Ömer Çelik: Kılıçdaroğlu cumhuriyet karşıtı bir açıklama yapıyor

Ömer Çelik, CHP liderinin 12 Eylül mesajındaki "20 Temmuz zihniyeti de meşruiyeti olmayan sivil darbeci rejimler de hesap vermeye mecbur" ifadesinin, demokrasi ve cumhuriyet karşıtı olduğunu savundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin genel merkezinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, toplantıda 7 Ekim'de gerçekleştirilecek büyük kongre hazırlıklarına ilişkin sunumlar yapıldığını belirten Çelik, bütün birimlerle kongreye hazır olduklarını söyledi.

Darbelerin tarihi açısından 12 Eylül 1980 askeri darbesinin "en kötü sonuç doğuranlardan biri" olduğunu ifade eden Çelik, "hukuk dışı vatanseverliğin" olmayacağını, darbeleri yapanların ülkeyi kurtarmaktan bahsettiğini ancak ülkenin getirildiği durumda askeri vesayetin sorumluluğundan bahsetmediklerini dile getirdi.

"Her darbe kendisine bir vatanseverlik atfetse de aslında vatana ihanet anlamına gelen birçok sonuç doğurmuştur" diyen Çelik, 12 Eylül darbesiyle, Cumhuriyet'in omurgasını oluşturan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesinin lağvedildiğini, ayaklar altına alındığını ifade etti.

'KILIÇDAROĞLU VE EKİBİ, BU KİRLİ YOLU TAKİP ETMEYİ SÜRDÜRÜYOR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 12 Eylül darbesini kınarken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hali (OHAL) kastederek, "20 Temmuz darbesi" ifadesini kullandığını hatırlatan Çelik, Kılıçdaroğlu'nun "sivil darbeci rejimler" diyerek de seçim sonuçlarını kabul etmeme şeklindeki tavrını sürdürmeye çalıştığını öne sürdü.

OHAL kararının Anayasa'ya uygun olduğunu belirten Çelik, "O günden beri kanun içerisinde, hukuk içerisinde alınan tedbirlere Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi bir 'sivil darbe' diyerek aslında darbecilerin kullandığı bir literatürü kullanarak sürekli aslında 15 Temmuz'daki darbe girişimine bir mazeret üretmeye çalıştıklarının farkında değiller ya da farkındalar ama maalesef bu çirkin yolu, kirli yolu takip etmeye devam ediyorlar" dedi ve şöyle devam etti:

"'Seçilen hükümetin meşruiyeti yokmuş' diyerek aslında bir kere daha, lafın nereye gittiğini bilmeden kendi demokratlığını zedeleyen, demokrat olmadığını ispat eden, cumhuriyet karşıtı bir açıklama yapıyor. Sonuç olarak seçim sonuçları millet iradesiyle tecelli etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve onun etrafındaki birkaç kişi, bu literatürü kullanan birkaç kişi... Bunun gayrimeşru olduğunu söylememize rağmen videolar çekip 'Biz bu şekilde konuşmaya devam edeceğiz' diyenler var. O şekilde tabii ki konuşmaya devam edeceksiniz, biliyoruz. Başka türlü bir demokratik yaklaşım, bir demokrat duruş da sizden beklemiyoruz. Ama ilk defa bu derece darbecilerin kullandığı argümanların bir siyasi partinin yönetici heyeti ve genel başkanı tarafından açıkça ve alenen kullanıldığı görülüyor. Hiçbir mahcubiyet duymadan, hiç sıkılmadan bunu kullanıldığı görülüyor. Milletimize bu durumu bir kere daha arz ediyoruz."

KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?

Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Eylül mesajında şu ifadeleri kullanmıştı: "İktidarını 12 Eylül’e borçlu olanlar, darbelerle hesaplaşamaz. Unutulmamalıdır ki, 12 Eylül zihniyeti de 15 Temmuz zihniyeti de 20 Temmuz zihniyeti de meşruiyeti olmayan sivil darbeci rejimler de elbet hesap vermeye mecburdur. Biz egemenliği halka veren bir siyasi geleneğin neferleri olarak; demokrasi ve hukuk mücadelesinden asla vazgeçmeden, bu karanlıkları elbet aydınlığa kavuşturacağız. Demokratik bir Türkiye'yi milletimizle birlikte kurana dek, bir milim dahi geri adım atmayacağız."

'RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA SADECE ERDOĞAN BARIŞ KONUSUNDA ISRARCI'

Ömer Çelik, "bütün dünya sistemini etkileyen Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili herkesin senaryosu bulunduğunu, savaşın devam etmesine dair birtakım hazırlıkların yapıldığını ancak sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye'nin barış konusunda ısrarcı olduğunu" söyledi.

Tahıl koridorunun devam etmesine yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimlerinin sürdüğünü aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Tabii burada bütün bu süre içerisinde birkaç tane gelişme ortaya çıktı. Birincisi Rusya'nın alternatif bir planı söz konusu oldu. Ukrayna'nın alternatif bir planı söz konusu oldu. Ama biz Karadeniz'in herhangi bir şekilde çatışma ortamı olmasını istemiyoruz. Bu nedenle de BM çatısı altında, BM inisiyatifiyle Rusya ve Ukrayna'yla birlikte, herhangi bir şekilde iki ülkeyi de dışlamadan bu sürecin yürütülmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya kıta sahanlığı üzerinden yeni bir hat çizmeye çalışıyor. Moskova ise mevcut koridorla ilgili olarak sözlerin yerine getirilmesini istiyor. Tabii iki tarafın da masaya dönmek için Batı'dan beklentileri var."

'SEÇİM SONRASINDA TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ SIKILAŞMAYA BAŞLADI'

 

AK Parti Sözcüsü Çelik, "seçimler sonrasında ortaya çıkan tabloyla Avrupa Birliği (AB)-Türkiye arasındaki ilişkilerin sıkılaşmaya başladığını, söylemlerin daha pozitif bir ortama döndüğünü" ifade ederek, "Bu çerçevede vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi meselesi öne çıkmaktadır. Vize serbestisi konusunda değişik modeller üzerinde çalışılıyor" dedi.

1996'dan beri yürürlükte bulunan Gümrük Birliği ile ilgili AB Komisyonu'yla varılan mutabakat kapsamında teknik çalışmaların 2014'te başladığını ve 2016'da da Gümrük Birliği'nin güncellenmesine dönük olarak komisyonunun müzakerelerin başlatılmasını talep ettiğini hatırlatan Çelik, komisyonun bu kararının ardından "siyasi saiklerle çok fazla bir ilerleme kaydedilemediğini" söyledi.

Çelik, "Gelinen noktada bu siyasi saiklerin geri plana bırakılarak çok daha yüksek bir ivmenin kaydedilebileceği bir ortam içerisindeyiz. Dünya bu kadar istikrarsızlaşırken, dünya üzerinde bu kadar çalkantılı ve kaotik gelişme olurken Türkiye-AB ilişkilerinin daha istikrarlı bir yapıya kavuşması ve ilerleyen somut sonuçlar alan, yol kat eden bir yapıya kavuşması kıymetli olacaktır" diye konuştu.

 

 

- Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik açıklamaları

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik açıklamalarına değinen Çelik, şunları söyledi:

