YAZARLAR

On yıllık bir macera: Adamlar

"Kahırlı Merdiven”, dokuz yeni Adamlar şarkısını bizle buluşturdu. Eski usül rock yaptıkları, başa döndükleri ama arada geçirdikleri evrelere el salladıkları bir albüm bu. “Duende” ile açılıyor, “Mezara Kadar”la kapanıyor ama arada muazzam şarkılar bizi bekliyor. Değerlendirme için henüz çok erken ama kendi adıma “Es” ve “Dalgalı”yı şimdiden kenara ayırdığımı söyleyeyim.

Kim bilir nerede, ne zaman tanıştım, hatırlamıyorum ama bundan on yıl önce bir gün hayatıma Adamlar girdi. İlk dinlediğim şarkıları "Koca Yaşlı Şişko Dünya" olmalı çünkü o ara herkes onu dinliyordu. Her yerde çalan bu şarkıyı kimin yaptığını elbette hızla öğrendim. Sonrası daha hızlı gelişti: Albümü görmem, adına ve kapağına vurulmam, şarkıları tek tek dinlemem ve içlerinden birkaçını kenara ayırmam…

Birkaçını kenara ayırdım ama birini bambaşka bir yere koydum -ki bugün hâlâ benim için en özel yerde: "Utanmazsan Unutmam". Memleket tarihini şarkılarla anlattığım buluşmalarda bana en çok sorulan soru, "Bugünü anlatan bir şarkı yapılsa, ne olurdu?" İşte bu şarkı, yıllardır bu sorumun net cevabı. Civarında ve sonrasında yanına koyabileceğim çok şarkı var elbette ama "Utanmazsan Unutmam", bugünü, bugünleri, bu korkunç dönemi yarına taşıyacak şarkı. Şunu söyleyeyim: Yakın zamanda tanıştığımız Duman şarkısı "Kufi", sonrasında beni heyecanlandıran ilk şarkı oldu. Şüphesiz (başta Gezi Direnişi döneminde yapılanlar olmak üzere) arada dinlediğimiz onlarca şarkıya haksızlık etmek istemem ama dönemi açan parantez "Utanmazsan Unutmam"sa kapatan (ya da kapatacak) parantez "Kufi".

"Kapısı Kapalı"yola başlayan "Eski Dostum Tankla Gelmiş", tuhaf bir öngörü aynı zamanda. Çok değil, sadece iki yıl sonra, yazın tam da ortasında yaşanan "darbe" bize bu albümü, o kapağı ve şahane ifadeyi hatırlattı. Elbette alakası yok ama olsa bu kadar güzel olurdu. Hemen sonrasında ikinci Adamlar albümü "Rüyalarda Buruşmuşuz" hayatımıza girdi ve ben, "Hepinize El Salladım"la "Acının İlacı" arasında gidip gelmeye başladım. Biri albümü açan, diğeri kapatan şarkı. İlki ilk albümden bayrağı devralıyor, ikincisi üçüncü albüme uzanıyor.

Art arda çıkan iki "siyah" albümün ardından birden bembeyaz bir albümle karşılaşmak hepimizi şaşırttı belki ama 2019 yılının bahar aylarında yayınlanan "Dünya Günlükleri", Adamlar için attığımız zarın tuttuğunu gösteriyordu. "Zombi"den "Mavi Ekran"a, "Yoruldum"dan "Sarılırım Birine"ye sevdiğim Adamlar şarkılarını art arda önümüze koyan bu albüm, bir yandan Rock’tan elektroniğe doğru dümen kıran ekibin her ikisinde de ne kadar başarılı olduğunu gösteriyordu. Dinledim, hem de çok dinledim. Yetmedi, Bant Mag. için ekiple buluştum, bir söyleşi yaptım. Buluşmaya giderken nasıl heyecanlı olduğumu anlatmam mümkün değil. İlk kez yan yana gelecektik, hayal kırıklığına uğramayacağımı bilmekle birlikte tedirginlik had safhadaydı. O güne dek onlarca kez konserlerde izlediğim ekibi kanlı canlı karşımda gördüm, sorularımı sordum ve sonrasında onları daha da çok sevdim. Merak edenler söyleşiyi arşivlerde bulur, okur ama başta Tolga Akdoğan, ekip üyelerine, sorularıma verdikleri içten cevaplar için gecikmiş bir teşekkürü buraya bırakayım.

Tolga’nın adını zikrettim, diğer isimleri de sayayım: Berkan Tilavel, Gürhan Öğütücü ve Berat İşçioğlu. Adamlar’ın son kadrosu bu. Arada giren ve gelişime katkı sağlayan başka isimler de var ama şimdilik buna "kemik kadro" diyebiliriz. En azından onuncu yıla böyle giriyorlar.

Onuncu yıl diyorum, bu, ilk albümün dinleyiciyle buluşmasının onuncu yılı ama öncesi de var elbette. İleride bu dönem daha ayrıntılı yazılır, ben şimdilik "öncesi"nin Halimden Konan Anlar olduğunu söyleyeyim. Tolga’yı öyle tanıdık, Adamlar’la sevdik, şarkılarını başucumuza yerleştirdik.

