birlikte öğretmenler ayrıştırılacak ve bu durum ileride bir kaosa neden olacak. Şimdiden öğrenci velilerinden 'ben çocuğumu uzman öğretmene nasıl verebilirim?' gibi sorulara muhatap oluyoruz. Bu sistemle düşündüğümüz zaman ben meslekte şu an 26'ncı yılımdayım ve 10 yıl sonra anca ‘başöğretmen’ olabileceğim. Yani sistem benim gibi meslekte 26'ncı yılını doldurmuş bir öğretmene 'ancak sınavla uzman olabilirsin' diyor. Bu kadar anlamsız bir sistem olabilir mi? Bu uygulamanın mesleğe hiçbir artı getirisi yok.”
‘SINAVA ÇALIŞMAK İÇİN RAPOR ALACAK ÖĞRETMENLER VAR’
İstanbul’da 15 yıldır Coğrafya öğretmenliği yapan Merve Zeybekoğlu da sınava başvurarak, eğitimlere katıldığını ancak programın içeriğini görünce şaşırdığını söyledi. Eğitim konularının branşı dışında olduğunu ve sınava kadar konuları bitirmekte zorlanacaklarını belirten Zeybekoğlu, şunları söyledi:
“Eğitimler 3 Ekim’e kadar devam edecek. Dolayısıyla kasım ayındaki sınava çalışmak için zaman üretmek lazım. Öğretmen arkadaşların bazıları sınava çalışmak için ‘rapor’ bile alabileceğini söylüyor. Bunun da eğitimde aksamalara yol açacağını düşünüyorum. 'Uzmanlığın ölçüsü sınav mı?' diye soruyoruz aslında hepimiz. Sınava girip girmemek konusunda kararsızım. Bu uygulamadan vazgeçilmesini talep ediyoruz.”
EĞİTİM-SEN: ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU DERHAL İPTAL EDİLMELİ
Eğitim-Sen de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile eğitim alanındaki tüm sendikalara çağrı yaparak ortak tutum almaya çağırdı. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun derhal iptal edilmesi talebinde bulunan sendikanın açıklamasında şöyle denildi:
“En baştan bu yana yapmış olduğumuz eleştiriler ve öneriler öğretmenler tarafından daha fazla sahiplenilmeye başlanmıştır. Öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmen emeğini değersizleştiren bu seminer süreci ile birlikte doğal olarak öğretmenler tepkilerini daha fazla yükseltmeye başlamıştır. Seminer ve sınav süreci ile ilgili olarak, okulların açılacağı eylül ayından sınavların yapılacağı tarihe kadar tartışmaların giderek artacağı açıktır. Ortak tutumu belirlemek için bir araya gelmeye ve üzerimize düşen çalışmaları yapmaya hazır olduğumuzu kamuoyu önünde ilan ediyoruz.”
*Öğretmenlerin isimleri kendi istekleri üzerine değiştirildi.