"CHP milletvekilinin teröre destek veren açıklamasının CHP'nin seçim döneminde terör örgütlerinin desteğini alan bir kampanya yürütmesinin bir neticesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bugün kuşkusuz şöyle olsaydı, eğer bir CHP milletvekili teröre destek veren bir açıklama yaptı onun karşılığında da CHP sözcüsü çıktı 'Bunu kabul etmiyoruz ve biz buna karşı, bunu yetkili kurullarımızla değerlendireceğiz' dediğinde bu kıymetli olabilirdi. Ama bunun bir evveliyatı var. Bu, ta seçim döneminden beri geliyor. Bu tekil bir olay değil. Yani bu tekil bir olaymış gibi sadece 'Bunu kabul etmiyoruz' demek yetmiyor. Seçim döneminde Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına bütün terör örgütleri aleni destek verdi. Bu aleni destek karşısında hepimiz seçim meydanlarında bağırdık, 'Bakın terör örgütleri sizi desteklediklerini ifade ediyor, bu desteği reddedin, meşru siyasete gayrimeşru alandan yapılan bu müdahaleleri reddedin' diye. 14 Mayıs seçimlerine kadar Kılıçdaroğlu bunların hiçbirini reddetmedi.

CHP'nin terör karşısındaki kurumsal bağışıklık sistemi çökmüştür. Kurumsal açıdan bağışıklığını kaybetmiştir. Şimdi bu açıdan baktığınızda bağışıklık sistemi çökmüş bir şekilde siyaset yapmaya çalışıyorlar. Ama her seferinde tutuyor, gidiyor terör örgütleriyle yan yana düşüyorlar. Şunu düşünmeleri gerekir, niçin terör örgütleriyle yan yana düşme konusunda CHP bu kadar gündeme geliyor? Niçin terör örgütleriyle yan yana düşme konusunda CHP içinden birileri çıkıp açıkça bunu söyleyebiliyor? Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dönük olarak birtakım kara propaganda odaklarının ürettiği hangi faaliyetler olduğunu biliyoruz. Bu faaliyetlerin arkasında da şu var; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terörle mücadelesinden duyulan rahatsızlık."

TANRIKULU HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMIŞTI

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV 100'deki yayında "TSK'nın yaptığı her şey eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. Bu Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi 12 Eylül'de faşist darbeyi yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz'da darbe girişimi yapan, köyleri yakan... Onlarca faili meçhul cinayet. Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen..." demişti.

Milletvekilleri olarak eleştirel yaklaşmaları gerektiğini belirten Tanrıkulu, "Biz soru sorarız, doğru olup olmadığını sorgularız. En azından TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız… Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski, Uludere oldu..." diye konuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatmıştı.

Tanrıkulu daha sonra yaptığı paylaşımda ise "Şu an beni linç etmeye kalkan zihniyet, on yıl sonra Roboski'de bir katliam olduğunu söyleyenleri de linç edecek. Ama hakikatler siz linç ettiğinizde de ortadan kalkmaz. Çetelerin, uyuşturucu kaçakçılarının, rantçıların peşine düşmesi gereken Ankara CBS'nın bir tatil günü hakkımda soruşturma başlatması ve kamuoyuna duyurması da göz ardı edilmemesi gereken bir uygulamadır" ifadelerini kullanmıştı.

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Sezgin Tanrıkulu'nun sözleri için "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir" demişti.

'BM, KIBRIS'TA TEK BİR OTORİTE OLMADIĞINI GÖRMELİ'

Ömer Çelik, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü ile KKTC güvenlik güçleri arasındaki gerilimin ardından bölgedeki durum ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın New York'taki temaslarında konunun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin soruya da "BM Barış Gücü'nün şunu değerlendirmesi gerekiyor, orada meşru tek bir otorite yok. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin esas alındığı faaliyet yürütürlerse büyük bir yanlış yaparlar" yanıtını verdi.

Şimdiye kadar yol faaliyetleriyle ilgili olarak Rum Kesimi'nin isteklerinin kabul edildiğini kaydeden Çelik, "KKTC'nin tamamen insani gerekçelerle ortaya koyduğu bu iznin herhangi bir şekilde engellenmesi kabul edilemez" şeklinde konuştu.

Çelik, Türkiye'nin KKTC'nin arkasında olduğunu ifade ederek, "O arbedede yaralanan askerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. BM bu konuda bir soruşturma yapacağını ifade etmiş. Bu soruşturmanın neticesinde sorumlu olanlara gereken tedbirin uygulanmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. (HABER MERKEZİ)