Arada benim çok da ısınamadığım bir Adamlar albümü daha var: Üç yıl önce ilk bölümü yayınlanan, geçtiğimiz yıl tamamlanan "Harekete Kimse Mâni Olamaz". Ekibin elektroniğe hızlı geçişi. Neyse ki şarkıların canlı hâllerini de dinleyebildik, albümü yavaş yavaş sevdik. Çoğul yazdığıma bakmayın, kendi adıma konuşuyorum elbette. Dediğim gibi, başta ısınamadığım, sonradan diğerlerinin yanına iliştirdiğim ama ne yalan söyleyeyim çok da elimi atmadığım bir albüm bu.

Tam da bu yüzden, yeni albüm sözleri ortada dolanmaya başladığında duruma şüpheyle yaklaştığımı gizlemeyeceğim. Neyse ki Adamlar yine bizi hayal kırıklığına uğratmadı ve önümüze gümbür gümbür bir albüm koydu: "Kahırlı Merdiven". Şimdiden benim için yılın iki albümünden biri. Diğeri, henüz yarısını dinlediğimiz, diğer yarısını merak ve heyecanla beklediğimiz Duman albümü "Kufi". Yanlı mıyım? Evet. Bende sınırsız krediye sahip iki topluluk art arda albüm yapınca şampiyonluğu elbette onlar arasında paylaştıracağım.

"Kahırlı Merdiven", dokuz yeni Adamlar şarkısını bizle buluşturdu. Eski usül rock yaptıkları, başa döndükleri ama arada geçirdikleri evrelere el salladıkları bir albüm bu. "Duende" ile açılıyor, "Mezara Kadar”la kapanıyor ama arada muazzam şarkılar bizi bekliyor. Değerlendirme için henüz çok erken ama kendi adıma "Es" ve "Dalgalı"yı şimdiden kenara ayırdığımı söyleyeyim. "Ah Be Güzelim"le efkarlanacağımız, konserlerde "Bilsen de Bilmesen de" ile coşacağımız muhakkak. Sonrasını zaman gösterecek.

Yazının sonlarına doğru "Dalgalı"nın girişini ve nakaratını buraya alayım. Şarkı "Derisi kalın / Gölgede duranın / Bile bile yanıyorum" diye başlıyor. Arada, "Elindeki pusula / Dönmüş artık fosile" sözü var. Nakarat derseniz, muazzam: "Dalgalı denizim dalgalı / Sal gelsin sıradaki rüzgârı…" Memleket ahvali daha iyi özetlenebilir mi?

Yangınlarda dans etmeyi heyecanla bekliyoruz. Bunun için önümüzde şahane bir buluşma var üstelik: Adamlar, onuncu yıllarını 1 Aralık’ta Volkswagen Arena’da düzenlenecek bir konserle kutlayacak. Elbette orada olacağız. O zamana kadar yapacağımız tek şey var: Albümdeki şarkıları ezberlemek -ki ben çoktan yaptım.


Murat Meriç Kimdir?

1972’de doğdu. Çanakkale ve İzmit’te okudu. Ankara’da kimya mühendisliği eğitimi alırken, dinlediği müziğin tarihine merak saldı ve oradan ilerledi. Kendini bildi bileli plak topluyor; okuyor, dinliyor, dinlediklerini yazıyor, sevdiklerini çalıyor. Kedi gibi meraklı. Rakı, roka, bamya, erik seviyor. Çanakkale - İstanbul arasında yaşıyor ama Ankaracı. 1996’da Müzük adlı dergiyi çıkartan ekipten. Sonrasında Roll mürettebatına katıldı. Mürekkep, Birikim, Milliyet Sanat, Virgül, Bant gibi dergilerde yazıları yayınlandı. Yeni Binyıl, Radikal ve BirGün'ün yazarlarındandı. Ankara’da Radyo Arkadaş’ın kuruluşuna katıldı, radyo programları başta TRT, pek çok radyoda yayımlandı; kimi televizyon programlarının danışmanlığını yaptı, metnini yazdı. 2002 - 2003 yıllarında TRT için Kırkbeşlik adlı televizyon programını hazırladı ve sundu. Kalan Müzik için bir Tülay German albümü (Burçak Tarlası 64 – 87, 2001) derledi, pek çok albüme yazar ve danışman olarak katkıda bulundu. Pop Dedik / Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği (İletişim Yayınları, 2006), 100 Şarkıda Memleket Tarihi (Ağaçkakan Yayınları, 2016), Yerli Müzik (bi'bak Berlin, 2018) ve Hayat Dudaklarda Mey / Memleketin Anason Kokan Şarkıları (Anason İşleri Kitapları, 2019) adlı dört kitabı, üzerinde çalıştığı pek çok projesi var. Üniversitelerde ve kültür merkezlerinde müzik tarihi üzerine seminerler verdi, veriyor. Düzenli olarak Gazete Duvar'da, arada bir Kafa’da yazıyor; Açık Radyo için hazırladığı Harici Bellek başlıklı program salı günleri 19.30'da yayımlanıyor.